Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

ARKAS Trio olarak, sevgili dostlarım Emre ve Gustav'la yoğun provalarımız sonrasında, kendimi sabah saatlerinde Frankfurt Havaalanı'na giden hızlı trende buldum. Önce bir dostumla buluşup özlem giderdikten sonra İstanbul'a uçuyordum. Misyonumuz gereği, müziğin önde geldiği hayatlarımızdaki keyifli yoğunluğun önemi ve içeriği, yaşanılan her dakikamızı değerli kılıyor. Başkalarını tanımak ve empati kurabilmek için, yaşama farklı pencerelerden de bakmayı her zaman ilginç bulmuşumdur. Trendeki yolculuk sırasında da çevremde olan bitenleri ve insanları gözlemliyordum. Almanların dışında, kucağındaki bebek ve kolundaki çocukla İspanyolca konuşan telaşlı bir adamın konuşmaları, karşımda oturan bir Afrikalı, sağımdaki Fransız ve bir Alman, solumdaki Faslı genç derken, birbirinden farklı kültür ve coğrafyalara ait insanları hep bir arada görebiliyorum.

Bilmeceye benzettiğim dünyadaki yaşamı çıkmazlara sürükleyen, ahenk ve armonisini bozan, sadece çıkar kavgaları ve sevgisizlik midir diye sorguluyorum. Maya takvimine göre 2012 yılı dünyanın sonunu işaret ediyor olsa da, benim içimdeki ses, kuvvetle, hayatımızda olumsuzluk yaratan her şeyin -dönüşü olmayacak şekilde- kaybedeceği ve zarar veren olumsuzlukların ortadan kalkacağı yönünde. Yani iyi olanın kazanacağı ve hayatta kalacağı, yeni bir "Altın Çağ"ın başlayacağı inancındayım. Görüşümü fazla optimist bulabilirsiniz ama ben böyle hissediyorum...

Doğadaki dostlarımız ve Pastoral Senfoni...

DOĞADAKİ tüm canlıların dünyamızda yaşama hakkı var. 1910 yılında Osmanlı'nın son döneminde yaşanan Hayırsız Ada vakası utanç vericidir ki bu olayın büyük bir imparatorluğun sonunu getiren bir uğursuzluğu da işaret ettiği Fransız yazar Pierre Loti tarafından kaleme alınmıştır.

Hiçbir bilim ya da din kitabında böyle bir katliama yer verilmemiştir. Medeni bir ülke olmayı, o ülkede yaşayan insanlar başarırlar. Öldürüp yok etmek en kolayı değil midir? Toplamak, kısırlaştırmak ve sahiplendirmek zorlu bir süreçtir ama insanoğluna da yakışanıdır. Pet shop'larda hayvan satışının yasaklanarak durdurulması, piyasadaki tüm veterinerlerin her ay belirli miktarda hayvanı kısırlaştırma zorunluluğu gibi konuların yasallaştırılması, "imha" yerine, soruna çok daha erdemli bir çözüm yolu olmaz mı?

Müzik dışındaki hassaslığımı mazur görmenizi rica edeceğim. Ama doğada insanların dışında ormanlar, denizler, hayvanlar, kuşlar ve sayısız canlı olmasaydı dünyanın dengesi ne olurdu? Bizler ya da müzik olur muydu? Beethoven "Pastoral Senfoni"yi, Schubert "Alabalık" adlı beşlisini, Debussy "La Mer" adlı senfonik eserini besteleyebilir miydi sizce?

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar