Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

ŞÖYLE güzel bir denge kurduğumuz anlaşılıyor:

ABD Başkanı, Türkiye Cumhurbaşkanı’nın sözünü dinleyerek, Türkiye’nin Kuzey Iraklı peşmergelere Kobani için “koridor” açması teklifini kabul etmiş!

ABD, Kobani’ye havadan silah yardımı yaparken Türkiye’nin sözünü dinlememiş, “Türkiye’ye rağmen” silah indirmiş!

***

Benim, anlamadıklarımdan anladığım şu:

Bir koridor var...

Cereyan yapıyor!

Pek kimse ne dediğini de ne yaptığını da bilmiyor.

***

Bu büyük politikalar arasında küçük bir ayrıntı vardı.

10 Ekim’di.

ABD’li araştırmacı Jeremy Scahill’in 2009 kitabının başlığıyla, “Dünyanın en güçlü paralı asker ordusu” Blackwater’ın kurucusu Erik Prince dedi ki:

“ABD yönetimi IŞİD işini özel güvenlik şirketlerine bırakmalı.”

“Irak işleri”nde 1 milyar dolar ile bol katliam, cinayet ve şaibe kaldıran Blackwater o ismiyle artık yaşamıyordu ama istek aynı kapıya çıkıyordu.

Prince sözde o şirketin adını önce Xe yapmış, sonra hisseleri satmış, şirketin yeni adı “Academi” olmuştu.

Derken, neredeyse aynı güne şu iki “haber”, daha doğrusu bir “söylenti” ile bir “haber” denk geldi:

Söylenti: Eski adı Blackwater olan Academi’nin elemanları, IŞİD’e karşı Kobani’ye sızmıştı.

Haber: ABD’de açılan davada, Blackwater’ın 4 mensubu, 2007’de Bağdat Nisur Meydanı’nda, kadın ve çocukların da bulunduğu 14 (Iraklılara göre 17) sivili öldürmekten; üçü katliamdan, biri cinayetten suçlu bulunmuştu!

***

Bir “Blackwater” elemanının aklına bu durumda şu iki ihtimal gelebilir:

1. Bir direnişi hakikaten kirletmek...

2. Bir direnişi kirli göstermek!

Yani, “söylenti” doğruysa, “katliamcı paralı askerler”i bir direnişe bulaştırmak da kirliydi...

“Söylenti” yanlışsa, o direnişi kirli göstermek için söylenti çıkarılmış da olabilirdi.

Kesin olan şu çünkü:

Paralı askerler, başta Blackwater, kirlinin de kirlisidir!

Sadece silah, cinayet ve katliamla değil; insanları katletmek için para aldıkları, kiralık katil oldukları için de!

“Paralı askerler” mevzuunu ilk olarak 15 sene kadar önce Milliyet’te “Yeni lejyonerler: Bazen jandarma, bazen mafya” odaklı bir seri yazıyla yazıp durmuştum.

11 Eylül, Afganistan ve Irak işgalleri sürecinde de epeyce üzerinde durdum.

O yazılardan birinde, paralı şirketleri tartışma konusu yapmış 44 yaşındaki Yarbay Ted Westhusing’in intihar mektubu da vardı:

“Orduya iş yapan, kire batmış bu şirketleri daha fazla kaldıramayacağım. Sadece kendini düşünen komutanlar için çalışmaktan bıktım.”

Tabii “kiralık katilleri” konuşurken, bölgede bir ötekini, sırf dini, etnisitesi, mezhebi yüzünden katleden devlet ve örgütlerin “adanmış katil” olduklarını unutacak değiliz.

Ama bu da hem katliamın, hem tezgâhın, hem piyasanın ortak kiri işte!

***

“Söylenti” ve “haber”in merkezinde, ABD dışında da Ürdün, BAE başta, devletlere; “genetiğiyle oynanmış gıda ürünleri”ne karşı ayaklananları sindirmek üzere Monsanto gibi dev şirketlere hizmet veren; Rusya’nın daha geçenlerde Ukrayna’da “özel birlik” kurmakla suçladığı bir “paralı asker” şirketi var.

Blackwater’ın, Irak işgali sürecinde Türkiye topraklarında cirit attığı da hep kuvvetli “söylenti” oldu.

Fakat bizim her şeyi bilen, hiç yanılmayan büyüklerimiz şu şirketi merak ediyorlarsa, yakın dostları “Ofer Ailesi”ne de sorabilirler.

Hani elden yüzde 15 Tüpraş hissesi teslim edilip kayırılan; Kuşadası Limanı hediye edilen; İsrail’de bir okulda Mavi Marmara’yı basan komandoların yetişmesine katkıda bulunan ve bu özelleştirmelerin yargıda durmadan iptaline karşılık, kimi Havuz şirketiyle birlikte menfaatleri için iktidarın kol kanat gerdiği Royal Caribbean sahibi aile!

The Nation ve New York Times’a göre, “Blackwater” onlara da hizmet vermişti.

Artık ne içinse.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar