Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu son Almanya gezisi sırasında parlamenter demokrasiyi güçlendirmek için Senato’nun ikinci bir yasama meclisi olarak düşünülebileceği açıklamış. 1980 öncesinde Senato’nun birinci meclisin yasama faaliyetlerini denetlemesinden yola çıkan Kılıçdaroğlu’na göre, Senato sisteminde sadece üniversite mezunları olacağı için, farklı açılardan da birinci meclis üzerinde bir denge mekanizması oluşabilirmiş. Kılıçdaroğlu yasama organı üzerinde Senato gibi bir etkin mekanizma olmadığı için, bu işlevin Türkiye’de Anayasa Mahkemesi tarafından yerine getirildiğini düşünüyor.

Öncelikle belirtmek gerekir ki, Türkiye’de çift meclislilik tartışmalarının geçmişi bir hayli eski. Batıda teorik olarak ise, parlamento içinde ve yasama organı ile yürütme organı arasında kontrol ve dengeyi tesis ederek güçlendirme bağlamında iki meclislilik tartışmaları birkaç asır geriye gider. Montesqueiu başta olmak üzere çeşitli siyaset düşünürleri, siyasi iktidarları sınırlandırmaya ilişkin alternatif bir araç olarak çift meclisliliği tartışmışlardır.

Günümüzde 178 parlamenter demokrasinin 66’sında çift meclisli sistemin mevcut olduğunu belirtelim. Bunların 17’si Avrupa’da olup, İngiltere’den Fransa’ya, İtalya’dan Belarus’a, Polonya’ya kadar uzanan coğrafyada çift meclisli sistemler mevcut. Türkiye’de de belirli aralıkla çift meclis sistemi uygulanmıştır. İlk Anayasamız olan 1876 Kanun-i Esasi çift meclisliliği anayasal düzenimize dahil etse de, uygulama ancak 2 yıl sürmüş, İkinci Meşrutiyet döneminde en uzunu 1908-1912 yıllarını kapsayacak şekilde, 1920’ye kadar belirli aralıklarla uygulanmıştır. 1921’de Teşkilatı- Esasiye Kanunu kabul edildikten sonra, siyasi seçkinler arasında bu sistemin yeniden uygulanmasını dile getiren görüşler dikkat çekicidir. Özellikle Kazım Karabekir tarafından, bir yandan fren denge işlevi görmesi, diğer yandan uzmanlardan oluşacak yapısıyla yasama sürecini işlevsel kılacağı için Mustafa Kemal’e bu sistem önerilmişse de, Atatürk sıcak bakmamıştır.

Cumhuriyet dönemi Türkiye siyasal sisteminde iki meclisliliğin ilk ve tek uygulamasının 1961 Anayasası ile getirilen düzen içinde 12 Eylül 1980’e kadar uygulandığını biliyoruz. Anayasa’da çift meclisliliğin tesis edilmesi, Karabekir’in düşüncelerine paraleldi. Yasama organını yüksek eğitimli uzmanların oluşturduğu ikinci meclis aracığıyla denetim 12 Eylül darbesine kadar ağır aksak devam etti. İki meclisli sisteme getirilen en büyük eleştiri, özellikle parti sisteminin aşırı parçalandığı, siyasi seçkinler arasında mutabakat ve uzlaşının düşük olduğu o dönemde ikinci meclisin toplantı ve karar yeter sayısı gibi teknik konular nedeniyle çok fazla işlevsel olmadığıydı.

Demokratik siyasi sistemlerde çift meclisliğin işlevselliği ve yasama sürecine katkısı toplumsal yapı ve siyasi sistemin nitelikleriyle doğrudan ilgilidir. Demokrasinin çoğulcu ya da çoğunlukçu oluşu, nüfusun büyüklüğü, devlet biçiminin üniter ya da federal niteliği gibi unsurlar iki meclislilikten beklenen faydaları artırabileceği gibi, azaltabilir de. Parlamenter sisteme denetim takviyesi ve uzmanlık katkısı bağlamında yeni modeller tartışılırken, sistemimizin tarihsel, kültürel arka planını, dünyadaki uygulamaları da dikkate alarak değerlendirmek, yeni arayışlardan beklenen faydayı tesis edebilir. Model uygulanır ya da uygulanmaz o ayrı mesele.

Konuya ilgi duyanlar için, Aliyar Demirci’nin Orion yayınlarından yeni çıkan “Türk Siyasal Hayatında Senato” isimli kitabını okumalarını öneririm.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar