Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Merkez, Ankara'da kaldığını teyit mi ediyor?

Para Politikası Kurulu toplantısından günler önce bankalar pozisyonlarını ayarlamış, kurulun bir üyesi sinyal vermiş, faizler yarım puan inecekmiş.

Hem de öyle bir beklenti ki (?), piyasa faizleri tereddütsüz gerilemiş. Nitekim, beklenen oldu, şaşmamak elde değil herhalde: Merkez'in politika faizi olarak adlandırılan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 7'den yüzde 6.50'ye düşürüldü. Bu karar temel anlamıyla, bir tarafta faizlerin düşürülmesini isteyen öncelikle reel sektör ve ardından hükümetin beklentisiyle uyumlu oldu. Aslında sadece bu indirimle sınırlı kalınsaydı; bankacılık kesiminin de hayır demeyeceği bir durumdu. Ne var ki; bir yanda bankaların Merkez'e verdikleri paradan %1.75 değil %1.5 kazanacağını ifade eden TCMB fonlama maliyeti oranı düşürülmüş, öte yandan çok kısa vadeli para gereksinimi olan bankaların borçlanmak zorunda kalmalarında uygulanacak faiz %8.75'ten %9'a çıkarılmış. Bankaları sıkıştıran etkili bir karar ise raporda söz ile ifade edilip takip eden gün ise net oranları içeren karar ile duyuruldu. Buna göre kısa vadeli mevduatlarda halihazırda %6 olan TL zorunlu karşılık oranı %8'e, 3 ve 6 ay vadeli hesaplarda %7'ye yükseltildi. 1 yıl ve üzeri vadeler için ise %5'e indirildi.

Çok önceden yapmasını daha yararlı düşünüp dile getirdiğimiz para politikası uygulamalarını, kanaatimizce, Merkez gecikmeli olarak uygulamaya devam ediyor. Fonlama maliyeti çok önceden düşürülebilir, borçlanma ile borç verme faizi koridoru (açıklığı) daha fazla açılabilirdi. Dünü bırakıp bugüne bakalım diyemiyorum, zira dün yapılanlardan para politikası olarak vazgeçiliyor ise dün yapılanlar yanlış mıydı, yanlış ise neden yapıldı? Temennimiz "2011 Yılında Para ve Kur Politikası" açıklanırken bu sorulara da cevap verilmesidir.

Konut kredilerinde refinans fırsatını kaçırmayın!

Konut kredi bakiyesi 55 milyar TL'yi aştı. Kullanılmış bu kredilerin önemli bir kısmı aylık %1'in üzerinde faiz ile verilmişti. Şu anda her vadede faiz oranları %0.9'un altına geriledi. Müşterilerin kesinlikle refinansman kararını değerlendirmesi gerekiyor.

Tabela faizi olarak %1'lerin üzerini duyuran ancak şubelerine gittiğinizde daha düşük faizleri hemen telaffuz eden bankalardan daha önce kredi kullanmış müşterilerin dikkatle takip etmesi gereken konu, refinansmanın kendi kredisi için avantajlı olup olmayacağıdır. Bir izleyici-okurumun talebine göre yanıt vereyim: "21.12.2009 tarihinde bankadan %0.97'den 120 ay vadeli 68000 TL'lik konut kredisi kullandım, 12 ay taksit ödedim; bankamla görüştüm %0.84'ten

yapılandırabileceklerini söylüyorlar fakat 1300 TL dosya masrafı istiyorlar, acaba yapılandırmam uygun olur mu yeni yapılandırmada bankam 98 aya düşürüp 963 TL'den yapılandıracağını söylüyor ne yapayım?" Cevabım net; aynı bankadan refinansman yapılması önemli avantaj yaratacaktır. Tavsiyem ise, %0.84'ten daha da düşük bir oran talebinde bulunmasıdır. Öte yandan, bu krediyi başka bir banka yardımıyla refinansman da uygun olabilir (Ancak, mevcut krediyi kapatırken bankanızın isteyeceği, yeni kredi sağlayacak bankanın uygulayacağı masraflar ve oran dikkate alınıp değerlendirilmeli).

Varantlara dikkat!

Sermaye piyasamızın gelişmesi açısından yeni ürünlerin tanıtılması kuşkusuz çok yerindedir. Bunlardan birisi olan varantların ise, piyasa hareketlerinin aşırı üzerinde değer kayıplarına maruz kalabileceği ise unutulmamalıdır. Makro bakarsak, küçük birikimli yatırımcıların çok büyük kayba uğraması, sermayenin tabana yayılmasında önemli bir handikap yaratabilir.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar