Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Donald Trump kendisinin Türkiye’de ne kadar merak edildiğini ve sevildiğini bilse çok sevinir herhalde. Zira Amerikan basınından görmediği ilgiyi Türk basınından görüyor. Basının abartması da değil, sanki Türkiye’nin başına geçecekmiş gibi bir ilgi var halkta Trump’a karşı. Seçimi kaybettiğinden beri en çok merak edilen konulardan biri tekrar geri dönüp dönmeyeceği. İşin ilgici, bu soruyu Türkler çok sık soruyor ama Amerikan basını hemen hemen hiç gündeme getirmiyor. Amerikan basınının stratejisi belli: yok sayarak tehlikenin büyümesini engellemek. Türkiye’de ise otoriter liderlere olan düşkünlüğün sonucu olarak Trump’a yönelik bir sempati duygusu var sanki. Türk-Amerikan ilişkileri onun döneminde dibe vurdu, ama yine de Trump’a toz kondurulmuyor.

        Joe Biden’ın popülerliğinin dipte olması Trump’ın yeniden gelebilme ihtimalini kuvvetlendiriyor. Anketlerde Trump şu anda önde. Partisinin üyelerinin yarısından çoğu onu istiyor, peşinden gelen adaylar yüzde 10-11’de seyrediyor. Trump da yeniden dönme sinyalleri veriyor. Ama bu ihtimal kendisinden umduğundan çok daha uzak olabilir.

        MAYIS’TA BELLİ OLUR

        Mayıs kritik bir ay Trump için. Cumhuriyetçi Parti vali adaylarını ön seçimle belirleyecek. Trump’ın desteklediği adaylar parti içinde ön plana çıkıp ön seçimi kazanırsa eski başkan gücünü ve etkisini belli edecek. Özellikle Georgia eyaletinde ciddi bir yarış söz konusu. Yıllardır Cumhuriyetçiler’in elinde olan eyalet başkanlık ve senato için uzun yıllardan sonra ilk kez Demokratlar’a geçti. Taban örgütlenmesinden sorumlu Stacey Abrams’ın çabalarıyla oldu bu dönüşüm. Daha önce valilik seçimini kıl payı kaybeden Abrams’ın tekrar seçime girmesi söz konusu. Cumhuriyetçiler bu tehlikeyi gördükleri için en çok bu seçime önem veriyorlar ama parti içinde de biri Trump’ın desteklediği aday, bir de Georgia’nın görevdeki valisi yarışıyor. Trump özellikle görevdeki valinin seçilmesini istemiyor çünkü Georgia’da Demokratlar’ın kazandığı son seçimin hileli olduğunu, valinin de bunu durdurmadığını düşünüyor. Georgia şu anda Trump için ilk sınav.

        REKLAM

        Bir diğer mesele 6 Ocak soruşturması. Kongre baskınında soruşturmada epey yol alındı, yüzlerce kişi saatlerce ifade verdi. Trump’ın en yakınından kızı Ivanka ve damadı Jared Kushner konuşanlar arasındaydı. Soruşturmanın başka isimlerle uzaması, adalet bakanının da bu soruşturmaya göre Trump hakkında cezai işlem yapıp yapmayacağı bekleniyor. Trump karşıtlarının istediği 6 Ocak’tan eski başkanın bizzat sorumlu tutulması, ayaklanmayı kışkırttığının kanıtlanması.

        Bu yönde en destekleyici ifade şaşırtıcı bir şekilde kızı Ivanka Trump’tan geldi. Dışarıya çok az bilgi sızdı ama Ivanka’nın babasını seçim sonucunu tanıması ve ayaklanmayı durdurması yönünde telkin ettiği, uyardığı konuşuluyor. Ama babası kızının sözünü dinlemedi. Görünürde bildiğimiz bir durum bu. Ama kayıtlara Trump’ın ayaklanmayı durdurma telkinlerine aldırış etmediğinin geçmesi ayaklanmayı kışkırttığı şeklinde de yorumlanabilir. Tahminim Mayıs ayındaki ön seçimlerde Trump’ın parti içindeki gücünü koruduğu ortaya çıkarsa soruşturmanın hızlanacağı, sistemin çarklılarının aday olmasını engellemek için uğraşacağı yönünde.

