11 yılda marka, patent ve lisansa 20 milyar dolar ödedik
Türkiye'nin en büyük sorunlardan birisi hala cari açık. 23 milyar dolarlık artı ile yılın ilk 11 ayında her ne kadar 24 milyar dolarlık dış ticaret açığını kapatsa da Hizmetler Dengesi içinde bulunan Fikri Mülkiyet Hakları Kullanım Ücretleri 11 ayda 2.1 milyar dolar açık ile cari açığı yükselten etken oldu. Lisans, patent, marka ve AR-GE'den oluşan bu kalem için son 11 yılda yaklaşık 20 milyar dolar ödeme yapıldı. Buna karşı gelirimiz sadece 1.2 milyar dolar oldu.
Kurdaki yükseliş ve ekonomi yönetiminin uyguladığı üretim ve ihracatla büyüme politikası sonucu azalsa bile Türkiye'nin en büyük sorunlardan birisi hala kısaca ülkeye giren döviz ile çıkanların arasındaki farkı anlatan cari açık. Bir ara yıllık 74 milyar dolara kadar çıkan cari açık, 2020 sonunda 35 milyar dolara ve Kasım 2021 sonu itibariyle 14.3 milyar dolara geriledi. Cari işlemler açığı, bir önceki yılın Kasım ayına göre de 866 milyon dolar azalarak 2.7 milyar dolar oldu.
Cari açığın temel nedeni elbette ithalat ve ihracat arasındaki fark. Keza yılın ilk 11 ayında 24 milyar dolarlık dış ticaret açığı cari açığın sürmesinde en etkili kalem oldu. Ancak Merkez Bankası'nın yayımladığı Ödemeler Dengesi rakamlarına yine yıllık olarak bakıldığında turizm gelirlerindeki büyük avantajın da katkısıyla taşımacılık, navlun, inşaat hizmetlerinin yer aldığı Hizmetler Dengesi'nin 23 milyar dolar artıda olduğu yani hemen hemen dış ticaret açığını kapattığı görülüyor. Yatırımlara ödenen faiz ve kar payından oluşan Birincil Gelir Dengesi ise 16 milyar dolarlık giderden 6 milyar dolarlık geliri çıktığımızda 11 milyar dolar açık veriyor. Anlaşılan hizmetler dengesinin kapattığı açığı tekrar yükseltiyor.
11 AYDA 2.1 MİLYAR DOLARLIK AÇIK
Her ne kadar 51.2 milyar dolarlık gelir ile yurtdışına verdiğimiz hizmetlerin aldığımız hizmetten fazla olması ile 23 milyar fazla veren Hizmetler Dengesi olsa da bu kalem içinde Fikri Mülkiyet Hakları Kullanım Ücretleri dikkat çekiyor. Çünkü yılın ilk 11 ayını bu kalemin tam 2.1 milyar dolar açık verdiği görülüyor. 2.3 milyar dolarlık gelire karşılık 915 milyon dolar gider olduğu rakamlara yansıyor.
Peki bu kalem neyi içeriyor.? Merkez Bankası şöyle açıklıyor: "Mülkiyet devri yapılmaksızın ticari marka, bayilik, bilgisayar yazılımı/görsel ve işitsel ürünlerin çoğaltılması, dağıtma lisansları, araştırma ve geliştirme çalışmalarının sonucu olan patent ve diğer fikri mülkiyet hakları için ödenen masraf ve harcamalardan oluşmaktadır."
TOPLAMDA 24 MİLYAR DOLAR
Anlaşılacağı üzere kısaca know-how ödemeleri diyeceğimiz marka, patent, lisans için Türkiye'nin ödediği net tutar bu. Biraz geçmişe bakıldıkça rakamın geçtiğimiz yıllardır itibaren hızla yükseldiği görülüyor. 1998 yılında 242 milyon dolar olarak başlayan know-how ödemeleri 2012'de 741 milyara ulaştıktan sonra 2018'de 2 milyar doların üstüne çıkmış. Son 11 yılda yurtdışına fikri haklar için ödediğimiz para 20 milyar dolara yaklaşmış. Toplamda ise 24 milyar doları bulmuş. Tabii ki eğer edinilen bilgilerle daha fazla üretim ve ihracat yapılmışsa bu Türkiye için çok olumlu. Ancak eğer böyle değilse bugün kurdaki yükseliş dahil bir çok sorunun da kaynaklarından birisi olduğu söylenebilir.