Dolandırıcılara 'vize' vermeyin! Mağdurlar giderek artıyor...
Telefon ve internet dolandırıcılarının son dönemdeki en büyük hedefleri yurt dışına çıkmak için 'vize almak isteyen vatandaşlar'. Öyle ki sadece son 10 ayda Ankara merkezi 13 ilde yapılan iki ayrı operasyonda iki suç örgütü çökertildi. Milyonlarca liralık vurgunda mağdurların sayısı binleri geçiyor. Dolandırıcılar, vize işlemlerinde resmi aracı kurum olarak hizmet veren firmaların internet siteleri ve iletişim numaralarının taklit ediyor. Dolandırıcılar vatandaşların paralarını almakla kalmıyor, özel bilgilerini de ele geçiriyor. Peki, verdikleri reklamlarla arama motorlarında ilk sırada çıkan dolandırıcıların eline düşmemek için ne yapmalı? Nasıl örgütleniyorlar? Bu suçu işleyenlere yönelik cezalar caydırıcı mı? İşte vatandaşların başına dert olan vize dolandırıcılarını hukukçular değerlendirdi ve uyardı...
Son dönemde artan dolandırıcılık yöntemlerinin başında telefon ve internet geliyor. Özellikle internet dolandırıcılarının yeni hedeflerinden biri ise yurt dışı vize almak isteyen vatandaşlar. Tatil veya iş amaçlı yurt dışı seyahatler için vize almak isteyenler, dolandırıcıların iştahını kabartınca ortaya geniş çaplı suç örgütleri de çıkmaya başladı.
Çok sayıda il bağlantılı hareket eden vize dolandırıcıları, vatandaşları ağına düşürmek için vize işlemlerinde birçok Avrupa ülkesi için resmi aracı kurum olarak hizmet veren firmaların internet site ve iletişim numaralarını taklit ediyor. İnternet arama motorlarında ise, "vize", "vize almak istiyorum" ve "Schengen vizesi" gibi anahtar kelimeler üzerinde arama yapan vatandaşları, reklam ücreti vererek ilk sıralarda yer alan kendi sahte sitelerine yönlendiriyorlar.
Ardından da bu sahte sitelerde online başvuru aracılığıyla "hizmet ücreti" adı altında vatandaşların ödeme yapmalarını sağlıyorlar. Çok sayıda paravan şirket adı altında devam eden bu dolandırıcılık yönteminde, vatandaşların sadece paralarını değil, kişisel bilgilerini de ele geçiriyorlar.
10 AYDA 2 AYRI ÖRGÜTE YÖNELİK OPERASYON
Milyonlarca liralık vurgunda binlerce kişiyi mağdur eden vize dolandırıcıları, son yıllarda o kadar artmış durumdaki sadece son on ayda Ankara merkezli 13 ilde iki ayrı operasyon gerçekleştirildi. İki ayrı suç örgütünün çökertildiği operasyonlarda toplamda 129 kişi gözaltına alındı. Ancak mağdurlara her geçen gün yenileri ekleniyor. Peki bu dolandırıcılara karşı ne yapmalı? Şüpheliler için istenen ceza nedir? Konuyu Habertürk'e değerlendiren hukukçular, her şeyden önce ilk olarak vize şirketi ve internet sitesinin çok iyi araştırıldıktan sonra resmi işlemlerin başlatılması gerektiğini vurguladı.
'NİTELİKLİ CEZA SUÇU İLE CEZA AĞIRLAŞTIRILIR'
Vize dolandırıcılığında nitelikli dolandırıcılığın yaşandığını kaydeden Avukat Ecenur Işın, şunları söyledi: "Vatandaşlar vize vaadiyle kandırılıyor ve haksız kazanç elde ediliyor. Bu suçun teknolojik aletlerle gerçekleştirilmesi sonucunda ise nitelikli dolandırıcılık suçu meydana gelmiş olup, verilecek ceza daha da ağırlaştırılır. Ağırlaştırılmamış halinde 1 yıldan 5 yıla kadar olan hapis cezası nitelikli hal alması neticesinde minimum 4 yıldan maksimum 10 yıl arasında değişmektedir.
