Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Geçen yaz Harlem’de bir barda otururken gelen gürültüler üzerine aniden sokağa fırladık, hemen telefonlarımıza sarılıp olay anını görüntülemeye, bir yandan hep bir ağızdan “World star!” diye bağırmaya başladık. İki kadın kaldırımda saç saça baş başa kavgaya girişmiş, internet kültürü tarafından yozlaştırılan bizler de bu sahneyi iştahla, genellikle erkek ilkelliğine özgü aşağılık bir zevkle izlemeye koyulmuştuk. İyi bir “catfight”tan daha eğlenceli ne olabilir gelişmemiş erkek hayal gücü için?

        Milyonlarca insanın ziyaret ettiği World Star Hip-Hop sitesi şöhretini böyle sokak kavgası videolarına borçlu. Başkalarının zor duruma düştüğü bu anların belli ki epey alıcısı var.

        Bir yandan havalimanındaki yer görevlisiyle halkla ilişkilerci olduğu anlaşılan 'Türk Sarışını' arasındaki kavgayı izlerken “Keşke devamı da olsaydı” diye içinden geçirdiniz değil mi?

        Dublaj Türkçesiyle konuşan sahte sarışın görüntülerde yer almayan bir üçüncü kadının deyimiyle dayağı epey hak ediyor. Havalimanı çalışanı da Sevda Demirel refleksi gösterip mahallenin erkek gibi ablası edasıyla tokadı yapıştırmaya hazırdı. Ama video bu haliyle pek World Star’lık değil, daha çok YouTube’da binlerce benzeri olan havalimanı veya uçakta çıldıran yolcu videoları külliyatında yer alacak. Bir süre sonra da unutulacak kesin.

        BİZİ BİRLEŞTİREN LİNÇ KÜLTÜRÜ

        Türk Sarışını laik-İslamcı demeden Türkiye’yi bir gecede birleştirebildi. Laikler ve laiklerin “çomar” dediği kesim ortaklaşa Linkedin sayfasından Instagram’da masanın üstünde dans ettiği fotoğraflarına kadar kamuya mal etti artık uçamayan yolcunun bilgilerini. Tabii, adı ve çalıştığı yer de anında ortalığa saçıldı.

        İnternet çağında hiçbir şey gizli kalmıyor sonuçta. İletişim alanında yaptığı kariyeri birkaç saniyede yerle bir eden bu kadının bir daha iş bulması çok zor normal şartlarda. Adını ve hatta saçını falan değiştirmesi gerekiyor. (Gerçi burası Türkiye, hiç belli olmaz ve yarın öbür gün beklemediğimiz bir yerde karşımıza çıkıp baş tacıbile edilebilir.)

        Kendisi için de üzülecek değilim, o video’daki hal ve tavrından dünyanın en iğrenç insanı olabilirmiş gibi bir izlenim uyandırdı bende.

        Ya günümüzün kahramanı o havalimanı çalışanı?

        Hadi bana alkış getirmeyecek o görüşü dillendireyim: Her ne olursa olsun müşterinin üzerine çok da provoke olmadan yürüyen o çalışandan korktum ben. Bir diğerinin yaptığı nasıl ahlaki insanlık değerleriyle ya da halkla ilişkilercilikle bağdaşmıyorsa, bankoda görev yapan kadının da krizi profesyonelce yönettiği söylenemez. O dublaj Türkçesiyle “Kıçını büyüteceğine” diye başlayan cümlesinden dayaklık olduğu belli Türk Sarışını’nın. Ancak süprüntü, çingene gibi hakaretler fiziki tehditten sonra geliyor.

        HERKESİN İÇİNDEN BİRİNE YUMRUK ATMAK GELİR

        Sadece o değil, insan gündelik hayatında sık sık suratına bir yumruk savurmak isteyeceği onlarca insanla muhatap oluyor. Ama bir toplumun huzur içinde işleyişini sağlayan da bireylerin böyle anlarda takınacağı olgun tavır. Her sinirimizi bozanın üzerine yürümeye, dövmeye kalkarsak bir toplumun sağlıklı ilerlemesi de mümkün olmaz.

        O zaman Kemal Kılıçdaroğlu da yediği yumruğu hak eder, Mesut Yılmaz, Taner Yıldız ve başkaları da. Barbaros Şansal’ın o malum video’dan sonra havalimanında linç edilmesine “Oh oldu” diyen bir çoğunluktan daha korkutucusu ne olabilir? Nefret ettiğimiz, damarımıza basan, sinir uçlarımızla oynayan insanları da şiddete karşı savunmalıyız, ama’sı olmadan.

        Ancak bir video etrafında birleşen Türkiye’nin neden çoktandır çatırdama belirtileri gösterdiği de bu video’dan anlaşılabilir. Bizi birleştiren ortak payda linç; aklıselim değil. Ortada bir çarpıklık var.

        REKLAM

        ***

        Havalimanı çalışanı nasıl davranmalıydı?

        Müşteri hizmetlerinde çalışıp da Türk Sarışını gibi tiplerle muhatap olmamak mümkün değil. Garsonlar, kasa görevlileri, uçuş görevlileri, otobüs muavinleri kim bilir neler çekiyordur kendini bilmez binlerce hadsizden. Hepsine sabır diliyorum, işleri çok zor.

        Müşteri hizmetlerinin en üst düzeyde olduğu ülkelerde tüketici hakları kanunla garanti altındadır. Ama kapitalizm “Müşterinin her dediği haklıdır” yalanını pazarlarken çalışanını da ezdirmez. Mağazalarda Türklerin en alt seviye diye baktığı çalışanların inisiyatifi epey fazladır ve video’da izlediğimiz gibi kriz anlarında verdikleri anlık kararlardan dolayı üstlerine hesap sormak zorunda kalmazlar.

        O an havalimanı çalışanının yapması gereken sükûnetini korumak, güvenliği çağırıp saldırgan kadını uzaklaştırmak ve hemen oracıkta bundan sonra o havayoluyla bir daha ASLA uçamayacağını yüzüne karşı bildirmek olmalıydı. Şirketi çalışanına bu yetkiyi vermeliydi. Zannedersem vermediği için, çalışan da şirketi tarafından en alt seviyede bir eleman muamelesi gördüğü için iç patlamasına tanık olduk.

        TÜRK İŞİ ÇÖZÜM

        Şirketin bugün çalışanın arkasında durması önemli değil. Gerçekten o an orada o yolcunun havalimanıyla bütün ilişkisini kesebilecek yetkisi var mıydı? Olsa serinkanlı olurdu gibi geliyor. ABD’deki benzer olaylarda çalışanların serinkanlılığı ve otoriterliği yetkilerinden geliyor. En ufak bir itiraz yükselttiğinizde, haklı olsanız bile, havayolu çalışanı “Bir daha asla bu şirketle uçamazsınız” diye serinkanlılığını bozmadan tehdidi savuruyor, boyun eğiyorsunuz.

        Ben olması gerekeni söylüyorum, genelde işler Türkiye’de hiç kitabına uygun işlemiyor.

        Havalimanı çalışanı bu iğrençliği sineye çekse, ya da inisiyatif alsa ve bu anlar sosyal medyada yayılmasa büyük ihtimalle burnundan gelirdi. Linkedin’ine bakılırsa Türk Sarışını’nın o havayolu şirketinin sahibine, yöneticisine ulaşması bir ya da iki telefon görüşmesi alır. Türkiye’de işler kimi tanıdığınla, dayınla falan işliyor sonuçta.

        Böyle bir durumda her iddiasına girerim şirket çalışanının arkasında durmaz, torpil ve bağlantılar haksızlığı meşru kılardı.

        O sarışın bu cüreti nasıl kendinde buluyor sanıyorsunuz?

        O yüzden belki de “Türk işi” çözüm bu durumda iyi oldu. Ama Türk işi çözüm norm olursa toplumsal yaşam da müşteri hizmetlerimiz gibi Türk işi kalır.

        Diğer Yazılar