Ayhan Eroğlu: Kötülüğü en iyi şekilde anlatmam gerek
Oyuncu Ayhan Eroğlu, oyunculuk kariyeriyle ilgili samimi açıklamalarda bulundu. Rol aldığı projelerde genellikle kötü karakterlerle izleyici karşısına çıkan Eroğlu, "Kötü bir karakteri oynadığımda, kötülüğü ve kötü olmayı en iyi şekilde anlatmam gerektiğine inanıyorum. Böylece, iyilik hak ettiği yerde olabilsin" diye konuştu
'Adanalı', 'Kurtlar Vadisi', 'Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz', 'Gazi', 'Avlu' gibi dizi ve sinema filmlerinde rol alan usta oyuncu Ayhan Eroğlu kariyeri hakkında açıklamalarda bulundu.
Rol aldığı projelerde genellikle kötü karakterleri canlandıran Eroğlu, "Kötü bir karakteri oynadığımda, kötülüğü, kötü olmayı en iyi şekilde anlatmam gerektiğine inanıyorum. Böylece iyilik hak ettiği yerde olabilsin. O yüzden kötü karakter rollerini her zaman tercih etmişimdir" ifadelerini kullandı.
"KÖTÜLÜĞÜ DE BİRİNİN ANLATMASI GEREKİYOR"
Hakkında merak edilen soruları yanıtlayan 45 yaşındaki oyuncu, sözlerine şu şekilde sürdürdü:
Ben iyi ya da kötü adam rollerini seçmiyorum. Zaten bir sinemacının böyle bir seçki içine girmesi onu kısır bir döngü içine sokar. Ancak bana iyi ya da kötü karakter rollerinden hangisi tercih edersin derseniz: Kötü karakter oyunculuğunu tercih ederim. Sebebi, seyirci kötü karakter oyuncularını hiç unutmuyor. Ayrıca, kötülüğü de birinin anlatması gerekiyor ve iyi anlatması gerekiyor.
"ÇİRKİN BİRİ GİBİ ANILMAK BANA KEYİF VERİYOR"
- Genellikle neden kötü ya da sert adam rolleri size geliyor?
'Kurtlar Vadisi'nde 'Memati'nin çok güzel bir repliği vardı. "Şu tipe bir bakarmısın Kazım, gece görsen korkmazmısın?" diyordu. Ben de size soruyorum: Şu tipe bir bakar mısın, günün her saati korkmazmısın? Çirkin biri gibi anılmak bana acaip keyif veriyor. Yılmaz Güney insanlara 'Çirkin Kral' tabiri ile çirkin olmayı sevdirmişti. Ben sevdiklerimi "Çirkinim" diye severim. Ve gördüğünüz gibi standartların dışında bir yüzüm, vücudum ve imajım var. Benden iyi adam rolü oynamamı isteselerdi. Hazreti Hamza'yı oynamak isterdim mesela. Karşısında kimsenin duramadığı güçlü sert bir karakter.
Yapacak bir şey yok. Allah beni böyle yaratmış. Senaristler ya da yönetmenler bana baktıklarında ilk gördükleri imaj üzerinden rol biçiyorlar. Beni tanıyanlar kötü bir karakteri oynadığım kadar iyi bir karakteri daha iyi oynayabileceğimi bilirler. Ama bunların bir önemi yok. Önemli olan sinema yapmak, iyi şeyler yapmak. Kötü bir imaj ile iyi şeylerin yapılabildiğini de göstermek... İşin gerçeği her şey bakışlarda gizli... Günlük hayatta da öyle bakabiliyor olmanız gerekiyor. Sert ve ifadesiz bir bakış insanı hemen ürkütücü bir karaktere dönüştürebilir. Bakışlarınız karşınızdakinin sizin hakkınızdaki düşüncelerini belirler. Kötü adam rolü için, hatta çok iyi adam rolü için sert ve ürkütücü bakabiliyor olmalısınız.
- Rol gereği de olsa seyirci tarafından kötü biri gibi anılmak size üzmüyor mu?
Açıkçası böyle bir üzüntü içine girmem çok doğru olmaz. Sonuçta oynadığımız karakterler bir oyun ve onun birer parçası. Zaten bu olayın bir oyun için olduğunu bilip, o rolü kamera önünde olduğu kadar, kamera arkasında da devam ettirmek yada etkisinde kalmak kötü olmaya yakın olmak, daha ötesi psikolojik sorunlarının olması demektir. Ben rolümü oynarım, rolüm bittiğinde umut ve barış dolu hayatıma geri dönerim.
İnsanların o rolde ne kadar iyi oynadığımı konuşmalarından keyif alırım. Hiç biri bana "Kötü bir olmak ne kadar güzelmiş" diye dönmezler. Çünkü ben insanlara kötülük, kötüdür mesajını aktaran bir görevim olduğunu düşünüyorum. İnsanlarda bunu anlıyorlar aslında. Seyirciyi hafife almamak lazım. Onlar her şeyi biliyor ve görüyorlar. Belki eskiden bu şekilde değildi, bilemem.
- 'Rolün etkisinde kalmak' diye bir şey var mı?