VİZE DOLANDIRICILARI ÖRGÜT KURMAKTAN DA YARGILANIR
Türk Ceza Kanunu (TCK) Madde 220'ye göre; en az 3 kişinin, suç işlemeye elverişli araç ve gerece sahip olarak, hiyerarşik bir ilişki ve iş bölümü içerisinde amacı suç işlemek için süreklilik arz edecek şekilde bir araya gelmesiyle örgüt meydana gelir. TCK'ya göre örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı da cezaya hükmolunur. Yani vize dolandırıcıları kanuna göre hem örgüte üye olmak suçundan ceza alırken hem de işlemiş oldukları dolandırıcılık suçundan ceza almıştır.
HEM ŞİKÂYETÇİ OLUP PEM DE ZARAR TAZMİNİ İSTEYEBİLİRLER
Yine Kanuna göre örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır. Ceza hukukunda kural olarak kaç tane fiil varsa o kadar suç, kaç tane suç varsa o kadar ceza vardır. Nitelikli dolandırıcılık yapan vize dolandırıcıları, her dolandırıcılıktan ayrı ayrı yargılanıp ceza almaktadır. Vize dolandırıcılık mağdurları hem suçtan dolayı şikâyetçi olup hem de zararlarının tazminini isteyebilirler."
'YARGI, ŞEFKAT VE HOŞGÖRÜ DE SINIR TANIMIYOR'
Hukukçu Prof. Dr. Vahit Bıçak da dolandırıcıların ortalıkta çok rahatlıkla gezdiğini belirterek, şu bilgileri verdi: "Yargı, dolandırıcılara şefkat ve hoşgörü de sınır tanımayarak, mağdurları yalnız bırakıyor. 2018 yılında Cumhuriyet Başsavcılıklarınca dolandırıcılık suçundan açılan soruşturma dosya sayısı 488 bin 521 adettir. Bu rakam, mala karşı işlenen suçların (hırsızlık, kullanma hırsızlığı, yağma, ibadethanelere ve mezarlıklara zarar verme, hakkı olmayan yere tecavüz, güveni kötüye kullanma, bedelsiz senedi kullanma, dolandırıcılık, kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf, hileli iflâs, taksirli iflâs, karşılıksız yararlanma, şirket veya kooperatifler hakkında yanlış bilgi, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi, suç konusu eşya hakkında bilgi vermeme) yüzde 23.7'sini oluşturmaktadır.
DOSYALARIN YÜZDE 44.9'U HAKKINDA TAKİPSİZLİK
Dolandırıcılık soruşturması açılan 488 bin 521 adet olaydan 219 bin 287 (yüzde 44.9) adedi hakkında kovuşturmaya yer olmadığı (takipsizlik) kararı verilmekte, 184 bin 75 (yüzde 37.7)adet dolandırıcılık dosyası başka gerekçelerle kapatılmakta, sadece 85 bin 159 (yüzde 17.4) adeti hakkında kamu davası açılmaktadır. Kamu davası açılan dosyalardan yüzde kaçı hakkında mahkumiyet kararı verildiğine ilişkin elimizde veri bulunmamaktadır. Mala karşı suçlarda mahkemelerde mahkumiyet oranı % 47 olduğu gerçeği baz alınacak olursa, dolandırıcılık soruşturması açılan dosyalardan (488.521) % 10 unun yaklaşık olarak mahkumiyet ile sonuçlandığı ifade edilebilir."
