Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Geçen haftaki gösterilerden ders alınmış belli ki. Paris’e her geldiğimde kaldığım Rue des Archives’deki butikler cumartesi günkü protestolara hazır. Yan yana dizili Givenchy, Gucci ve Moncler’in önlerinde tahta plakalar vitrinleri kapatmış, sarı yeleklerin yağmalama ihtimaline karşı tedbir alıyorlar. Ben tadilat sandım önce, sonra her mağazada görünce uyandım.

        Birkaç gün önce internette Paris’teki lüks mağazalardan malların nasıl kaçırıldığı, protestoların kimileri için gardıroplarını yeniledikleri bir fırsata dönüştüğünün videoları dolaşıyordu.

        Perşembe günü CDG’e askerlerle birlikte indim. Üniformalılar Fransa’nın başka şehirlerinden Paris’e gönderilmiş belli ki. Devlet bu sefer işi sağlam tutuyor, hemen herkes de bu sefer gösterilerin çok sert geçeceğinden emin.

        “Bizde demokrasi var,” diyor konuştuğum bir genç. “İnsanların seslerini duyurmalarını genelde böyle sağlıyoruz, dışarıya çıkarak ve medyaya konuşarak. Ve bizde işler ne yazık ki böyle işliyor.”

        Ancak cumartesi günü onu eve hapsedecek bu gösterilerden de hoşnut değil. “Birçoğumuz evden çıkmaya korkuyor, metro ya da trenler çalışmayacak, yolları kapatacaklar” diye devam ediyor.

        O yüzden de kendisinin “gilet jaune”dansa “foulard rouge”a yakın olduğunu anlatıyor bana. Kırmızı Eşarplar şiddet kullanmaktan çekinmeyen Sarı Yelekler’e alternatif olarak çıktı geçtiğimiz günlerde. Gezi’deki kırmızılı kadınla bağları tamamen tesadüf, ama tıpkı Gezi’nin ilk günleri gibi barışçıl protestolardan yana. Sarı Yeleklerin protesto biçimlerinden rahatsızlar, taleplerinin bir an önce hayata geçirilmesini istiyorlar.

        Dünyanın çeşitli yerlerinde yükselen popülist protesto gösterilerinden belirgin bir şekilde ayrılıyor Fransa’daki son gösteriler. Sarı Yelekler siyasi bir partiye, hele hele sağ partilere bağlı değiller, Macaristan’daki Orban’ın aksine milliyetçilikten, özellikle de göçmenlik mevzuundan beslenmiyorlar. Zaten bu konular gündeme bile gelmiyor. Irk meselesi gündemlerinde değil. Soros’tan bahseden yok.

        İstedikleri yaşam standartlarının yükselmesi, Macron öncesi kararlaştırılan vergilerin düşürülmesi, maaşların artırılması. Ekonomik bir isyan şimdilik ama aşırı sağ partiler tarafından ele geçirilme ve saptırılma tehlikesi de yok değil. Ancak şu ana kadar Afrika göçmenleri, Arap kökenliler ve başka etnik gruplar da Sarı Yelekler saflarında yer alıyor. Bu açıdan Le Pen gibi aşırı uçların işine gelen bir kitle de değil.

        Daha çok mevcut siyasi düzene isyan eden ortak bir hassasiyet.

        Zaten Gezi’yle Sarı Yelekler’in ortak noktası da en azından çıkış itibarıyla partisiz bir hareket oluşu. Bizden farklı olarak Fransa’da bu gibi isyanların demokrasi kültürünün bir parçası olması; hatta yer yer rahatsız edici bir parçası olması. Fransızlar hayatı grev ve isyanla kilitlemeyi alışkanlık haline getiren bir millet. Ancak bu sefer devletin sert tepkisi, geleneğin aksine isyancıları suçlayan devlet dili tepki topluyor.

        İşin ironisi, “Devrim” sloganıyla iktidara gelen Cumhurbaşkanı Macron’ın kısa sürede müesses nizamın bir parçası olması, devlet dilini benimsemesi ve kısa süre önceki “alternatif siyasetçi” imajını unutturması. Macron şimdiden “düştü” ilan edildi, en azından gözden düştü.

        Cuma günü Rick Owens mağazasındaki satış görevlisi astronomik rakama bir ceketi bana aceleyle satmaya çalışırken ona tipik turist bahanesini öne sürüyordum. “Bir düşüneyim, sonra gelirim” diye.

        “Cumartesi kapalı olacağız, pazar zaten kapalıyız” diye altını çizdi.

        İşten erken çıkan bir berber benimle dalga geçerek “Gidip yeleğimi almak için şimdi çıkıyorum, onları bekleyeceğim” dedi. Anladığım, en azından esnafın bu durumdan mutlu olmadığı şimdilik.

        Öte yandan, isyandan 24 saat önce Paris hayatı cafe’lerdeki kalabalık, mağazalarda koşturanlar, yoğun yağmur ve rüzgarda şemsiyesine sahip çıkmaya çalışanlarla normal gibiydi. Sabaha kim bilir ne olacak.

        Diğer Yazılar