Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

ÇALIŞTIĞIMIZ ve yorumladığımız eserler, hayatımızı değiştirebiliyorlar.

Yaşanmışlıklarla hayatlarımızda yeni bir anı oluyorlar. Tecrübelerimizin olgunlaştırdığı icralarımız ise her geçen gün kendi içinde değişkenlik gösteriyor. Farklı boyutlarımızla bir kez daha kendimizi sahnede buluyor, ilk kez çaldığımız ya da tekrarladığımız bir eserde, her seferinde olduğu gibi yepyeni bir keşfe çıkıyoruz.

Dünya Kadınlar Günü sebebiyle, Türk kadınına ithafen, solisti olduğum İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası ile Fulya Sanat Merkezi'nde Mozart'ın Keman Konçertosu'nu çaldım. Güzel bir konserdi. Orkestranın konuk şefi Gian Carlo de Lorenzo'nun tecrübeli ve huzurlu yönetiminde çalmaksa, farklı bir deneyim olmasının yanı sıra harika bir rastlantıydı. Hassasiyet, yorumladığımız her eser için önemlidir, ancak Mozart'ın saflığı ve sadeliği içinde daha da büyük önem kazanır. Re Majör tonundaki 4. Konçerto, bana göre, Mozart'ın keman konçertoları içinde çalınması en zor olanıdır. Çünkü tam ve tipik bir Mozart'tır. Ancak parlaklığı ve güzelliği tartışılmaz! İDSO'nun eserdeki usta eşliği coşkulu ve sevgi doluydu. Akşamı bizimle paylaşarak salonu dolduran ve yorgunluğumuzu uzun ve yürekten alkışlarıyla yok eden dinleyicimiz ise olağanüstüydü.

Konserlerim sonrasında, fazla yorgun değilsem, konserin ikinci yarısını genelde kulisten dinler ve bu alışkanlığımdan dolayı mutluluk duyarım. Çünkü bu aynı zamanda sahneyi paylaştığım müzisyen arkadaşlarımın emeklerine duyduğum saygımdan kaynaklanır. İtalyan orkestra şefi Gian Carlo de Lorenzo, klasik repertuvarı iyi tanıyor ve yönetiyor. Aynı zamanda pozitif bir kişiliğe sahip. Böylesine değerli şefleri ülkemize getirtebiliyor olmamız da her zaman bir kazançtır. Sayın Lorenzo yönetimindeki orkestra, ikinci yarıda Korsakov'un "Şehrazat" adlı ünlü senfonik süitinde başarılı bir yorum ortaya koydu. Orkestranın dışında, solo enstrümanların her biri ustalıklarıyla keyifli anlar yaşattılar. İDSO, değerli Yusuf Güler Aksöz ve rahmetli Gülden Turalı gibi duayen "konsertmaister"lerimizden sonra, usta bir kemancı ve orkestracı olan sevgili Ayşe Özbekligil gibi bir başkemancıya sahip. Profesyonel duruşunu her seferinde hayranlıkla gözlemlediğim sevgili dostumun, konserdeki Mozart'ın eşliğinden başlayarak Korsakov'un ünlü keman solosuna dek başarısı mutlu etti. Tüm emeği geçenleri içtenlikle kutlarım. Özel orkestralarımızın varlığı ve mutlak değeri bir yana, İstanbul'un köklü ve oturmuş devlet senfoni orkestrası, hiç şüphesiz, dünya kentimiz için gurur vericidir. Seçkin sanat kurumlarının, sonsuza dek yaşayacağına inanıyorum.

Bahar mevsimiyle birlikte yeni projelere devam etmek motive edici. Önümüzdeki dönemde, sevgili Emre Elivar ve sevgili Gustav Rivinius'la beraber, çok değerli "Arkas Trio" oluşumumuzla, Uluslararası Ankara ve İstanbul festivallerinde yer alıyoruz. Romantik bir programla yeniden dinleyiciyle buluşacak olmanın heyecanı içinde "uzun soluklu" yolumuza devam ediyoruz. Saint-Saens ve Brahms'ın triolarının yanında Schubert'in Notturno'suyla renklerin ve armonilerin deryasında uzun ve derin bir yolculuğa çıkacağız. Müzikle kalın! Sevgiler...

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar