Sokakta yaşamak, sokakta ölmek!
- PARİS -
“KUZEY Kutbu sıfırın üstüne çıkmışken Avrupa’da eksi dereceler...” şu sıra en gündemde olan haberlerden.
Ama onların kutba gidecek hali yok. Onların pusulası sokakları gösteriyor. Köprü altları, metro aralıkları, dehlizler, istasyonlar, binaların kuytu köşeleri, otoparklar, parklar, sıcak hava üfleyen ızgaralar.
Soğuk hava, sıcak bir evde yaşayabilenlerin onları daha fazla düşünmesine neden olabiliyor, örgütler, siyasiler harekete geçiyor; ek barınma imkânları yaratılıyor “evsizler” için, ama eksik istatistiklerde bile, sıcakta da aynı sayıda ölüyorlar.
Fransa’da 140 bin “evsiz” belirlenmiş. Bunların 112 bin 300’ü barınaklara erişebiliyor. Geçenlerde Paris’te, belediyenin örgütlemesiyle 2 bin kadar gönüllü köşe bucak “evsiz” saydı, 3 bin 622 diye bir “sayı” çıktı. Yılbaşından bu yana Fransa’da sokakta ölenler 50 kişi. Yılda 500. Ama “Sokakta Ölümler Kolektifi” gibi örgütler bu sayının katbekat fazla olduğunu belirtiyor.
Ortalama ömrün 80 olduğu çağda onların ortalama ömrü 49. Zannedilenin aksine, intihar eğilimleri diğer insanların yarısı kadar. Yani sokakta hayata tutunmaya çalışıyorlar. Hayatın başka bir yüzüne olsa da.
‘MACRON YATSIN’
Akdeniz’de cehennemleri, Alpler’de sınırı geçmeye çalışırken ölen “yurtsuzlar”, yani mülteciler kadar ölümüne bir umudu yüklenip yollara düşmemiş olsalar da.
Belçika’da Etterbeek Belediyesi, soğukta barınağa girmeyi reddeden evsizlerin “polis zoruyla”, gözaltı gibi “içeri” sıcağa alınmasını kararlaştırdı. Tabii bu karar “zorunluluklar- özgürlükler” açısından tartışma konusu oldu.
Paris’te de bölge yerel yönetimlerinden 40 kadar seçilmiş kişi çarşamba gecesi Austerlitz Garı’nda, “evsizler gibi bir gece” geçirmek üzere toplandı. Sabah 5’e kadar biri dayandı. Bu da “sorunu birkaç saat paylaşmak yerine çözsünler” eleştirisini getirdi.
“Siz değil, ‘Geçen yıl sonuna kadar sokakta kimse kalmayacak’ demiş olan Cumhurbaşkanı Macron gelip yatsın burada” diye bağıran evsizler de oldu.
“Sokakta Ölümler... Dışlanmışlarla Dayanışma... Soğuk Eylem” gibi sivil toplum örgütleri, belediyelerin yeni açtığı barınaklar, bu arada Marsilya’daki “sokakta sıfır insan” gibi girişimler, Bordeaux’daki “Eskimo evleri” gibi icatlar hep devrede.
SESSİZLERİN SESİ
O yüzden, “Evsizlerin çoğu barınağı reddediyor, kendi isteğiyle sokakta yatıyor” buyuran iktidar milletvekili Maillard gibiler ortak tepki çekiyor.
Kamu vicdanının “Bu kadar da olmaz” dediği anlarda, kamusal eylemler de daha çok destek bulabiliyor.
Demokrasinin bir yanı, esas özü, en güçsüzler, en mağdurlar, en dışlanmışlar üzerine sürekli düşünmek; en sessizlerin sesi ve eylemi olabilmek belki de.
- Komple saldırı mı komplo tezgâh mı?6 yıl önce
- Bundan böyle, Aznavour da yok!6 yıl önce
- İnci Sokağı'ndaki kız!6 yıl önce
- Fransa başbakanıydı… Barselona başkan adayı oldu!6 yıl önce
- Ajax'tan takasa, Avrupa'nın Pers seferi!6 yıl önce
- 380 yıl sonra Avrupa'nın 'din savaşları"6 yıl önce
- Cumhurbaşkanı adayına 'akli' muayene!6 yıl önce
- Faşizmin rehinesi olarak antifaşizm!6 yıl önce
- Her şey körleşiyor, derken… Devletler de itiraf eder!6 yıl önce
- İnsanların hüznü en çok gözlerinin içindedir!6 yıl önce