Seyretme, saldır
İran ve Yeni Zelanda maçları sonunda Dünya Şampiyonası'nda başarının kolay olacağı inancındaydık. Ama Sırbistan maçında durum değişti. Tekrarlıyorum; hem genç hem tecrübeli bir kadroya sahibiz. Yaş ortalamamız 27. Milli Takım'da oynama sayımızın ortalaması ise 1 30. Üstelik takım oyunu oturtmakla sorumlu iki point guardımız Kerem Tunçeri ve Ender Arslan toplamda 500'den fazla maç tecrübesine sahip. Birtakımın kaptanını belirlemek kolaydır. En yaşlı ve tecrübeli oyuncuyu kaptan yaparsınız. Ama oyuncuları egolarından uzaklaştırıp oyuncu topluluğunu takım yapmakla görevli lideri bulamazsınız. Bizde ise hem kaptan hem de liderlik vasıflarına sahip Hidayet Türkoğlu var. Takımda ego ön plana çıkmıyor. Ama hem hücumda hem de savunmada zorlanıyoruz. Sebebi bana göre kafaların karışık oluşu. Görev bölümü, hangi oyuncudan ne beklendiği belli değil. Bu yüzden Sırbistan maçında ilk yarıda 49 sayı yedik. Dünyada savunma anlayışı değişiyor. Eskiden iyi savunma yapıp fast-break atan takımlara "Hücumu savunmadan başlatan takım" denilirdi. Şimdi iş daha derinleşti. Savunma oyuncusu, savunmada artık yalnız kollarını değil ellerini de kullanıyor. Özellikle rakibin oyun kurucusunun elindeki topa saldırarak takım oyunundan sorumlu oyuncuyu elindeki topu kaybetmemekten başka bir şeyi düşünemez hale getiriyorsunuz. Bugün NCAA'de savunma oyuncularının rakibin elindeki topa kaç kere değdiğini gösteren istatistikler tutuluyor. Bizde ellerini kullanarak savunmada hücuma geçip saldıran tek oyuncu Ömer Onan. Savunmanın kıvılcımı o. Ama kıvılcım, ateşe dönemiyor. Çünkü Ömer, elinde top olmayan oyuncuyu tutarken sessizleşiyor.
Sessiz savunma artık tarihe karıştı. Bu yüzden Ömer'in, topsuz adamı tutarken bağırıp çağırıp takım savunmasında sesli iletişimi kurması gerekir. Savunmanın hoparlörü Ömer ve Tunçeri olabilir. Hücumda ise bizde her şey şuta bağlı. Oyuncularımız bire bir adam geçmekte ve penetre etmekte zorlanıyor. Burada da görev Hidayet'e düşüyor. Kritik anlarda hücumda işlerin iyi gitmediği zamanlarda sorumluluk Hidayet'in... İsterseniz buna "Maç kazandırma sorumluluğu" bile diyebilirsiniz. Bekleyip göreceğiz...