Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

KİLO verememekten mi şikâyetçisiniz? İstediğiniz kiloya bir türlü ulaşamıyor musunuz? İşte bazı bireyler için kilo vermenin daha zor olmasının nedenleri...

Fazla olan birkaç kiloyu verebilmek için, diğer kişilere göre daha çok zorlandığınızı, daha çok emek harcadığınızı hissettiniz mi? Bu konu üzerine yapılan birçok araştırma, fizyolojik farklılıklar sebebiyle daha şanslı olan bir azınlık grubunun varlığını kanıtlıyor. Ki bu kişiler için kilo vermek oldukça kolay olmasına rağmen, kilo almak da bir o kadar zor.

KADINLAR ZORLANIYOR

Kilo vermekte zorlanan en büyük grubu kadınlar oluşturmakta. Erkekler bu konuda daha şanslı. Bundan 100 yıl kadar önce, kadınların yağ miktarının fazla olması tercih ediliyor, bu durumun kıtlık ve hastalık sırasında işe yarayacağı ve emzirme sırasında bebeğini iyi besleyebümek için gerekli olduğu düşünülüyordu. Ancak günümüzde yapılan birçok araştırma, kiloya odaklanmak yerine sağlıklı yağ oranına ulaşmanın daha doğru olduğunu ortaya koyuyor. Egzersizin günlük hayatın parçası olduğu ve kalorili yemeklerin sık tüketilmediği ortamlarda, bireylerin kilo alma eğilimini belirleyen genetik farklılıklar daha az fark edilmektedir. Bireylerin, fazla kilolu veya obez olma durumunu, genetik ve çevresel faktörler etkiler. Bu durumda "obezojenik" (şişmanlığa neden olan ve şişmanlatan) çevre oluşur. Bu çevre insanları harcadıklarından daha fazla yiyip içmeye iter ve obez olmalarına neden olur.

Bu süreç, kısa mesafe koşu değil maratondur. Bir türlü kilo veremiyorsanız ve aşağıdaki sebeplerin birkaç tanesi sizde bulunuyorsa, cesaretinizi kaybetmeyin. Aslında, önemli olan dengeli beslenmeyi öğrenmektir. Genlerimizi değiştiremeyiz fakat çevresel faktörleri değiştirme şansımız var. İşe yeme şeklimizi ve fiziksel aktivitemizi kontrol altına alarak başlayabiliriz.

Günümüzde bazı bireylerin sağlıklı olmaya ve ölçülü beslenmeye odaklanmak yerine (biraz da dar jean’lere girmek uğruna!) kilo vermeye odaklanması üzücüdür. Aslında her birey farklı vücut yapısı ve ölçüsüne sahiptir. Önemli olan, gerektiğinde profesyonel yardım da alarak, bireye özel ölçülerin tespit edilmesi ve kişinin bu ölçüleri korumak için bakış açısını ve alışkanlıklarını değiştirerekoluşturmasıdır. Özetle, bu kısa bir mesafe koşusu değil, maraton...

KİLO VERMEKTE NEDEN ZORLANIRIZ?

METABOLİZMA HIZI: Eğer düşük metabolik hızına sahipseniz, aynı vücut ölçülerinizde ancak metabolik hızı daha yüksek olan birine göre vücudunuz daha az kalori harcar. Bu farklılıklar nedeniyle kilo vermekte biraz zorlanmanız ve daha fazla çaba sarf etmeniz de zaten normaldir.

YAĞ FARKI: İşte, erkeklerin kadınlara oranla daha kolay kilo vermesinin birkaç nedeni: Erkeklerin kas kütleleri kadınlara oranla fazla; kadınların vücutlarında bulunan yağ yüzdeleri ise erkeklere oranla daha yüksektir. Kas dokusunun fazlalığı, daha fazla kalori yakımını sağlar. Böylece erkekler daha kolay kilo verir... Ayrıca, yağlar kadınlarda genellikle kalça, bacak; erkeklerde ise karın bölgesinde birikir.

ANNENİN BESLENMESİ: Yapılan çalışmaların sonuçlarına göre anne adayı obez ya da zayıf olsun, her iki durumda da sağlıklı ve dengeli bir diyet takip etmesi, fetusun ileri dönemdeki kilosunu etkiler. Çocukluk döneminde ölçüsüz yediklerimiz gelecekte ne olacağımızı belirler. Yapılan çalışmalarda gençlik döneminde yüksek proteinli diyet tüketen grupla yüksek lifli diyet tüketen grup yetişkinlik dönemlerinde karşılaştırıldığında; 1. grubun daha kilolu ve yağ oranlarının daha yüksek olduğu görülmüştür.

STRESLE BAŞA ÇIKMA FARKI: Kişilerin açlık ve stresle başa çıkma deneyimleri, fazla kilolu olan ve olmayanlar arasında değişiklik gösterir. Mide, beyin ve yağ hücreleri tarafından üretilen birçok hormon ve peptidlerdeki (açlık ve tokluğu düzenleyen) bireysel genetik farklılıklar, obeziteye yatkınlık ve kilo vermede zorlukta büyük rol oynayabilir. Araştırmacılar bu konuda neyin rol oynadığı ve hormonların etkilerini anlayabilmek için çalışmalarını devam ettiriyor.

EGZERSİZ: Çalışmalarda gönüllü olarak egzersiz yapma eğiliminin yüzde 25 ile 50 arasında genetik kontrole bağlı olduğu bulunmuştur. “Egzersiz genleri”yle ilgili araştırmalar devam etmektedir.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar