Bir merak edemediniz bir soru soramadınız mı!
4 yıllık Tuğgeneral, komutanı olduğu hava üssünden darbe saldırısı sırasında “sivil şahıs”a selam veriyor…
4 yıldır Türkiye ve Batı’da “parlak subay” olarak görev yapıyor, bu selam-sabah meselesine dair en ufak şüphe doğmuyor…
“Akıncılar Üssü Komutanı”nı, Yüksek Askeri Şura’da, albaylıktan hem de birinci sıradan general yapan kararda kararı ve imzası olanlar ise en ufak hesap vermiyor.
Meclis Komisyonu’na gelip ifade vermeye bile zahmet etmiyorlar!
***
“Büyük uyuma”nın başka tezahürleri de var.
“Haberler”i çıkmış bir vakada, “sorular”ı tekrar sorayım ki, Cumhuriyet yönetici ve yazarlarının dahi “Fetö”den suçlanıp toplanabildiği ülkede, bazı şeylerin neden hiç sorgulanmamış olduğunu merak edelim!
***
1 Temmuz 2016’da, Sakaryalı işadamı Durmuş Ali Koçer, ABD dönüşü “Fetö terör örgütü üyeliği ve Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten tutuklanmıştı.
Darbe saldırısından sadece iki hafta önce.
“Nasıl hakaret ederim, başkaları Facebook sayfama yazmış” dediği “hakaret savunması”nı, AKP’nin ilk yılları Sakarya Milletvekili Dişli’ye yaptığı danışmanlıkla ispat etmek istedi…
“ABD’ye yüklü para transferi” suçlamasına karşılık da, “Doğru, 507 bin dolar aktardım. Karımın General Dişli ile ortak mülkü vardı. Satışından alınan paydır. Oadaki işlerim için transfer edildi” diyerek bir başka Dişli’ye yaslandı.
***
Sivil Dişli’nin darbe saldırısı ertesinde, “Kardeşim olsa bile” diyerek darbeyi lanetlemiş olduğunu hatırlatayım tabii.
Mahkeme işadamını, “Hakaretleri kendisinin yazmamış olması hayatın olağan akışına aykırı” demenin yanı sıra, “Yurtdışına büyük meblağlarla para transferleriyle örgüte finansal destek”le suçlayarak tutukladı.
Darbe saldırısından sadece iki hafta önce.
Eşi gözaltına alınıp bırakıldı; darbe saldırısından hemen sonra o da tutuklanacaktı.
***
Elbette onlar hakkında da bir hüküm yok.
Ancak iktidarın, devletin, yargının darbe saldırısından önce “Fetö ile yoğun mücadele”den bahsettiği günlerde, 1 Temmuz Kabotaj Bayramı’nda, devlete ve seçilmiş hükümete “sabotaj” suçlamasıyla, eski AKP’li “Sakaryalı işadamı” tutuklanıyor…
Hem de “yüklü miktarda finansal destek” iddiasıyla…
Ama o paranın kaynağı diye açıkladığı “ortaklık”taki ortaklardan biri, Tümgeneral, o sıra Genelkurmay’da adeta kendisine özel kurulup emrine verilmiş “Stratejik Dönüşüm Dairesi”nde, büyük ihtimalle “Stratejik Darbe Dairesi” olarak plan yapıyor! Stratejik Derinlik ülkesi ya!
***
İster iktidar olun, ister yargı mensubu, isterseniz “birader” olun…
Hiç mi aklınıza bir şüphe gelmez, içinize bir kurt düşmez, “Yahu, örgüte finansal destekten eski bir AKP’li tutuklandı… Para kaynağı olarak, bizim Stratejik Dönüşüm Dairesi Başkanı Tümgeneral ile ortaklığı gösterdi… Hele bir paşaya da soralım paşa paşa” demek hiç mi mümkün olmaz?
***
Kimi hayatı boyunca “Cemaatle uğraşmış”, kimi “cemaatçi olamayacak kadar solcu”, kimi mütevazı hayatını onurlu çizgilerle, kimi çabasını tarihi belgelerle, belgesellerle taçlandırmış, kimi has cumhuriyetçi veya ulusalcı Cumhuriyet kadrosunu sorgulayan sistem…
“Fetö’ye yüklü miktarda finansal destek”ten tutuklanmış işadamının “birlikte iş yaptığı” generali, Adil Öksüz’den filan geçen Sakarya-Akyazı bağlantılarını, o dairenin kurulup neden ve nasıl başına geçirildiğini, belki albaylıktan emekli edilecekken, Şura’da öyle son sıralardan nasıl tuğgeneral yapıldığını, daha sonra tümgeneral olması için kimin ağırlık koyduğunu, Genelkurmay bağrına niçin konuşlandırıldığını nasıl olur da merak etmez?
***
1 Temmuz’da o işadamı tutuklanır, 2 Temmuz’da merak eder, 3 Temmuz’da sorgular, 4 Temmuz’da ise “müstakbel darbenin parmak ve ayak izleri”ni pekala yakalarsınız…
Adil Öksüz, Kemal Batmaz, o “sivil paşalar”ı; onlara selam duracak “Üs Komutanı parlak general”i de daha selam vermeden ayıklarsınız belki.
1 Temmuz’da ABD’den yeni dönmüş “Stratejik Paşa ortağı” işadamını “ABD’ye para transferi”nden almışsınız…
Ama üstüne, Adil-Kemal ikilisi, ABD’ye gidiyor, geliyor, gidiyor, geliyor.
En ilginci de, 507 bin dolarlık “ABD payı”nın ardındaki ortaklardan bir general, Asker Dişli, Genelkurmay’ın göbeğinde plan yapmaya devam ediyor!
***
Biliyorum, çok zekisiniz, hiç yanılmazsınız, her şeyi bilirsiniz ama…
Böyle garip bir şey daha var işte!
O soruyu zamanında sorsaydınız, belki de Türkiye o cehennemi yaşamayacak, onca insan “şehit” düşmeyecek, onca kurum altüst edilmeyecek, onca kişi hayatından, hakkından, işinden olmayacak…
Bu kadar olağanüstü bir hale mahkum da kalmayacaktık!
Bir merak, bir soru kâfiydi belki de!
- Komple saldırı mı komplo tezgâh mı?6 yıl önce
- Bundan böyle, Aznavour da yok!6 yıl önce
- İnci Sokağı'ndaki kız!6 yıl önce
- Fransa başbakanıydı… Barselona başkan adayı oldu!6 yıl önce
- Ajax'tan takasa, Avrupa'nın Pers seferi!6 yıl önce
- 380 yıl sonra Avrupa'nın 'din savaşları"6 yıl önce
- Cumhurbaşkanı adayına 'akli' muayene!6 yıl önce
- Faşizmin rehinesi olarak antifaşizm!6 yıl önce
- Her şey körleşiyor, derken… Devletler de itiraf eder!6 yıl önce
- İnsanların hüznü en çok gözlerinin içindedir!6 yıl önce