        RAKİPLER HAZIR

        Aslında Cumhuriyetçiler de tıpkı 2016 öncesinde olduğu gibi Trump’ı pek istemiyor ama mecburen idare ediyor. Trump’ı parti değil taban getirdi, bir kez daha aynısı olursa diye cephe almıyorlar. Trump’ın kendisine ihanet edenlere ya da destek vermeyenlere ettiği hareketler ortada; kolaylıkla hedef gösteriyor. Yardımcısı Mike Pence’i bile hedef göstermiş, destekçileri onu asmak için Kongre önüne 6 Ocak’ta darağacı kurmuştu. Bu sapkın tutku pek çok Cumhuriyetçiyi korkutuyor.

        Eğer Trump’ın parti içinde zayıfladığı anlaşılırsa potansiyel adaylar daha bir ön plana çıkmaya hazır. Florida valisi Ron DeSantis adaylık niyetini gizlemiyor bile; Trump olmazsa şu anda Biden’ın 2024’teki rakibi o gibi gözüküyor. Dahası, kazanabilir de.

        REKLAM

        PEKİ BIDEN KESİN GİDİCİ Mİ?

        Şu anda bütün işaretler Joe Biden’ın tek dönemlik başkan olacağı yönünde. Ekonomi çok kötü durumda. Aslında ekonomi toparlanıyor ama algı kötü. Dahası enflasyon durdurulamıyor; benzin fiyatları rekor düzeye ulaştı, sokakta herkes market fiyatlarındaki artığı konuşuyor. Rusya-Ukrayna savaşı uzadıkça, Putin devrilmedikçe Biden’ın uluslararası liderliği de tehlikede. Beyaz Saray bu paniğin farkında. Farkında oldukları için de can simidi gibi sarıldıkları bir kurtarıcıya başvurdular: Barack Obama.

        İki sene önce Joe Biden’a destek için eyalet eyalet gezen Obama beş yıl sonra Beyaz Saray’a geldi ve adeta üçüncü dönem başkanmış gibi konuşma yaptı. Biden yönetiminin kaybettiği halk desteğini yeniden kazanmaktı amaç. Bunu da Obamacare olarak sağlık sigortasının imzalanmasının yıldönümüne getirdiler.

        Aslında rakip olarak Trump’ın olması bir yandan Demokratlar’ın işine geliyor. Obama’nın da desteğiyle ortadaki seçmen, özellikle orta sınıf şehir dışında yaşayan kadılar bir kez daha yaklaşan tehlikeye karşı Biden’ın etrafında kenetlenebilir.

        Beyaz Saray’daki Obama buluşması sıradan bir yıldönümü değildi. Biden’ın seçim kampanyasının mesajıydı. Evet enflasyon kötü, fiyatlar artıyor ve dünyada savaş var. Ama Biden belli ki seçmene “Her şey daha da kötü olabilir, bir de sağlık sigortanız elinizden alınabilir,” mesajını işleyecek. Biden popüler olmayabilir ama Amerikan halkının büyük çoğunluğu sağlık sigortasını destekliyor. Cumhuriyetçiler de bu seneki ara seçimlerde Kongre’de çoğunluğu kazanırlarsa sağlık sigortasını iptal etmeye yeminli gibi.

        İş sadece Trump nostaljisi değil kısacası. Çok fazla parametre var. Sağlık sigortasını korumak ve genişletmek Biden’a seçim kazandıran faktörlerden biriydi. Şimdi de koltuğunu korumasına faydası olabilir. En azından Beyaz Saray bu stratejiyi biraz daha kullanacak.

        Diğer Yazılar