Çocuklara nasıl davranmalıyız? Profesör Selçuk Şirin'den tüyolar
New York Üniversitesi (NYU) Öğretim Üyesi Profesör Selçuk Şirin, ailelere uyarılarda bulundu. Çocuğun gün içerisinde üç dört kursa götürülmesinin normal olmadığını söyleyen Profesör Şirin, "Ben bunlara proje çocuklar diyorum. Çocuğun bütün bireyselliğini, bütün kimliğini, doğuştan gelen mizacını elinden alıyorsunuz ve çocukların kendi olma hakkını yiyorsunuz" diye konuştu
Habertürk'te "Para Gündem" programına konuk olan New York Üniversitesi (NYU) Öğretim Üyesi Profesör Selçuk Şirin, ailelere uyarılarda bulundu.
"MİZAÇ VE ORTAM ÖNEMLİ"
"Çocuğumuzu hem seveceğiz, şefkat göstereceğiz hem de sorumluluk duygusunu vereceğiz" diyenProfesör Selçuk Şirin, "Bunun dengesini kurmak lazım. O dengeyi kurarken de iki şey çok önemli. Birincisi çocuğun mizacıdır. Mesela bazı çocuklar 5 yaşında bile otoriteyi kabul etmez, onu serbest bırakacaksınız. Bazıçocuklar ise 15 yaşındadır ama karar vermek için sizin yardımınıza ihtiyacı vardır. Ona da destek olmalısınız. Mizaç çok önemlidir, bu doğuştan gelen bir özelliğimizdir. Bir de ortam önemlidir. Ben Amerika'da yaşıyorum ve 'Çocuğunuza şöyle yapın' diyorum. Kars'taki ilkokul arkadaşım bunu yapamaz çünkü ortamı farklı. Bazı çevreler vardır güvenlidir, 10 yaşındaki kızınızı akşam 10.00'da dışarıya gönderirsinizdir ama bazı çevreler vardır, güvensizdir ve 25 yaşındaki oğlunuzu göndermezsiniz. Dolayısıyla mizaç ve ortam önemli" açıklamasında bulundu.
ÇOCUĞU GÜN İÇİNDE ÜÇ DÖRT KURSA GÖTÜRMEK NORMAL DEĞİL!
Çocuğun gün içerisinde üç dört kursa götürülmesinin normal olmadığını söyleyen Profesör Selçuk Şirin, “Ben bunlara proje çocuklar diyorum. Kendi hayatını askıya alıp, hayatını çocuğunun üzerinde yaşayan ebeveynler. Çocuğun bütün bireyselliğini, bütün kimliğini, doğuştan gelen mizacını elinden alıyorsunuz ve çocukların kendi olma hakkını yiyorsunuz. 'Ben yüzücü olacaktım olamadım ama seni yapacağım' ya da 'Ben avukat olacaktım olamadım ama seni yapacağım.' Bu birinci boyut. İkinci boyut da şu; Hayatınızın diğer bütün alanlarında müdahale etme şansınız elinizden alındığı zaman dönüp çocuğunuza müdahale ediyorsunuz ve çocuğunuzun üzerinde tahakküm kuruyorsunuz. Demokrasi olmayan ülkelerde otoriter ebeveynlik daha fazla.
Ben New York'ta yaşıyorum, ben her yaz çocuğumu alıp köye gidiyorum. Beni telefonla arıyorlar, e-mail atıyorlar; 'Hocam New York'ta hangi kursa götüreyim çocuğumu?' diye soruyorlar. O kadar tarihi yer var, müze var, oraları gezin görsün” dedi.
"VALİYLE 7-8 YAŞINDA YEMEK YEDİM"
Profesör Şirin, “18 yaşına kadar köyde yetiştim. 5 kardeşiz ve hepimiz üniversite okuduk. Bu nasıl oldu? Babam öğretmendi, 5-6 yaşındayken müfettiş, kaymakam, vali gelince babam bizi masaya oturtuyordu. Bütün arkadaşları, 'Çocuğu niye masaya oturtuyorsun?' diyordu. Ben kaymakamı 6 yaşında tanıdım, valiyle 7-8 yaşında yemek yedim. Onun verdiği güveni düşünebiliyor musunuz? Otorite denilen kişiler örneğin vali korktuğun biri değil. Ebeveyn olarak mesleğiniz neyse kendi dünyanızı açın çocuklarınıza. Amerika'da 'Kızını, oğlunu işyerine götür' günleri oluyor. Neden? Götür ki çocuk dünyayı görsün. Kurs o, müfredat o. Yoksa yazın çocuğu ünlü bir okula vermek boş şeyler” açıklamasında bulundu.