Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Barış sinsice yürütüldüğü için “Barış”ın yürüyüşü de yasak.

Fakat HDP, özellikle Demirtaş şöyle de düşünmeli:

Barış çağrısının tek muhatabı olamaz!

HDP’nin, milyonlarca oyu da alarak yarattığı siyasi (mücadele) ve umut yolunu sürekli gölgelemiş, HDP’ye “Çocuk ve çocukluk hastalığı” muamelesi de yapmış bir “örgüt yönetimi” var.

Ki bunun adı da “militer vesayet”tir!

***

Burada AKP’nin, özellikle “lideri”nin barış ve çözüm süreci üzerine vaatlerini ve şimdi onları nasıl yokmuş saydıklarını sıralıyoruz.

Elbette en büyük sorumluluk, en büyük vaadi verenlerin, en büyük imkânlara sahip olanların, ülkeyi yıllardır yönetenlerindir.

Ama HDP’nin de kendi vaatlerine dair sorumluluğu var.

Çünkü özellikle seçim öncesi, AKP “Savaş partisi” olmak için zırhlılar kuşanırken, HDP “Barış partisi” olarak meydanlardaydı.

Demirtaş; “Silahla beslenerek oy toplayan kim varsa Allah bin belasını versin”den, “Asker de PKK’lı da kardeşimizdir. Birbirlerini öldürmelerine izin vermeyeceğiz. Bu ülkede artık kan dökülmesine izin vermeyeceğiz”e kadar “kesin” vaatlerde bulundu.

Temenni değil, vaat!

PKK, Türkiye’ye karşı kesinlikle silah bırakmalı” da dedi; şu eklemeyle bir vaat değil, temenni kalsa da:

Ama benim çağrım çözüm değil ki. Çağrıyla olacak iş değil. Olsa sabah kalkar akşama kadar yaparım. Kim yaparsa silah bırakacak: Öcalan!”

***

Çağrı meselesi muğlak olsa bile, HDP’nin “Birbirlerini öldürmelerine, bu ülkede artık kan dökülmesine izin vermeyeceğiz” vaadi o kadar kesindi ki!

Bu vaadin tek muhatabı “Vaatlerini tutmayan iktidar” da olamaz; mitingle “barış çağrısı” da.

Bunun bir de silahlı muhatabı var!

HDP, sadece onlar olmasa da, Kürtlerin oylarını, vekaletini ve milyonlarca sıvasız hanenin “barış umudu”nu da temsil ediyor; oylarını öyle aldı, o oyları aldı.

O yüzden, “Artık kan dökülmesine izin vermeyeceğiz” vaadinin yarattığı umutların temsilcisi olduğunu unutamaz, kendisinin unutmasına ve unutulmasına da izin veremez!

***

Vallahi ben aradan çekileyim, kendilerine aynı zamanda bir devlet büyüğümüzün sözleriyle de sesleneyim:

Bir lobi var, bir savaş lobisi, kan lobisi var.

Huzurdan, barıştan, bahardan rahatsız olan bir lobi var.

Aydınlıktan gözleri kamaşan, karanlığı özleyen bir lobi var.

Çocuklarımızın, gençlerimizin yaşamasından ve yaşatılmasından rahatsız olan ve onların kanını özleyen bir lobi var.

İçeride de böyle bir lobi var, burada da, Doğu’da da, Batı’da da, dışarıda da böyle bir lobi var.

Eski günleri özleyen, çatışmayı, gerilimi, şiddeti özleyen, bunları yeniden bu bölgeye getirmek isteyen bir lobi var.

Terörden beslenen, terörün oluşturduğu puslu havadan beslenen, siyaseti, toplumu dizayn etmeye alışmış bir lobi var.

İşte biz bu lobiye imkan tanımayacak, fırsat vermeyeceğiz.

Gençlerimizin kanı üzerinde hesap yapanlara dur diyelim.

Bu huzur ve barış ortamını bozmak isteyenlere dur diyelim.

Hepimizin er veya geç gideceği yer belli. Cumhurbaşkanı da olsa, Başbakan da olsa, milyarder de olsa hoca er kişi niyetine, hatun kişi niyetine diyecek.

Bu kavga niye, bu kan niye?

Biz çözüm sürecine elimizi, gövdemizi ve bütün bedenimizi koyduk.

Biz bu ülkede baharın sürekli olmasını istiyoruz.

Barış için kardeşliğimiz için bu sürece devam edeceğiz.

Geri adım atmayacağız.

Birliğimiz ve dirliğimiz için sonuna kadar gideceğiz.

İçeride ve dışarıda Türkiye’ye karanlık senaryolar hazırlayanlara kulak asmayın.

Ülkeyi rahatlatmak için, önümüzü açmak için daha da fazlasını yapacağız. Dün sorun olanlar bugün çözüme kavuştu.

Bu topraklar üzerinde acıları hep beraber yaşadık. Bu dönemler artık geride kaldı.”

***

Demirtaş da bu sözleri dikkate alsın!

Cumhurbaşkanı belki katılmıyor, belki hatırlamıyordur ama Önceki Başbakan bu tarihi konuşmayı, iki yıldan bile daha kısa süre önce, Van’da yaptı.

O gün Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde “Fahri doktor” da oldu.

İki yıl dolmadı; kendisi Profesör, “Fahri barış süreci” sizlere ömür; Van’daki o kararlılık “Van Minüt!”

Huzuruyla, baharıyla, aydınlığıyla…

Elimiz, gövdemiz, bedenimizle…

Her taraftan çocuklarımızın hayatıyla sizlere ömür!

Belli ki, hakikaten…

Bir savaş lobisi var…

Bir kan lobisi!

Belli ki…

Eski günleri özleyen, çatışmayı, gerilimi, şiddeti özleyen, bunları yeniden bu bölgeye getirmek isteyen, gençlerimizin kanı üzerinde hesaplar yapan bir lobi var!

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar