Her 17 dakikada yeni bir ölüm
Şu anda Corona virüsünün dünyaya yayıldığı Vuhan’dan daha kötü durumda olan New York’ta son durum bu. Her 17 dakikada yeni biri hayatını kaybediyor. Bir günde vaka artışı 7200. Eyalette toplam 59 bin 513 kişi virüse yakalanmış durumda; 33 bin 768’iyse New York şehrinde. Ölü sayısı ise bini geçti. Tabii bütün bunlar Pazar gününün rakamları. Büyük ihtimalle bugün çok daha ciddi bir artış göreceğiz, çünkü Pazar sabahından akşamına kadar bile rakamlar arttı.
Corona’nın önüne geçilemiyor, geçilemediği gibi önümüzdeki hafta sonu için çok daha büyük kıyamet senaryoları yazılıyor. Kentin belediye başkanı şu anda 8500 kişinin hastanede, 2037’sinin de yoğun bakım ünitelerinde suni solunum cihazlarına bağlı olduğunu açıkladı. Ancak zirveye ulaşması beklenen vaka sayısı hastanelerin kapasitesini fazlasıyla zorlayacak. Zira şehirde sadece bir hafta yetecek kadar tıbbi malzeme kaldı. Bu arada Çin’den gelecek olan maske gibi malzemeleri taşıyan 20 uçaktan ilki indi ama tamamı şehre gitmeyecek, ülkeye dağılacak.
HÜKÜMET-BELEDİYE-VALİ ÇEKİŞMESİ
Birkaç hafta önce kendi aramızda “sahra hastanesi” diye dalga geçerdik; şakalarımız gerçek oluyor. Central Park’ın ortasına 68 yataklık bir hastane çadırı kuruluyor. Aynı zamanda New York limanına da ordunun hastane gemisi yaşanıyor.
Bir ara New York ve çevresindeki iki eyaletin tamamen karantinaya alınması gündemdeydi ama Başkan Trump bunu değerlendirdiğini, sonradan vazgeçtiğini söyledi. Tabii bu kararda iç siyasetteki dinamikler de etkili zira hala, böyle bir krizde bile, eyalet valisiyle Beyaz Saray arasında bir sürtüşme var. Vali ısrarla Başkan’ın kendi şehrini kaderine terk ettiğini, federal hükümetin yeteri kadar yardım yapmadığını söylüyor. Trump ise yerel yönetimleri beceriksizlikle suçluyor.
New York Valisi Andrew CuomoYerel yönetimlerin durumu abartarak hükümetten daha fazla yardım almaya çalıştıkları, bire bin kattıkları doğru. New York Valisi Andrew Cuomo da yıllardır kendi yıldızını parlatacak bir fırsat bekliyordu, Corona’yı adeta “başkan adayı” gibi yönetiyor.
Siyaset bir yana, New York’taki rakamlar artık herhangi bir abartıyı gerektirmeyecek kadar fazla. Bütün bunlar olurken Amerika’nın kendi sisteminin aksaklıkları da ortaya çıkıyor. Mesela Türkiye’de bir gecede yürürlüğe konan hastanelerin birlikte çalışması burada hala başarılamadı. Bir türlü özel ve devlet hastanelerinin ortak çalışması sağlanamadı. Özel sektöre devlet müdahalesi Anti-Amerikan bir değer olarak görüldüğünde telaffuz dahi edilmiyor.
Trump büyük şirketlerin tıbbi malzeme üretme emrini bile çok geç verdi. Çünkü bu Amerikan sisteminde yetişmiş biri olarak kendi ideolojisine aykırı devletin özel şirketlere emir vermesi. Bugün sıradan bir otel sahibi olarak kalsaydı ve devlet ona binalarını hastalara açmasını emretseydi bunun kişisel özgürlüklerine müdahale olduğunu ilk söyleyecek insan olurdu. Mahkeme de onun tarafını tutabilirdi.
PEARL HARBOR GİBİ
Bedava sağlık sigortası, herkese 1200 dolar hibe ve özel sektöre müdahale gibi adımlarla virüs bir yandan Amerika’nın kendine özgü değerlerini de yerle bir ediyor. Yoksa sahiden sosyalizm mi geliyor?
En son İkinci Dünya Savaşı sırasında Franklin Delano Roosevelt özel sektöre İngiltere’yi savaşta destekleyecek malzeme üretmesini telkin etmişti sohbet arasında. Bir sene sonra Pearl Harbor baskınından sonra Ford gibi fabrikalar Amerikan ordusuna mühimmat üretme yarışına girdi.
Devlet katında bunlar oluyor, bir şehirde yaşayanlar da bir şekilde ayakta kalmaya çalışıyoruz. Benim oturduğum Brooklyn vaka sayısı bakımından ikinci en yüksek bölgesi New York’un. Brooklyn’in benim yaşadığım semti ise en yüksek vakaya sahip. (Birinci Queens, üçüncü Manhattan.)
*
Gündelik hayatta neler oluyor
YAĞMAYA KARŞI TEDBİR
En son Cuma günü evden bisiklete binmek için çıktım ve Manhattan Köprüsü’nden “şehre” gittim. Soho’daki bütün mağazalar kapalı, vitrinler boşaltılmış. Hatta mağazalardaki ürünler de apar topar depoya kaldırılmış. Belli ki işler kötü giderse mağazaların yağmalanmasından endişe ediliyor. Geçmişte benzeri olaylar yaşandığı ve aniden silah satışları patladığı için tedbirliler.
MARKETTE VİRÜS BULUNDU
New Yorkluları yıkan bir haber: En popüler süpermarket zinciri Trader Joe’s’un şehirdeki iki şubesi kapandı. Çalışanlarda virüs tespit edildiği için anında kilit vuruldu bu şubelere ve şu anda dezenfekte ediliyor. Normal şartlarda bile uzun kuyrukların olduğu bu marketin geçen gün önünden geçtim, ikişer metre arayla duran belki 100 kişi vardı. Sıranın uzunluğunu matematik dersinden geçenler hesaplayabilir.
LOKANTALAR BİR DAHA AÇILMAYACAK
Bir başka “niş” konu: Restoranlar ne olacak? New York’u New York yapan özelliklerden biri dünyanın en iyi lokantalarına sahip olması. Üç Michelin’den dilim pizza satan dükkanlara kadar. Binlerce dolarlık hesap ödenen Eleven Madison Park gibi o meşhur mekanlar kapandı. Shake Shack hamburger zincirinin de sahibi Danny Meyer tam iki bin çalışanının işine son verdi. Soho House en az üç aylığına kapandı. Birçok mekanda çalışanlar işten atıldı, İnternet’ten yardım kampanyaları yapılıyor. Trump sosyal mesafe günlerini 30 Nisan’a kadar uzattı, en iyi ihtimalle de bu işin 1 Haziran’da bitmesi bekleniyor. Ama o zamana kadar bile New York bildiğimiz New York olmayacak.
*
Kıyametin fon müziği
1975 yılında New York büyük bir krizin eşiğinde, adeta iflas edecekti. Hükümetten yardım istenmiş ama red cevabı gelmişti. New York Daily News gazetesi tarihe geçen bir manşetle özetledi: “Başkan Ford’dan New York’a: Geber.” (Drop Dead.)
O yıllarda Los Angeles’ta yaşayan Long Island’lı şarkıcı BillyJoel de yaklaşan kıyameti uzaktan izleyenlerdendi. New York’u terk etmiş, ama etrafındaki California’lıların, hatta New York’tan taşınanların “Oh olsun!” demelerine sinir olmaya başlamıştı.
“New York çökerse ben de onunla birlikte çökeceğim” diyerek bir ay içinde şehre geri taşındı. İşte o dönemde “Miami 2017” diye bir şarkı yazdı. Hani herkes emekli olup Florida’ya taşınıyor ya; çöken New York’un ardından böyle bir distopya hikayesi yazdı.
“Miami 2017” en bilinen ve sevilen şarkılarından bir oldu BillyJoel’un ama şarkının ilk dizies hiçbir zaman bugünkü kadar mana kazanmadı:
“Broadway’de ışıkların söndüğünü gördüm.”
Corona krizinin ciddiye alındığının ilk işareti birkaç hafta önce Broadway’in perde indirmesi oldu. Bütün oyunlar iptal edildi, tiyatrolar kapandı, hatta Tony ödülleri bile bilinmez bir tarihe ertelendi. Yeni oyunlar yeniden perde açmayacak, ancak birkaç temsil sahnelenen “Who’s Afraid of Virginia Woolf”un yeni prodüksiyonu gibi oyunlar geri dönmeyecek.
Billy Joel’un şarkıdaki diğer öngörüleri elektriklerin kesileceği, herkesin yeraltına ineceği, Manhattan’a giden adaların yanacağı, Harlem’de kiliselerin yakılacağı, Yankee oyuncularının gemiyle kurtulacağı, Bronx’un patlatılacağı…
Şimdilik daha ilk dizedeyiz.
NOT: Yazının bir önceki halinde Türkiye'de hastanelerin kamulaştırıldığına dair yanlış bir ifade kullanılmıştır, düzeltirim.