AK Parti Başkan Vekili Efkan Ala: Yeniden Refah Partisi bizden 100 ilçe istedi

"DİĞER PARTİLİLERİN DE GÖRÜŞLERİ ÖNEMLİ"

Kamuoyu araştırmaları dışında AK Parti Genel Merkezi'nin sahaya gönderdiği arkadaşlarımız. Önceki dönem milletvekilleri, belediye başkanı arkadaşlarımız saha çalışmaları yapıyor. Son 1 yıl içerisinde de çok daha fazla çalışmalar oluyor. Partililer, sivil toplum örgütü, başka partilerle görüşerek, oradaki meslek odalarıyla, vakıf ve derneklerle görüşerek hem mevcut durum değerlendirmeleri yaparak. Farklı partilerin de bakışı önemli. Sahaya çıktığımızda her partinin tabanından oy istiyoruz. 12 milyon üyesiyle bugün dünyadaki parti olarak teşkilatız. Bizim hedef kitlemiz 85 milyonun memnuniyeti. Herkese fikrini soruyoruz. Teşkilatlarımız bu konuda ne düşünüyor? Milletvekilleri, kadın kolları, gençlik kolları, belediye başkanları bir araya gelip toplantılar yaptık, onların fikirlerini aldık. En sonunda o değerlendirmelerle bir alt komisyon gözden geçirdi bunları.

AK PARTİ ADAYLARINI NASIL BELİRLEDİ?

Onun üstünde de bir komisyon oluşturarak 3 arkadaşımızla birlikte ben. Değerlendirmelerimizi yaptık. Adaylar oraya gelinceye kadar biraz daha sayısı azalıyor. Teveccüh edilmeyen arkadaşlarımız varsa alt komisyonda eleniyor. Orta komisyonda birçok ilçe ve ille ilgili birden fazla kamuoyu araştırması yapıyoruz. Belki daha önceki kamuoyu araştırmalarından o güne kadar değişimler olmuştur diye. Orada da her ilin milletvekillerini, il başkanını, diğer arkadaşlarımızın görüşleriyle beraber bir isim havuzu oluşturuyoruz. Daha sonra üst komisyonda sayın Cumhurbaşkanımızın olduğu değerlendirmeler yapılıyor. En az 3 ayrı araştırma. Buna ek olarak başka firmalara yaptırılmış olan araştırmalar önümüze konuldu. Vatandaş ne düşünmüş? Teşkilat ne düşünmüş? Araştırmalardan ne çıkmış?

"SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZIN EHEMMİYETİ İNANILMAZDI"

Olabilecek çok arkadaşımız var. Ama az bir oranda da olsa onlardan fazla birini seçerek milletimizin önüne götürdük. Sayın Cumhurbaşkanımızın burada milletin teveccühünün bire bir ehemmiyet vermesi bakımından inanılmazdı. Şanlıurfa'da gönlü AK Parti'de olan insanlar çok yüksek oranda. Seçmeninin üçte ikisi AK Parti'dedir. Sonuçta bir kişiyi seçeceğiz. Bazı yerlerde aşiret yapısı daha güçlü. Geleneksel siyaset etme tarzının daha güçlü olduğu yerler var. Aşiret yapıları oralarda çok saygın konumdalar. Sonuçta her zaman millet AK Parti'ye oyunu veriyor. Sonuçta hepsi AK Parti çatısı altında görev yaptılar. Şanlıurfa AK Parti'nin önemli kalelerinden biridir. Teveccüh yüksek ise neden o arkadaşımızı aday yapmayalım. Demek ki yanlış okuma var. AK Parti kurumsal yapısını çok iyi biliyor olmaları gerekir. Arzu ediyoruz ki AK Parti'nin kalesi olan bir yerde bunlar olmasın. Biz orada vatandaşlarımızın gönlünü almışız ki, Şanlıurfa her zaman AK Parti'nin arkasında durdu.

"KURUM, İSTANBUL'UN İHTİYAÇ DUYDUĞU PROFİL"

İstanbul nüfus itibariyle BM'ye üye 140'tan fazla ülkenin daha fazla nüfusuna sahip. Birçok ülkeden daha fazla ekonomiye sahip. İhracat, üretim itibariyle bir dünya kenti. Ülkelerle yarışıyor. İstanbul'un öncelikleri var. Ulaşım ve kentsel dönüşüm. Dirençli şehirler, depreme hazırlık. 1 yıl önce büyük deprem yaşadık. Murat Kurum kardeşimiz, arkadaşımız İstanbul'un ihtiyaç duyduğu profilin ta kendisidir. Emlak Konut'ta, TOKİ'de. 5 yıl bakanlık yaptı. 1 sene önce yaşadığımız depremde süreci en iyi şekilde yönetti orada. Donanımı itibariyle İstanbul'un ihtiyaç duyduğu profil Murat Kurum. İstanbul'un depreme hazırlık konusu asla ertelenemez, ihmal edilemez. Milletimize ekstra yük getirmeden, onlarla birlikte, onların da kazanacağı şekilde bu hazırlıkların gecikmeksizin yapılması lazım. Gecikmenin maliyeti üstlenilemez.

"İSTANBUL'UN BÜTÇESİ BAZI BAKANLIKLARDAN FAZLA"

Ulaştırmada İstanbul'a ne kadar önem verdiğimiz önemli. Burası megakent. Paris, Londra, Tokyo ile yarışıyor. Roma'yla yarışıyor. Dünya çapında yatırımlar yaptık İstanbul'a. Marmaray, Avrasya Tüneli, Üçüncü Köprü, 18. Mart Çanakkalle Köprüsü'nü, Üçüncü Havalimanı'nı yaptık. İstanbul dünyanın da önem verdiği bir kent. Buranın bütçesi bizim Ankara'daki bakanlıkların bütçesinden daha fazla. Tarım Bakanlığı'nın bütçesinden daha fazla bir kaynağı yönetiyor. Hedefimiz dünyanın en gelişmiş, en kalkınmış 10 ülkesi arasına girelim diyoruz. Onu bu şehirlerdeki üretimle sağlayacağız. Altyapı hizmetleri ertelenince üretiminiz, ihracatınız etkileniyor. Potansiyeli yüksek şehirlerimizi Türkiye Yüzyılı ile buluşturursanız o zaman bir sinerji ortaya çıkar. Elbette başka partilerin başka politikaları olacaktır.

"ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE YENİ ANAYASA'YI TARTIŞACAĞIZ"

Biz denge denetim sistemini en baştan beri savunan bir anlayışa sahibiz. Neden sürekli Cumhurbaşkanımız ve bizler yeni anayasa diyoruz? Merkezi hükümeti belediye ile dengelemek siyaset bilimi bakımından zayıf argümanlar. Vatandaşın iradesini biz zaten biliyoruz. Vatandaşın iradelerinin hangi noktalarda olumlu/olumsuz olduğunu. Bizim millet iradesinden başka dayandığımız irade yok. Onun el üstünde tutulması için her şeyi yapıyoruz. Bu kadar badireyi onların desteği ile aştık. Önümüzdeki dönemde yeni bir anayasa tartışmasını başlatacağımızı söyledik.

"BU MEMLEKETTE YASAKLARI KİM KALDIRDI?"

Biz 'Cumhurbaşkanını halk seçsin' dedik. Böyle bir demokrasi anlayışına sahip parti, yönetim, lider halktan mı bir şeyi kaçıracak da 'daha yasakçı olsun' diyecek. Bu memlekette yasakları kim kaldırdı? İnsanlar birbirine merhaba diyemiyordu kendi dillerinde. Şimdi 24 saat yayın yapılıyor. O sessiz devrimleri kim yaptı? Bunları yapan anlayışın anayasadan kaynaklanan meselede spesifik konuda mahkemelerin kendi aralarında anlaşmazlığında herkes kendi fikrini söyler. O da mahkeme, diğeri de mahkeme. Neden AYM'nin kararını savunanlar daha demokrat olsun da Yargıtay'ın verdiği kararı savunanlar demokrat olmasın. Mevcut anayasanın deformesinden kaynaklanan sorunları siyasete ciro etmeyelim.

"SİVİL BİR ANAYASA YAPALIM İSTİYORUZ"

Ben Gezi olaylarını yaşarken devleti yönetenlerden biriyim. Oradaki başkaldırıyı millete neler planladıklarını en iyi şekilde bilenlerden biriyim. Orada hiçbir şey olmamış diye bakılabilir mi? Düşünün yargı sistemi 10 yıl meseleyi çözememiş. Bu siyasetten mi kaynaklanıyor? Anayasanın ve yargı sisteminin yapısından kaynaklanıyor. AK Parti Anayasa ile yasa ile yapabileceklerini yapıyor. Tatile girmeden yine yargı paketi geldi. Bunları çözmek için paketler, çalışmalar yapıyoruz. Siyaset bir araya gelsin ve sivil bir anayasa yapsın. Türkiye'yi hedeflerine doğru taşıyalım. Bunu bir yapabiliriz. Bu bir siyasal iklim meselesi. Tahminim şudur, çok daha iyi sonuçlarla 31 Mart gecesi Türkiye ile kucaklaşacağız.

"BURSA TARİHİNE, KÜLTÜRÜNE UYGUN OLARAK YÖNETİLİYOR"

Bursa'da gayet durumumuz iyi. Bursa her seçimde muhalefet tarafından, daha önceki seçimde de sayın Kılıçdaroğlu 'Bursa'yı alıyoruz' diyordu. Olmadı. Bursa önemli bir metropol. 18 milyar dolar ihracatı ve üretimiyle, TOGG'la, üç ayrı sektörün merkezi olması hasebiyle önemli il. Her seferinde Bursa gerekli cevabı verdi. Tarihine, kimliğine, kültürüne sahip çıkan bir anlayışla yönetiliyor. Orada hiçbir tereddüte mahal yok.

"İSTANBUL VE ANKARA'DA İPİ GÖĞÜSLEYECEĞİZ"

Ankara'da ciddi bir yarış var ortada. Ben arkadaşımızın ipi göğüsleyeceğini düşünüyorum. Keçiören'de başarısını kanıtlamış, kaç dönemdir belediye başkanlığı yapan, Ankara'yı hızlı bir şekilde hedeflerini götürecek arkadaşımız kazanacaktır. İstanbul'u alıp ileri taşıyacak arkadaşımız şu anda çalışıyor. Bütün veriler Murat Kurum Bey'in işi götüreceğini gösteriyor. İstanbul, Ankara ile birlikte inanılmaz hizmetlere kavuşacaktır. Ortada 5 yıldır İstanbul'da hizmet bakımından yapılması gerekenlerin yapılmaması konusunda geri kaldığını görüyoruz.

"MHP İLE ÇOK KALİTELİ VE STANDARTI YÜKSEK ZEMİN VAR"

Biz ittifak görüşmelerine başlarken, Cumhur İttifakı çatısı altında olan partilerle onun bir zemini var. MHP ile çok kaliteli, standartı yüksek bir görüşme oldu. Sonunda da anlaşma oldu mutabakata varıldı. Biz 'Türkiye buradan ne kazanır?' dedik. İttifak güçlü olursa Türkiye daha çok kazanır. Milletimiz kazanır. Peki bunu nasıl sağlayacağız? İşbirliği yapacağız yerel yönetimlerde. Orada da şöyle başladık, birbirimizde olan belediyeleri almamızın bir anlamı yok. Muhalefette olan, arzu ettiğimiz anlayışla yönetilmeyen belediyeleri nasıl işbirliği yaparak alabiliriz? Hiçbir pürüz yaşamadan yaptık görüşmelerimizi.

"YENİDEN REFAH BİZDEN 100'E YAKIN İLÇE İSTEDİ"

Yeniden Refah'la yaptık görüşmelerimiz bir mutabakata varamadık. Çünkü bizden daha ilk görüşmelerde ve ondan sonra da istedikleri yerler, bizim zaten yüzde 50'nin üzerinde oy aldığımız iller ve büyükşehirler oldu. Kocaeli'de yüzde 55 almışız. Sakarya'da yüzde 65 ile seçilmiş. İlçe olarak İnegöl. Yüzde 65 ile seçilmiş. 100'e yakın ilçeydi. O kadar detayına girmek istemiyorum. Kütahya'yı, başka yerleri istediler. Görüşmelerde şöyle bir anlayıştan hareket ettik. Bizde olan yüzde 50'nin 60'ın üstünde olan il ve ilçeyi vermemizin ne anlamı olabilir? Burada bir anlaşma sağlanamadı. Anlaşamama konusunda anlaştık. Mutabakata varılmadı ve ondan sonra da Cumhur İttifakı çatısı altında değil Yeniden Refah Partisi. Bazı yerlerde, toplantılarda, bazı adayları bunu özellikle söylüyorlar. Çok net açık biçimde Yeniden Refah Partisi Cumhur İttifakı içerisinde değildir.

"AK PARTİ İLE YENİDEN REFAH REKABETİ CHP'YE YARAR"

Soru şu; Yeniden Refah Partisi Cumhur İttifakı'na dahil mi? Değil. YRP birçok yerde seçime gidiyor. AK Parti ile CHP'nin yarıştığı yerlerde Yeniden Refah Partisi de belediye başkanlığı seçimine giriyor. Bu sonuçta kime hizmet eder? Kim buradan kazançlı çıkar? Siyaset profesörü olmaya gerek yok. Tabii ki bizim tabanımızdan, sağ kesimden alıyor. Tabii ki CHP kazançlı çıkar. Vatandaşlarımızın sandığa giderken bunu dikkate alacaklarına inanıyorum. Takdir kendilerinindir.

"AK PARTİ ŞANLIURFA'DA KAZANACAK, ÇOK AÇIK"

Millet sabahtan akşama kadar inanılmaz yağmurun altında 80 bin kişi meydanı doldurmuş. Yollar dolu. Herkes Cumhurbaşkanımız, AK Parti ve oradaki büyükşehir belediye başkanı adayımızın arkasında kenetlenmiş durumda. Şanlıurfa gündemde bile değil. Şanlıurfa AK Parti'nin kalesidir. AK Parti orada seçimi büyük bir farkla kazanacaktır. Burada konuşulduğu gibi orada konuşulmuyor bu mesele. Fotoğraf o kadar net ki. AK Parti Büyükşehir adayı orada seçimleri kazanacak. Bu çok açık.

"YENİDEN REFAH SEÇMENİ AK PARTİ'DEN YANA MUHASEBE YAPACAK"

Vatandaşımız oy vermeye gideceği zaman bizim adaylarımıza kızgınlığı olabilir. Beklediğini almamış olabilir. Çok büyük oranda değil ama. Her partide bunlar doğaldır. Adayımızı beğenmiş ama daha önce kendisinin beklediği hizmetleri görememiş olabilir. Merkezi idareye kızmış olabilir. Sonuçta seçim sandığına giderken şundan eminim ki, kendi vicdanıyla başbaşa kaldığında bu belediyeleri asla CHP anlayışına teslim etme yönünde oy kullanmayacak. CHP'ye teslim etmektense gideyim oyumu AK Parti adayına vereyim. AK Parti anlayışı burada belediye başkanlığında olsun tercihinde bulunacaktır. Bu muhasebeyi yapacaktır. Vatandaşımızın tercihi, birinci partisi başka olsa bile, sağ tarafta diyebileceğimiz, bu cenahta olan partilerimizin tabanlarının ikinci veya birinci tercihi. Kızdıysalar da ikinci tercihi hep AK Parti olmuştur. Seçime giderken Yeniden Refah tabanı da o muhasebeyi yapıp, AK Parti anlayışının yerel yönetimlerde belediye başkanlığı olmasını arzu edeceğine kesin inancım var benim.

CEM-DEM ARASINDAKİ KENT UZLAŞISI

Kent uzlaşısı ne demek? Kendileri söylüyor. Yapıyorlarsa benim orada söyleyeceğim tek şey; ittifak görüşmelerinde anlaşma olabilir, olmayabilir. Ama üzerinde konuştuğumuz milletin iradesinin ortaya çıkaracağı sonuçtur. Milletten saklı gizli olmaz bunlar. Politika milletten saklı yapılmaz. Ayrı ayrı yaptıkları şeyler basına düştü. Ankara'da, İstanbul'da kent uzlaşı adı altında ittifak yaptıkları kendi bulundukları platformda dile getiriyorlar.

"VERİLER DOĞRULAMIYOR, İTTİFAK YAPTILAR"

Herkesin bildiği sırlar vardır. Bunlara açık sır denir. Bu tür şeylerde böyle değerlendirmeler yaptı. Kim inanır buna? Veriler bunu doğrulamıyor. DEM Partili yetkiler tarafından açıklamalarda listelere baktığınızda kanıtlarını açık görüyorsunuz. Bunu yapıp, kabul edemeyen anlayışla karşı karşıyayız. Bu seçmene karşı saygısızlıktır. Seçmenin iradesini örselemektir. Bunları yanlış buluyorum doğrusu. Milletten saklı iş yapmaya kalkan bütün siyasal organizasyonlar eninde sonunda önce zihinsel olarak darmadağın olmuşlardır sonra kurum olarak çok sıkıntı çekmişlerdir. CHP şu anda kendi içinde tartışmaya girdi, öyle değil mi? CHP'nin uzun dönemdir izlediği, son 10-15 yıldır politikalara bakıyorum bir siyasal çölleşme içerisinde.