Biz oyuncular oyunumuzu oynar, rolümüz bittikten sonra kendimiz olmaya devam ederiz. Ki ben kendimi tanıyorum. Nasıl bir insan olduğumu biliyorum. Aynı şekilde yakın çevremde nasıl bir insan olduğumu çok iyi biliyorlar ve insanlara vermek istediğim mesajında farkındayım. Ben tüm canlıları seviyorum, hayvanları, bitkileri seviyorum. Beni bu anlamda bilen biliyor. Kötü bir karakteri oynamış olmam bu gerçeği asla değiştirmiyor. O yüzden karakter oyunculuğunun içeriği benim için çok önemli olmuyor.
Hiçbir oyuncu, kendini bilen hiç kimse o rolün etkisinde kalamaz kalmamalıdır. Etkisindeymiş gibi devam ettirebilir. Çünkü seyirci o karakteri sevmiştir. Dışarda onu o şekilde görmek ister. Oyuncuda oyununa dışarda da devam eder. Ama bu da aslında bir oyundur.
- Gerçek hayatta oynadığınız herhangi bir rol için seyirciden tepki aldığınız oldu mu?
6 yaşımdan beri bir şekilde dizi ve sinemanın içindeyim. Bu sektör için daha yapmak ve olmak istediğim çok şey ve çok proje var. Oynadığım rollerin çoğunluğunda kötü karakter rolleri oynamış olmam tesadüfi olmadığını düşünüyorum. Ancak, şimdiye kadar seyircimden olumsuz hiçbir tepki görmedim. Genel olarak beni çok sevdiklerini düşünüyorum. Çünkü öyle söylüyorlar. Kimi "Çirkin Kral" der, kimi "En iyi kötü karakter oyuncusu" der... Bu anlamda Erol Taş'ın yaşadığı gibi bir taciz ya da seyirci tepkisi almadım. Ya da onun kadar kötü imaja ulaşacak kadar kötü roller henüz bana gelmedi.
- Kabul etmeyeceğin bir kötü karakter rolü var mı?
Hassas olduğum konular var tabii ancak, genel olarak bütün rollere girebilirim ve hepsini en iyi şekilde oynarım diye düşünüyorum. Mesela, herhalde yer yüzündeki en kötü karakter şeytan olsa gerek. Çok iyi bir şeytan performansı çıkarabilirim diye düşünüyorum.
- Jason Statham'ın rol aldığı ve Antalya'da çekilen 'Five Eyes' filminde de yer almışsınız orada da kötü bir karakter misiniz?
Film yabancı bir film ve anlaşma gereği çok fazla bilgi vermemiz mümkün değil. Basında yer aldığı kadar söyleyebileceğim, dünyanın en iyi aksiyon oyuncuları, dev bir kadro ve ekip var. Ve ben yine bildiğiniz gibi sert bir karakteri canlandırıyorum. Şimdilik bu kadar söylemiş olayım.
- Şimdi 'Uyanış: Büyük Selçuklu'dasın, 'Bedr'el Cemali' karakterindesin... Bu rolden bize biraz bahseder misin?
'Bedr'el Cemali' döneminin siyasi bir otoritesi, silahlı kuvvetler komutanı ve veziri, gücünü sert acımasız kararlarından ve uygulamalarında alan bir lider. Onun bu sert uygulamaları döneminde Mısır'a barış, güvenlik ve sükunet gelmiş... Fatimilere mensup Müslüman olmuş bağımsızlığını kazanmış Ermeni bir köle aslında, hızla yükselmiş, kendisine sadık askerlerden oluşan bir ordu kurmuş. Elbette savaşlarla geçen bir hayat... Karakter olarak sert ve acımasızlığı sebebiyle görüntü olarak yine ben tercih edilmişim. Tarihi bir karakteri oynamak hele ki böyle harika bir ekiple bu rolün içinde olmak inanılmaz keyifli.
- Yakın zamanda yabancı bir kadro ile çalıştın. Bir kıyıslama yapabilir misin, yerli ve yabancı kamera arkasını?
Türkiye'de artık gerçek anlamda film ve dizi sektörü çok büyük ilerlemeler kaydetti. Kullanılan ekipmanlar dünya standardında... Mesela şu an inanılmaz büyük bir ekip ve kadro ile çekimlere devam ediyoruz. Kıyaslama yapmam doğru olmaz ama dünya standartlarında bir ekip ve ekipmanla çalışıyoruz. Hal böyle olunca ortaya çok güzel işler çıkıyor.
Senaryolar inanılmaz iyi. Ayrıca, tarihi bu kadar zengin bir topluma tarihimizle ilgili sayfaları açıyor, seyircinin bu konulara merakı olmasını sağlıyoruz. 'Bedr'el Cemali' kim, nasıl bir komutan? İnsanlar araştırıyor, bakıyor... Filmler insanların tarihi daha çok sevmelerine hizmet ediyorlar. Ayrıca, ben de tarihi çok seviyorum ve tarihi bir karakterleri canlandırmak bana büyük keyif veriyor.
- Bundan sonraki film ya da dizi için neler düşünüyorsunuz, sırada neler var?
'Sakın Durma' diye bir dizi çekiyoruz. Sokak yarışçılarının illegal yaşantıları... Konu ve içerik çok güzel. Onu da biraz merakta bırakalım.