En güzel 10 Kasım şiirleri
Atatürk'ün ölüm yıldönümü 10 Kasım tarihi öncesinde, özellikle öğrenciler internet üzerinde "10 Kasım şiirleri" aramasını yapıyor. İşte en güzel 10 Kasım şiirleri...
Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ölüm yıldönümü olan 10 Kasım tarihinde Atatürk anılacak ve Atatürk anısına anma törenleri düzenlenecek. Öte yandan okullarda da öğrenciler hazırladıkları anma programlarını yapacak ve 10 Kasım şiirleri okunacak. Öğrenciler, 10 Kasım öncesinde hazırlıklarını yapmak için internet üzerinde "10 Kasım şiirleri" aramasını yapıyor. İşte en güzel 10 Kasım şiirleri...
10 KASIM
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, 1937 yılından itibaren sağlık sorunları yaşamaya başladı. 1938 yılı başında Atatürk'e siroz teşhisi konuldu ve tedavi için Avrupa'dan doktorlar getirildi. Doktorların tedavi çabaları ise sonuç vermedi. Atatürk, 10 Kasım 1938 Perşembe sabahı saat 09:05'te İstanbul Dolmabahçe Sarayı'nda hayata gözlerini yumdu.
Ölümünün ardından Atatürk'ün cenazesi büyük bir törenle Ankara'ya uğurlandı ve 21 Kasım 1938 tarihinde Ankara'da yapılan törenle Ankara Etnografya Müzesi'ndeki geçici kabrine konuldu. 15 yıl sonra da Atatürk için yaptırılan Anıtkabir'deki ebedi istihgaratında toprağa verildi. Vasiyetinde varlığını Türk Tarih Kurumu'na ve Türk Dil Kurumu'na bıraktı, Makbule Atadan'ın Çankaya'da oturmasını istedi, Makbule Atadan'a ve manevi kızlarına maaş verilmesini istedi, ayrıca İsmet İnönü'nün çocuklarına yurt dışı eğitimleri için gerekli olan desteğin verilmesini istemiştir.
10 KASIM ŞİİRLERİ
ATATÜRK'Ü DUYMAK
Ulu rüzgâr esmedikçe
Yaşamak uyumak gibi.
Kişi ne zaman dinç;
Dalgalanırsa bayrak bayrak gibi.
Ne var şu dünyada ekmekten daha aziz?
Sürdüğün tarlalara sevginle serpildik.
Ekmek olmak için önce
Buğday olmak gibi.
Silinir sözcüklerden sen hatıra geldikçe
Cılız sözler: Uzanmak, yorulmak, durmak gibi.
Kuvvettir yaptıkların her yeni yetişene
Her ışık-kaynak gibi.
En yakınlar zamanla yüzyıllarca uzak gibi,
Bir sen varsın kalacak, bir sen ölümsüz,
Daha da yakınsın, daha da sıcak
Bıraktığın toprak gibi.
Kaç Türk var şu dünyada, bir o kadar susuz,
Hepsinin gönlünde sen, bir pınar bulmak gibi,
Ancak senin havanda sağlıklar esenlikler:
Olmaya devlet cihanda Atatürk'ü duymak gibi.
10 KASIM
10 Kasım 1938,
Günlerden Perşembe.
Atatürk'üm ölmüş,
Saat dokuzu beş geçe.
Çökmüş bir matem havası,
Milletimin üstüne,
Gözyaşları sel olmuş
Akmış Marmara Denizi'ne
Herkes akın akın,
Dolmabahçe'ye koşmuş,
Büyük kurtarıcı artık,
Aramızdan ayrılmış.
Atatürk'süz yaşamak,
Çok zor gelse de millete,
Kalplerde yaşatılmış,
O veciz sözleriyle.
Emanet etmiş bizlere,
Kurduğu cumhuriyeti.
Var oldukça bu dünya,
Bilmeliyiz kıymetini.
KURTULUŞ ÖNCÜLERİ İÇİN
Yan yana iki çocuk görsem
İşte Atatürk diyorum
Özgürlüğün toprağı uyanıyor
İçin için seviniyorum.
Koşuşan iki öğrenci görsem
İçimin güneşi ısınıyor
Yürüyen bir bakış gibi
Mustafa Kemal geliyor.
Kol kola iki işçi görsem
Ekmeğim çoğalıyor birden
Bir ışık düşüyor ortalığa
İşte Atatürk diyorum.
İşte Atatürk diyorum
İlk kuruluş öncüleri
Bir gül çağrısında hepsi
Bize uzanmış elleri.
ATATÜRK
Bir gün sordum babama,
Atatürk neden büyük?
Çocuğum dedi bana,
Onu seviyor her Türk.
Onu biz değil yalnız,
Üstün tanır her millet.
En büyük eseridir
Kurduğu cumhuriyet.
Çok kötü bir zamandı,
Uçurumdaydı vatan.
O büyük kahramandı,
Yurdumuzu kurtaran.
Kalbimiz sevgi dolu,
Yol gösteren o,Türk'e
Yolumuz onun yolu,
Saygı duy Atatürk'e!...
ATATÜRK’ÜN SESİ
Atatürk'ün sesi
Bazen Erzurum Kongresi
Bazen Sivas
Bazen Anadolu'da sert bir rüzgar
Atatürk'ün sesi
Bazen Ankara'da ilk Millet Meclisi
Bazen Orta Anadolu'da kartal
Bazen Akdeniz'de tatlı bir rüzgar
Atatürk'ün sesi
Gökyüzünde ak bir bulut
Bazen önünde İzmir'e ordular akar
Bazen Akdeniz'de bir kartal
Atatürk'ün sesi
Bazen devrimlerin alfabesi
Bazen Cumhuriyetin gür sesi
Bazen Menemen'de deli bir rüzgar
ATATÜRK ÇOCUKLARI
Özgürlük şarkısı bizim şarkımız
Yurt için ulus için hep çalışırız
Vatanı yükseltmek tek amacımız
BizlerAtatürk çocuklarıyız
Dostlukla dopdolu yüreklerimiz
Dünya çocukları hep kardeşimiz
Barıştan yana inançlarımız
Bizler Atatürk çocuklarıyız
Çınınlayacak sesimiz dünyada yurtda
Uzanacak ellerimiz evren boyunca
Uygarlık yönünde bir meşaleyi
Bizler Atatürk çocuklarıyız
BÜYÜK YAS
Hatırlatmayın ban dokuzu beş geçeyi,
Hele puslu geçen o geceyi….
Söyletmeyin kasım adlı iki heceyi,
Bu benim en büyük yasım.
Bu Atam’ın öldüğü tarih 10 Kasım.
Atam ölmüş Dolmabahçe Sarayı’da
Çok üzüldüm olamadım ya yanında
Ağladım onun öldüğünü duyduğumda
Bu benim en büyük yasım
Bu Atam’ın öldüğü tarih 10 Kasım…
Dudum ki Atam ölmüş
Türkün yanan meşalesi sönmüş
Atam 10 Kasım da gömülmüş
Bu benim en büyük yasım
Bu Atam’ın öldüğü tarih 10 Kasım….
Bu tarihte Atam’ın kalmış cansız eti
Kan ağlıyor Türk Milleti..
Böyle anladık yokluğu,sefaleti
Bu benim en büyük yasım
Bu Atam’ın öldüğü tarih 10 Kasım…
Bu gün duydum sirenler çalıyor.
Sordum ne oldu? Dediler çiçekler soldu…
Dedim niye? Dedilerki Atatürk öldü diye…
Bundan sonra bayraklar yarıya iniyor.
Bu benim en büyük yasım
Bu Atam’ın öldüğüm tarih 10 Kasım...
SAAT 9'U 5 GEÇE
Bir sonbahar gününde,
Atam Dolmabahçe’de,
Tutuldu hastalığa;
Bitkin düştü yatağa.
Doktor doktor kalksana,
Lambaları yaksana,
Atam elden gidiyor;
Çaresine baksana.
Bulunamıyor çare,
Daralmaktadır süre,
Günden güne tükenip;
Eriyor pare pare.
İnledi gündüz-gece,
Vatan idi son hece,
Gözlerini kapadı;
Saat dokuzu beş geçe.
Üzgünüz, atam öldü,
Herkes yasa büründü.
Naaş’ının ardından;
İnsan seli yürüdü.
Hıçkırıklar çağladı,
Acı, yürek dağladı,
Ata’nın yokluğuna;
Bütün dünya ağladı.
Feleğe sözümüz var,
Bitmez sitemimiz var,
Ata’yı aldı diye;
Yanardağ içimiz var.
Kalpler keder yumağı,
Gözler hüznün otağı,
Bizi öksüz bırakıp;
Seçti kara toprağı.
Yosun tutmuş, mermerler,
Ot bitmiş, toprak yerler,
Biz doymadan çağırdı;
Doysun anıt kabirler.