"İNANILMAZ TARTIŞIR SONRA KARARA VARIRIZ"

AK Parti içerisinde inanılmaz tartışmalar yaparız. Bundan 5-6 yıl önce strateji toplantısında genel başkan yardımcıları var, arkadaşlarımız var. Bu bir şekilde dışarıya sızdı. Elde edip yayınlamış FETÖ'cü gruplar. İnanılmaz tartışmalar. Sonra baktılar ki bu kadar net tartışılıyormuş, bizim lehimize oluyor. Gerisini yayınlamamaya karar verdiler. Biz kamuoyu önünde tartışmıyoruz. Bizde inanılmaz tartışmalar var. İçeride tartışıyoruz, sonra hep birlikte bunu savunuyoruz. Ben sizinle konuşurken eğer çok inanıyorsam, altını desteklemiş isem sizi ikna edebiliyor olmam gerekir. Yoksa kurul halinde çalışmanın anlamı kalmaz. Partiler düşüncenin her korkudan azat olduğu platformlar olmalı. Milletimiz kendi önündeki tartışmadan hoşlanmaz.

"KILIÇDAROĞLU VARKEN ADRES BELLİYDİ"

Bağımsız karar alamayan biri varsa toplumda tartışılan kendisi. Seçim süreçleri itibarıyla kimse kimseyi dinlemiyor. Bir kaos var. Bunların çok iyi yönetilemeyeceği çok açık. Kılıçdaroğlu döneminde bir adres vardı. Bir şey söylerdi siz onu eleştirirdiniz, o sizi eleştirirdi. Şimdi öyle bir adres yok. Şimdi çok ses çıkıyor. Bizim AK Parti içerisinde belediye başkanlarının hepsi kendileri karar alır, uygular, sorması gereken bir şey varsa ilgili yer neresi ise oraya sorar. Cumhurbaşkanımızın talimatı varsa tabii ki verir. 'Sormadan bir şey yapamıyorlar' sözü o kadar boş ki. Deprem süreci nasıl yönetildi? Orada dünya çapında büyük bir başarı elde edildi? Bir AK Parti belediyeciliği bir marka var bugün. Türkiye'nin bütün meselelerini tartışırız. Hangi gündem varsa onu tartışırız. Seçim stratejisini tartışırız. Seçimden sonra çıkacak sonuca göre yapacağımız işleri konuşuruz. Türkiye'nin temel meselelerini orada değerlendiririz. Herkes fikrini özgürce söyler. Kararlarımızı alırız. Sonra onu gerçekleştiririz. Demokrasinin temel unsuru budur. Karar alınırken herkes fikrini söyleyecek.

"ÖNÜMÜZDEKİ YIL BU YILDAN DAHA İYİ OLACAKTIR"

Ekonomi insanların günlük hayatlarındaki en önemli başlık. Türkiye tarihinde bu sene GSMH 1 trilyon milyon doları aştı. Bu önemli gelişme. Ama vatandaşımızın sokakta yaşadığı sıkıntı. Emeklilerimizin farkındayız. EKK toplantımızda emeklilerimize daha iyi imkanlar nasıl sağlayabiliriz? Geçtiğimiz dönemde pandemi, savaşlar, Ukrayna-Rusya, birçok ülkede başgösteren durgunluk, sıkıntılar. Onları arkadaşlarımız Habertürk'te anlattı. Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz anlattı. Vatandaşımızın kendi hayat standardının daha iyi olmasını arzu edecektir. Bundan sonra asla sorunu, problemi görmemezlikten gelmemeliyiz. Evet bu sorun var, bu sorunu kim çözecek? Biz çözeceğiz, tedbirleri alıyoruz. Uluslararası değerlendirme kuruluşu Fitch Türkiye'nin durumunu pozitife çevirdi. Ekonomide yetkin, ne yaptığını bilen, başarısı tescillenmiş arkadaşlarımız Mehmet Şimşek, Cevdet Yılmaz, Merkez Bankası iş başındadır. Vatandaşlarımız emin olsun, önümüzdeki yıl bu yıldan, ondan sonraki yıl önümüzdeki yıldan çok daha iyi olacaktır.

"PANDEMİDE KOCA AMERİKA ÇORAPLARDAN MASKE YAPTI"

Ekonominin gerekleri neyse onu yapıyoruz şu anda. Yolumuza devam ediyoruz. Pandemi döneminde ülkelerin kendi özel şartları da oluyor. En fazla maske üretebilen, dünyanın 150 ülkesine yardım gönderebilen bir ülkeydik. Koskoca büyük Amerika'da insanlar çoraplardan maske yaptı. Hemen dönüştürüp maske yapamadı. Türkiye'nin işletmeleri onlara göre daha küçük olduğu için hemen dönüşebildiler. Bu ekonominin o dönemde malzemeler konusunda çok iyi mesafeler aldık. Mesala biz Covid tedavisinde dünyaya örnek olacak hizmetler sunduk. Ekonomimiz gelişmiş ülkelerin ülkeleri kadar güçlü değil. Oradan da negatif etkilendik.

"TÜRKİYE KAZANACAK"

Bu ekonomiyi kim daha ileri götürecek? AK Parti. Bu çok açık. Ekonomi politikaları merkezi idarenin görevidir. Yani Cumhurbaşkanı kabinesinin. Mayıs ayında seçimler yapıldı. Orada milletimiz bu değerlendirmeyi yaptı, iktidara 'devam' dedi. O gün karar verdi, işbaşına getirdi. Belediyelerde de AK Parti markası işbaşına gelirse. Uluslararası derecelendirme kuruluşları da gördü. Bu kararları illerde uyguluyoruz. Lokomotif illerde AK Parti işbaşına getirdiğinde yolumuza o sinerjiyle devam edeceğiz. İnanın Türkiye kazanacak.

EMEKLİYE ZAM OLACAK MI?

Bu değerlendirmeleri o kurullarda yapmadan, arkadaşlarımızla tartışmadan Cumhurbaşkanımıza öneri olarak getirmem. Tartışılmasa, konuşulmasa Cumhurbaşkanımız neden o kadar açıklama yapsın. Emeklilerimiz şundan emin olsunlar ki, ekonomi her gün iyileştikçe bunları hissedecek. Emeklilerin durumunu daha da iyileştirecek olan kadro, Cumhurbaşkanımız iş başındadır.

"SEÇİMDEN SONRA İNANILMAZ REFORM DÖNEMİNE GİRECEĞİZ"

Önümüzdeki dönemi reform dönemi olarak geçireceğiz. Büyükşehirlerde kazanacağımız ivmeyle Allah'ın izniyle inanılmaz bir reform dönemi planlamayı gerçekleştireceğiz. Bunlar olmadan Türkiye hedeflerine ulaşamaz. Yargı sistemini güvenle işletecek bir sivil anayasa olsun istiyoruz. Bizim insanımızın kendisini çok daha iyi hissedeceği bir sistemi inşa edelim istiyoruz.

"MİLLETİN ÇÖZÜM ADRESİ VASAYET DEĞİL SİYASET OLDU"

AK Parti döneminde inanılmaz zihinsel transformasyon gerçekleşti. Eskiden MGK toplantıları bir gün öncesinden takip edilirdi. Şimdi öyle bir şey var. Ama şimdi Cumhurbaşkanlığı Kabine toplantısı aynı iştiyakle takip ediliyor. Demek ki siyaset o alanı doldurmuş. Vesayetin yerini siyaset almış. Şimdi artık anayasa tartışmaları olurken hiç kimse kendi ensesinde, arkasında vesayet kurumunun talimatlarını, bildirelerini hissetmeyecek, öyle bir ihtimalle meseleye yaklaşmayacak. Sivil alanda olabildiğince rahat tartışılacağı siyasal iklim oluşturuldu. Bunu AK Parti oluşturdu. Bizim en önemli başarılarımızdan biri CHP'yi bu alana çekebilmiş olmamızdır. Hangi sorun olursa olsun gelsin de şu vesayet kurumu çözsün diyen kimse yok. Herkes gelsin siyaset çözsün diyor. Bir kısım vatandaşımız şu parti çözsün, bir kısım vatandaşımız bu parti çözsün diyor. Siyaset alan kazandı, kurumsallaştı. Milletin çözüm adresi siyaset oldu.

CUMHURBAŞKANININ GÖREV SÜRESİ VE YENİ ANAYASA

Yeni Anayasa demek bütün kurum ve kurallarıyla bir meselenin, toplumsal uzlaşının oraya derc edilmesi demektir. Hangi sistem önerilecek? Bütün bunlar orada tartışılacak konulardır.