Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Şaşkın ördek nasıl dalarmış, hatırlayamadım…

Ama çocuklar bile bilir; ördek suya dalınca zil çalar!

BİRLİK

Türkiye hem elinde fırça, tabloları kendisi çiziyor zannediyor…

Hem de çıkan resmi görünce, bu da ne diye zıplıyor!

Irak bölünmesin demişti Ankara; maşallah birlik, beraberlik içinde.

Suriye şey olsun dendi; şimdi sınırda başka bir bayrak.

TIRAŞ

Devletler ilkel olabilir ama pek ilkeli olmaz; yine de ilke diye bir şey olabilir…

Çünkü halklar ilkeleri benimseyebilir:

Ezilen halklar arasında ayrım yapmayacaksın…

Ezen zalimler arasında hele, hiç yapmayacaksın.

Kimliğine, dinine, mezhebine, etnisitesine göre, kimi halkı üstün, kimini aşağılık kabul etmeyeceksin.

Hele bu coğrafyada…

Kin ve nefret seni de bulur, onu da bulur.

Aynaya bakmadan başkasını tıraşa gidersen; ustura ona da vurur, sana da vurur!

PARÇA

Saddam, Esad, Kaddafi… benzerleri.

Diktatörün, zalimin alası elbet.

Ama S. Arabistan’la, Katar’la, Bahreyn’le demokrasicilik oynarsan; mesele ilke olmaktan, ezilen halkların yanına koşmaktan çıkar, lejyoner olursun!

İlkeni hepten kaybettiğinde, kendini, kendi kuyunu kazmış, kendi topuğundan da vurmuş bulursun.

Tarih şöyle yazar:

Her halk ayaklanması bir başkasına ilham verir.

Her halk ayaklanması bir başkasını meşru kılar.

İstersen, ABD’ gibi, seç, ayır, ona değmiş buna değmemiş diye tasnif et; kimine terörist de, kimine özgürlük savaşçısı…

Başkaları da böyle tasnifler yapacaktır nasıl olsa.

Kendi barışını sağlayamadan, bir bakarsın, başkasının savaşının da parçası, paramparçası olmuşsun.

DOZER

Türkiye, her şeye rağmen var olan kimliği, kimlik çeşitliliği ve heybetiyle; hem kaybettiği tarihi, hem iyi, kötü içinde yuvarlandığı demokrasi kıyafeti ve elbet kazanımlarıyla, bölgede halklara hakikaten “iyi bir kardeş” olabilirdi; siz isterseniz ağabey filan deyin.

Ama kendi içindeki nefreti asla yenemedi.

Kendi içinde hakikati, hakkaniyeti, kardeşliği teslim edemedi.

Kendisiyle yüzleşip hesaplaşıp aşamadı kendini.

Yetmedi…

Epeydir, büyük devletlik, derinlik diye, başka halkların içlerindeki nefretlere burnunu soktu.

Demokrasi, barış, kardeşlik, adalet projeleri; dünyevi ile inanç arasında adil dengelerle; kimseyi dışlamayan, aşağılamayan; kimsenin inancını, kökenini, hayalini kırmızı çizgilerle kuşatmayan bir anayasa ve hukuk çimentosu zor geldi…

Dozer başka toprakları da harmanlıyor şimdi!

NUMARA

16 yıl önce, daha iktidar olmamış ABD’li “neo-muhafazakârlar”, İsrail çizgisindeki ABD “düşünce ve propaganda tankları”, İsrail lobisi, Likud yönetimi ve TSK generalleri aynı şeyleri hep birlik terennüm ediyordu:

Kimyasal, biyolojik, nükleer kitle imha silahları!..

Ve yıkılası üç şer devleti: Irak, Suriye, İran!

Al sana Nuran.

Halkına zulmeden herkes zaten kendi kuyusunu da kazar; kendi halkının kitlesel imhasıyla tarihte kanlı çukurlar açar…

Fakat…

Bir de bu var:

O plan, o arzu takır takır yürüyüşünü yapmış tarihte.

Hem de mağdurlarını o devrin mağrur kılarak şimdi.

Kölelere firavunluk bahşederek!

O devirde, bu planın parçası T:C. Devleti ve T.S.K. ile tarihe lekeli bir isim kaldı, 28 Şubat diye!

Bakalım şimdikinin numarası ne olacak?

Toprağı, hakkı, halkı, kanı, umudu gasp edilmiş Filistin halkı ise daha çok sıra bekleyecek.

Onların hakkına, hukukuna, hakikatine gelene kadar, buyruk epey kısa, kuyruk epey uzun!

GARİP

Etnik, dini nefretçilerden kimliklere saygı…

Ezen devletlerden diktatörlüklere cephe…

Emperyalizmden halklara şefkat…

Hanedanlardan demokrasi…

Petrol kirinden vicdan temizliği…

Kitleleri imha edenlerden kitlesel imha silahlarıyla mücadele bekleyen bir garip dünya bu!

Böyle, öküzün boynuzunda dursa ne olur…

Yuvarlanıp dursa ne olur!

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar