American Horror Story: Cinsel tacize karşı Cadılar Konseyi

“American Horror Story: Coven” belki de korku dizisinin bütün sezonları içinde en vahşisi, seyirci için en gözlerini kaçırası sahneleri olan sezondur. Amerikan medyasında “Bu kadar iğrençliğe daha fazla katlanamam” diyerek diziyi bırakan TV eleştirmenleri bile olmuştur. Siyah köleden canlı canlı kan sağarak gençlik iksiri sürünenden kendi dilini kesene, içgörü uğruna kendi gözünü bıçakla yarana, yuvasından göz kaşıklayana, parçalanmış cesetten zombi çıkarana cadılığa dair ne ararsanız var. Saksafoncudan dönme baltalı adamın kanlı katliamlarını da yabana atmamak lazım.

.gif

Bütün o kanlı sahneler kadar dehşet verici olmasa da bir üniversiteli partisindeki toplu cinsel saldırı da cadıca intikamlarla son bulur Coven’da. Azılı öğrenci derneği üyelerinin taciz ettiği kız (tabii ki cadı) doğaüstü gücüyle otobüsü asfalttan söküp havaya fırlatarak saldırganları öldürür. Biri hayatta kalır ki, o da hastanede odasında kanlı bir sahneyle ölümle buluşur.

Üçüncü sınıf gençlik filmlerinde de idrak edileceği üzere Amerikan üniversite sosyo-kültürünün bir parçası olan akran zorbalığının bu şekilde cezalandırılması insana gizli bir zevk veriyor elbette.

.gif

Olaylı bir şekilde Yüksek Mahkeme’ye atanan yargıç Brett Kavanaugh da, cinsel tacizle suçlandığı Yale yıllarında “Delta Kappa Epsilon” adlı öğrenci derneğinin üyesiydi. Atama tartışmasının yaşandığı o fırtınalı günlerde medyada yazılanlara bakılırsa “DKE” oğlanları, kadın iç çamaşırlarını sopalara bayrak yapıp kampüste turluyor, biralanmış vaziyette yurtta kız odalarını basarak korku salıyordu. Kavanaugh ayrıca “Truth and Courage” adlı gizli cemiyetin de üyesiydi Yale Üniversitesi’nde. Malum bu da bir Amerikan üniversite klasiğidir, baba ve oğul Bush’ların Yale yıllarında üye olduğu “Skull and Bones” cemiyeti gibi.

VİKKA’LAR BULUŞUYOR

Kurguda cinsel tacizin cezası cadı gücüyle ölüm; gerçek hayatta ise adaletin yerini bulması. Ancak Kavanaugh’ı daha lisedeyken cinsel tacizle suçlayan Prof. Christine Blasey Ford kimseleri inandıramadığı, daha doğrusu Trump gücüyle siyaseten öyle olması gerektiği için adil sona ulaşılamadı. İkinci kadın Deborah Ramirez’in Yale’deki tacize ilişkin anlattıkları da sağır kulaklara çarptı.

Cinsel taciz mağdurları Senato Komitesi'nde ifade veren Prof. Ford'a inanılmamasını affetmedi.

Cinsel taciz mağdurlarının “Bize inanın” çığlıkları halen sürüyor. İşte bu ortamda modern zamanların Cadılar Konseyi bugün New York Brooklyn’de toplanıp “Kavanaugh’ı afsunlama seansı” düzenliyor. Ritüel mekanı, büyüden, kara büyüye pagan inanışa dair külliyatın edinildiği “Catland” adlı kitapçı. Katılım bedeli 10 dolar. Seansın geliri de aile planlama ve LGBT derneklerine bağışlanacak. Facebook sayfasındaki ritüel davetinde deniliyor ki; “Brett Kavanaugh ile birlikte bütün tecavüzcüler ve onları koruyup kollayan ataerkil düzenin işbirlikçileri kamuoyu önünde afsunlanacaktır. Bizler büyücülüğün asli kökleri olarak, yoksulların, mazlumların ve hakkı yenmişlerin tarih boyunca tek silahı maji’yi kucaklıyoruz. Kavanaugh merkezde yer alacak fakat tek hedef olmayacaktır. Onun için bilenmiş öfkenizi ve baltalarınızı da beraberinizde getirin. Kavanaugh gibilere karşı adalet ancak bu yolla yerini bulur…”

Bugünkü ritüelin bağlama büyüsü ya da lanet okuma değil, sadece doğa gücüyle adaletin yerini bulması için bir hareket olduğu özellikle vurgulanıyor.

TRUMP’I BAĞLAYAMADILAR

Modern zaman cadıları Vikka’ların bu çağrısına icabet eceklerini bildirenlerin sayısı binleri aştı. Kitapçının kapasitesi ise ancak 60 kişiyi alacak kadarmış. Ayrıca bu ilk ritüel de değilmiş. Daha önce Trump başkan seçildiğinde de cadılar birkaç seans yapmışlar. Anlaşıldığı kadarıyla tutmamış, Trump özellikle kadınlara karşı pek de afsunlu görünmüyor. Ayrıca geçen yılın şubat ayında dünyanın dört bir yanından cadılar güçlerini birleştirerek Trump’ı başkanlık koltuğundan indirmek için bağlama büyüsü yaptılar. Tutmadığını söylemeye gerek yok.

Senato’daki atama oylamasından önce yapılan “Kavanaugh’ı bağlama büyüsü” de sonuçtan anlaşılacağı üzere işe yaramadı. Sosyal medyada “MagicResistance” etiketiyle verilen büyü tarifinde “sürekli yalan söyleyen yargıcın dili, uçkuru, bahtı bağlansın, senatörler ömür boyu oturacağı Yüksek Mahkeme koltuğu için ona ‘evet’ oyu veremesin” diye, memleketin bir yakasından diğerine saat dilimi farkına bakmaksızın ama mümkünse gece yarısı ritüelin yerine getirilmesi çağrısı yapılmıştı.

Siyah ve beyaz renkte mumlarla, Tarot destesindeki ‘adalet’ kartı, mini boy çivi, kağıttan kesilmiş Kavanaugh figürü ve kalemle icra edilecek ritüelden sonra da özellikle kararsız üç senatörün, Jeff Flake, Susan Collins ve Lisa Murkowski’nin aranması gerekiyordu; hakikatle bağlantı kurularak! “Bu ritüeli yerine getirmek için büyücü olmanız gerekmiyor” denilen tarifte yargıcı bağlamak için büyülü sözlerin yanı sıra beyaz mumla Prof. Ford ve diğer kadınlara koruma da niyaz ediliyordu.

MİNNET RİTÜELİNE REÇETE

Bağlama ve koruma ritüelleri tutmayınca, “Cinsel tacize karşı onuruyla sesini yükseltip sonunda haksızlığa uğrayan” Prof. Ford’un direnişine saygı selamı geldi büyücülerden. Instagram’daki “witchthevote” sayfasında “Dr. Christine Blasey Ford’a minnet büyüsü”nün tarifi veriliyor. Kullanılacak malzeme tuz, kağıt, kurşun ya da dolmakalem, mum, kibrit ya da çakmak. Büyü ritüeli eylem çağrısıyla son buluyor; “Oy verirken iyice bilgi edinin, arkadaşlarınızı oy vermeye teşvik edin, cinsel saldırı mağdurlarına yardım eden derneklere bağışta bulunun. Mağdurlara inandığınızı belli edin. Asla durmayın…”

https://www.instagram.com/p/BoRnA1aBVr6/?taken-by=witchthevote

Pagan inanışa mensup bir siyasi örgütlenme olan “Witchthevote” seçmeni feminist ilkeleri savunan adaylara yönlendirmek için faaliyette bulunuyor. “MeToo” çağında cinsel taciz mağduru kadınlara verdiği siyasi mesaj ise “Size inanıyoruz…” İster cadı deyin, ister büyücü ya da Vikka, Ortaçağ’da sesini çıkardığı için yakılan kadınlar bugün, mağdurlarla empati yapıp dayanma, direnme gücü verebiliyor. Çünkü adalet yerini bulmuyor. Cinsel suçlarla mücadele eden “RAINN” adlı kuruluşa göre her bin cinsel saldırgandan 994’ü cezasız kalıyor.

CADI TAYFASI ÇOĞALIYOR

Doğa tabanlı bir inanış olan Vikkallığın nüfusu ABD’de giderek büyüyor. “Coven”, yani cadı halkası ya da cadı konseyinde bir araya gelip ritüellerini yerine getiriyorlar. Amerikan Yönetimi’nin laiklik ilkesini ihlal kaygısıyla Vikka inancı mensuplarıyla ilgili istatistiki veri toplamadığı söyleniyor. Ancak akademik araştırmalara göre özellikle 1990-2008 yılları arasında Vikka sayısında artış gözleniyor. 1990’da 8 bin olan Vikka nüfusu 2008’de 340 bine yükselmiş.

Vikka’lık diğer New Age gelenekleri gibi ikinci feminizm dalgası olarak değenlendiriliyor. Ve Vikka’lar şeytana inanmasa da satanist gözüyle bakıldıkları kesin. İşte Trump’tan Kavanaugh’a iktidar gücüyle mücadele için, adalet için başvurulan son çare olarak büyü ABD’deki ideolojik yarılma ortamında koyu muhafazakarların şiddetli tepkisini çekiyor.

Feministlere göre esas şeytan, Trump ile Kavanaugh.

Trump destekçisi Fox News kanalı, Kavanaugh’ı afsunlama ritüeline fena halde içerlemiş bulunuyor mesela; “Yüksek Mahkeme’nin saygın bir üyesini lanetleyecek bunlar” diye haberini veriyor.

Trump’ı destekleyen kadınlar grubu “Women Vote Trump” açıklama yapıyor; “Korkunç şeyler oluyor, Trump’ın sözcüsü Sarah Sanders lokantalara alınmıyor, şimdi de bu cadılar” şeklinde. Ne alakası varsa! Koyu Hıristiyan gruplardan da açıklamalar geliyor: “Cadıların eylemi bir işe yaramayacak. Herşey tanrının kontrolü altında. Elitlerin komplosu hüsranla sonuçlanacak.”

Katolik kesim ise cadılara bizzat müdahale mesajı veriyor. California’daki San Jose Piskoposluk bölgesinde egzorsizm yetkisi olan Gary Thomas adlı rahip, bütün ‘egzorsistlerle’ temasa geçtiğini, Kavanaugh adaleti adına bugün şeytan çıkarma ayinleri düzenleneceğini ilan ediyor; “Şeytana tapanlar, cin çağıranlar büyük suçlar işliyor, adam öldürüyor cinsel istismarda bulunuyorlar. Bu iblislerin savurduğu lanetler fikir özgürlüğü kapsamına girmez” diyerek…