Musul'da insani felaket kapıda!
Musul'da terör örgütü DEAŞ'a karşı yürütülen operasyonlar nedeniyle zor durumda kalan siviller ilaç, gıda ve su bulmakta zorlanıyor
Irak'ın Musul kentinde terör örgütü DEAŞ'a karşı devam eden operasyonlar nedeniyle evlerini terk eden siviller ilaç, gıda ve su bulmakta büyük zorluk çekerken, acilen harekete geçilmemesi halinde bölgede insani felaket yaşanabileceği belirtiliyor.
Musul'un batı yakasındaki çatışmalardan kaçan sivillerin güneydeki sığınmacı kamplarına ulaşmak için kullandığı güzergah üzerinde bulunan El-Buseyf bölgesinde içler acısı bir tablo söz konusu.
Yüzleri korkudan sararmış, giysileri yırtık, ayakları çıplak Musullu göçmenler, yanlarına alabildikleri kadar gıda ve suyla kilometrelerce yol yürüdükten sonra buraya ulaşıyor.
Açlıktan zayıf düşen göçmenlerin çoğu hastalıkla da mücadele ediyor. Ancak burada ne onları iyileştirecek ilaç ne de karınlarını doyurmaya yetecek kadar gıda var.
"MUSUL YANIYOR..."
Musullu göçmenlerden Muhammed Tahsin Ebu Ömer, eşi ve iki küçük çocuğuyla El-Akidat bölgesindeki evlerinden ayrılırken yanlarına sadece küçük bir çanta alabildiklerini söyledi.
Geride korkunç bir manzara bıraktıklarını belirten Ebu Ömer, Musul'dan çıkarken gördüklerini şöyle anlattı:
"Musul yanıyor... Kentin her tarafından dumanlar ve alevler yükseliyor. Çığlık atan kadınlar, ağlayan çocuklar, yardım isteyen erkekler ve acıdan inleyen yaşlıların sesleri her tarafı sarmış durumda. Caddeler ceset dolu, evler yıkılmış ve etrafa yayılan enkazdan dolayı Musul'un sokaklarından geçmek mümkün değil artık."
Gözyaşlarını tutamayan Ebu Ömer, "Her şeyimizi kaybettik. Ailemizi, dostlarımızı, yakınlarımızı... Evsiz kaldık, bizleri yağmurdan soğuktan koruyacak bir barınak ve battaniyeye muhtaç olduk." diye yakındı.
GÜNLERDİR SADECE HURMAYLA BESLENİYOR
Göçmen grubunun arkasında kalan 50 yaşlarındaki Um Visam'ın tek düşüncesi ise oğlu ve ailesi. Küçük bir tepeden geride bıraktığı kente bakan Musullu kadın, "Şehirden çıkmaya çalıştığımız sırada tek oğlum olan Visam, eşi ve üç çocuğuyla kayboldu. Bu yüzden uzun süreden beri buradan, gelenlerin arasında onları arıyorum. