Bırakın bakalım, nereye varacak bu işin sonu!

Yeni Şafak’ta Cihat Arpacık imzasıyla (yine) “önemli bir haber” yayınlandı.

Buna göre, bir zamanların çok özel savcısı Zekeriya Öz, “Uyuşturucu baronu Çetinkaya’dan 40 milyon Avro himmet-rüşvet alınıp Cemaat-Fetö’ye aktarılmasında aracı olmuş”tu!

O süreçte, 2010 yaz aylarında “Öz defalarca Maltepe Cezaevi’ne gitmiş… Çete üyelerine tahliye, silah, yurtdışına çıkış imkânı sağlanması”nda rol oynamıştı!

Ayrıca “Mafya lideri, Öz sayesinde 3. Havalimanı arazisi civarında araziler kapatmış”tı!

“Öz o 40 milyon Avroyu sağlayınca Cemaat-Fetö’de çok takdir edilen biri haline gelmiş”ti!

“Öz’ün sayesinde tahliye edilen, fırsat ve imkân bulan uyuşturucu tacirleri zehir trafiklerini sürdürmüş”tü!

***

Bu haliyle büyük haber tabii.

Sadece “epey gecikmeli” haliyle.

Misal, 2010 yaz aylarında böyle bir haber ortaya çıksaydı, nerede çıkabilirdi?

Misal, “40 milyon Avroluk bir para transferi, trafiği” nasıl olur da fark edilmezdi?

***

O sıra Savcı Öz, Ergenekon gibi çok önemli işleri yürütüyor.

Yani bugün “2010’de uyuşturucu patronuna kıyaklar yaptığı, ondan 40 milyon Avro gibi bir paranın Hizmet’e Himmet diye aktarılmasında aracı olduğu, arazi yağmasında rol aldığı, uyuşturucu çetesi elemanlarını tahliye ettiği, silah, pasaport temininde etkili olduğu haberi” ortaya çıkan Savcı, o sıra fevkalade itibara sahip.

Şu anda Türkiye’de Temiz Eller Operasyonu yapılıyor, niye ona durmadan vuruyorsunuz… Bırakın bakalım nereye varacak bu işin sonu, diye iktidar medyasının da manşetler attığı günler!

Mart 2013 başında gazeteciler Nedim Şener ve Ahmet Şık uzunca bir mahpusluk için içeri alınıyor. Belki bu olayın da yarattığı infialle, ay sonuna doğru HSYK Savcı Öz’ü önemli davalardan alıp başka bir yere atayınca, AKP’nin o günkü Grup Başkanvekili, hükümetlerinin önemli bir bakanı, “Anayasa’nın HSYK’ya yetki vermiş olması, soruşturma ve yargılamayı olumsuz etkileme hakkını vermez. Savcı’nın kendisi talep etmeden görev yerinin değiştirilmesi yanlıştır. Olumsuz etkileyecek” diyebiliyor.

***

Tabii o gün değil ama bugün Yeni Şafak haberinden öğreniyoruz ki, doğruysa, o sırada zaten “40 milyon Avro… Havalimanı arazileri… Tahliye… Uyuşturucu… Silah…” henüz haber olamamışsa bile, olmuş bitmiş!

Haber yanlış değilse, ah ne büyük bir yanlış, ah ne büyük bir yanılış, AKP yöneticilerinin deyişiyle, “Ah nasıl bir saflık!”

Öyle ya, ne deniyor şimdi:

“Biz açıkça suç işlemediği zamanlarda Cemaat-Fetö’yü destekledik. Ana muhalefet ise 17-25 Aralık’ta suç işlemelerinden sonra birlikte oldu.”

Doğruya doğru:

“Açıkça suç” henüz haber olmamışsa, suç değildir!

Velev ki “Hizmet’e Himmet” diye milyonlarca Avro gitmiş olsun; tayinler, terfiler, özel atamalar, ne istenirse alıp vermeler olsun!

***

Bugün HSYK Başkanvekili açıklıyor: “Etkin pişmanlıkla itirafçı” olup tahliye edilen üç Yüksek Yargı mensubu demiş ki, “Yargıtay’a gelen büyük dosyalar Pensilvanya onayına sunulurdu.”.

“Etkin pişmanlık”ta olanlar yakın tarihin öyle ya da böyle bir tablosunu ortaya çıkarıyor.

“Bırakın bakalım, nereye varacak bu işin sonu” denmişti ya…

İşte buraya vardı:

“Pişkin pişmanlık” diye bir şey de var!

***

Bugün onca hukukçu da, Aslı Erdoğan, Necmiye Alpay, Cumhuriyet mensupları gibi suçlamalarda, hukuki yönden büyük yanlış ve açıkların olduğunu söylüyor.

Dün çok yanılmış olanlar ise bize diyor ki, “Yok, biz hiç yanılmayız!”

Bir tarih düşünün, net 10 yılı “Bırakın bakalım, nereye varacak bu işin sonu” diye geçmiş; şimdi de “Her şeyi bize bırakın” diye devam ediyor.

Belki siz de, “Bakalım, nereye varacak bu işin sonu da” dersiniz!