'FAALİYETLERİNİ ALENEN YAPIYORLAR'
Son günlerde dolandırıcılığın yeni bir çeşidi olan 'vizedolandırıcılığının' gündemden düşmediğini kaydedenProf. Dr. Vahit Bıçak, "Mağdur sayısı binleri buluyor. Danışmanlık adı altında halihazırda danışmanlık yapan yasal merkezlerin adını kullanarak 81 ilden vatandaşlarımızı değişik ülkelerden vize alma vaadiyle kandırıp paralarını alıyorlar.Randevu alma hizmeti verdiklerini iddia ediyorlar! Ancak vatandaşlar randevu saatinde vize merkezlerine gittiklerinde dolandırıldıklarını anlıyorlar. Üstelik dolandırıcılar, dolandırıcılık faaliyetlerini alenen yapıyorlar; arama motorlarına reklam ücreti verip kendi sahte (fake) sitelerinin arama motorunda birinci sırada veya en üst sırada çıkarılmasını sağlıyorlar" dedi.
'KİŞİLERİN MAL VARLIĞINA KARŞI İŞLENEN BİR SUÇ'
Dolandırıcılığın, TCK'da (Madde 157 ve 158) suç olarak düzenlendiğini hatırlatan Vahit Bıçak, "Dolandırıcılık, hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kişinin kendisine veya başkasına yarar sağlamasıdır. Dolandırıcılık suçu, kişilerin malvarlığına karşı işlenen bir suçtur. Dolandırıcılık eyleminin suç sayılmasıyla kişilerin sahip bulunduğu malvarlığı hakkının korunması amaçlanmıştır. Dolandırıcılık suçunun işlenişi sırasında hileli davranışlar ile kişiler aldatılmaktadır. Aldatıcı nitelik taşıyan hareketlerle, kişiler arasındaki ilişkilerde var olması gereken iyi niyet ve güven ihlâl ilkesi edilmektedir. Bu suretle kişinin irade serbestisi etkilenmekte ve irade özgürlüğü ihlâl edilmektedir" diye konuştu.
'CEZASI 3 YILDAN 10 YILA KADAR HAPİS'
Dolandırıcılık suçunun işlenmesi suretiyle elde edilen haksız menfaatin miktarının çoğu zaman tam olarakbelirlenemediğini ifade eden Bıçak, "Bu gibi durumlar göz önünde bulundurularak, dolandırıcılık suçundan dolayı hapis cezasının yanı sıra ayrıca adlî para cezası öngörülmüştür. Dolandırıcılık suçunun yalın halinin cezası, 1 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar adlî para cezasıdır. Dolandırıcılık suçunun nitelikli halinin cezası ise, 3 yıldan 10 yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar adlî para cezasıdır. Dolandırıcılık suçunun takibi resen yapılır. Bu suç takibi şikayete bağlı bir suç değildir. Yani, kamu makamları dolandırıcılık suçunu öğrendiklerini zaman mağdurun şikayetçi olup olmadığına bakmaksızın işlem başlatmak zorundadır" şeklinde konuştu.
'ŞAHSİ CEZASIZLIK HALLERİ MEVCUT'
Dolandırıcılık suçunda şahsi cezasızlık hallerinin mevcut olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Bıçak, şöyle dedi: "Bu suçun, haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin; üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlatlığın; aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin zararına olarak işlenmesi halinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz. Bu suç, haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının zararına olarak işlenmesi halinde; ilgili akraba hakkında takibat ancak şikayet üzerine yapılabilir ve verilecek ceza yarı oranında indirilir."
'BU VAKALARDA CEZALANDIRMAMA KÜLTÜRÜ HAKİM'
Prof. Dr. Vahit Bıçak, sözlerini şöyle tamamladı: "Dolandırıcılığın, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi durumu, daha az cezayı gerektiren haldir. Bu durumda dolandırıcılık suçunun takibi şikâyete bağlıdır. Uygulamada savcılar ve mahkemeler, dolandırıcılara ceza verme konusunda maalesef çok istekli değiller. Dolandırıcının eylemi, aldatma kabiliyetine (iğfal kabiliyeti) sahip değil gerekçesiyle dolandırıcılık şikâyet dosyaları kapatıldığı gibi, "alacak-borç" ilişkisi nitelendirmesiyle ya da "parayı verirken bana mı sordun" mantığıyla dolandırıcılık olaylarında yargı topu taca atmaktadır. Ülkemizde, dolandırıcılık vakalarında bir cezalandırmama kültürü hakimdir."