Zuhal Gencer: Duyguların yoğun yaşandığı bir yapım
Bu akşam SHOW TV'de ekrana gelecek olan 'Deha'da 'Gülce' karakterine hayat veren Zuhal Gencer, Habertürk'ten Şeyda Odabaş'ın sorularını yanıtladı. Gencer, diziyle ilgili "Duyguların çok yoğun yaşandığı bir yapım. Güçlü bağların nasıl kolay gözden çıkarılabildiğini, hayatın iniş çıkışlarını, asla pes etmemek gerektiğini anlatıyor" diyor

SHOW TV'nin ilgi gören dizilerinden, Ay Yapım imzalı dizisi 'Deha', bu akşam 25'inci bölümüyle ekrana geliyor.
Senaryosunu; Damla Serim’in yazdığı, yönetmenliğini Umut Aral’ın üstlendiği ‘Deha’nın oyuncu kadrosunda; Aras Bulut İynemli, Uğur Polat, Taner Ölmez, Onur Saylak, Melis Sezen, Ahsen Eroğlu, Seda Akman, Zuhal Gencer, Emel Göksu, Taner Rumeli, Umutcan Ütebay, Eylül Ersöz, Oğulcan Arman Uslu, Abdurrahman Yunusoğlu, Çağrı Atakan ve Ali Berge yer alıyor.
'Deha'da 'Gülce' karakterine hayat veren Zuhal Gencer, Habertürk'e diziyle ilgili görüşlerini şöyle özetledi: Başarı, başarısızlık, aşk, fedakârlık gibi unsurlar karşısında ailenin ve dostların nasıl kolay yok sayılabildiğini gösteriyor.
• 'Deha'da 'Gülce' karakterine hayat veriyorsunuz. Sizin için bir projeyi kaliteli yapan unsurlar neler?
Senaryo, yönetmen, oyuncular ve yapımcı… Bunların hepsi bir projeyi kaliteli kılan temel taşlardır.
• Şimdiye kadar pek çok karakterle izleyicilerin karşısına çıktınız. Peki 'Deha'da canlandırdığınız karakter nasıl biri?
‘Gülce’, hayatın ona getirdiği tüm zorluklara direnen, güçlü, duygusal ve fedakâr bir kadın. Hayatını çocuklarının geleceği ve mutluluğu için adamış, kendini çoğu zaman ikinci plana atmış biri.
”ÇOCUKLARIMIN MUTLULUĞU İÇİN NE GEREKİYORSA YAPARIM”
• Hayat verdiğiniz karakter 'Gülce' eşi tarafından hem ihanete uğramış hem de 5 çocukla terk edilmiş, üstüne üstünlük kayınvalidesini de ortada bırakmayan biri... Siz böyle bir durumla karşı karşıya kalsaydınız siz ne yapardınız?
Çocuklarımın mutluluğu ve huzuru için ne gerekiyorsa yapardım, ancak kendimi ikinci plana atmazdım. Ayakta kalabilmek ve onlara iyi bir gelecek sunabilmek için mutlu, sosyal, çalışan ve kendini geliştiren bir kadın olmam gerekirdi. Aksi halde ne kendime ne de çocuklarıma bir faydam olurdu. Kayınvalide ile olan ilişkide ise torunlarıyla bağını koruması için çaba gösterirdim.
• Elbette iyi bir insan olmak, çevreye duyarlı olmak bunlar çok önemli ve hassas şeyler ancak bazen fazla fedakâr olmak kişiye zarar veriyorsa orada durup artık kendini düşünüp bir noktada biraz bencil olması gerek diye düşünüyorum. Siz bu konuyla ilgili ne söylemek istersiniz?
Eğer fazla fedakârlık kişinin psikolojisini, hayatını olumsuz etkiliyorsa ve emeklerinin boşa gittiğini görüp karşı taraftan bir çaba görmüyorsa; kendini düşünmek, vazgeçmek, bencil olmak değil, olması gerekendir.
“DUYGULARIN ÇOK YOĞUN YAŞANDIĞI BİR YAPIM”
• 'Deha'nın genelinde izleyicileri cezbeden neler var sizce? İzleyicilere özellikle hangi duyguları yansıttığını düşünüyorsunuz?
Duyguların çok yoğun yaşandığı bir yapım. Güçlü bağların nasıl kolay gözden çıkarılabildiğini, hayatın iniş çıkışlarını, asla pes etmemek gerektiğini anlatıyor. Başarı, başarısızlık, aşk, fedakârlık gibi unsurlar karşısında ailenin ve dostların nasıl kolay yok sayılabildiğini gösteriyor.
“HARİKA BİR EKİBİZ”
• 'Deha' konusu itibari ile temposu yüksek bir dizi. Çocukken babası tarafından terk edilmiş bir çocuğun yıllar sonra babası ile yüzleşmesi ve beraberinde yaşanan olayları izliyoruz. Set ortamınız nasıl?
Harika bir ekibiz. Kamera önü ve arkası herkesin birbirini desteklediği, yoğun duyguları aktarırken bile eğlenebildiğimiz bir ortam var.
• Öte yandan aslında bu işin mutfağı olan tiyatro kökenli bir oyuncusunuz. Ödülleriniz var... Bir oyuncuyu başarılı kılan şey nedir?
Sevdiği projelerde yer almak, disiplinli olmak, sürekli izlemek, okumak, gözlemlemek, asla şımarmamak ve çok çalışmak… Gerçekten de çok çalışmak!
“İŞİMİ ÇOK SEVİYORUM”
• Dizi oyunculuğu ve tiyatro oyunculuğunun avantajları ve dezavantajlarından bahsedebilir misiniz?
İşimi çok seviyorum ve çalışırken mutlu oluyorum. Tiyatroda seyircinin karşısında olmak ve kameranın önünde olmak farklı keyifler verse de ikisi de benim için aynı derecede heyecan verici. Avantaj ya da dezavantajdan çok, işimi iyi yapmaya ve keyif almaya odaklanıyorum.
• Peki son olarak şimdilerde tiyatromuzun hal ve gidişini nasıl buluyorsunuz?
Seyircinin tiyatroya olan ilgisi, oyunlara gittiğimde salonların dolu olduğunu görmek beni sevindiriyor. Hatta bazen son dakikada gitmeye karar verdiğimde bilet bulmakta zorlanıyorum. Ancak, özel tiyatroların ekonomik sıkıntılarla mücadele ettiğini de biliyorum. Maddi destek yetersizliği nedeniyle oyunlarını sahnelemek ve seyirciyle buluşturmakta zorlanıyorlar. Umarım bu alanda yeni sponsorluklar, bağışlar ve alternatif gelir kaynakları yaratılabilir.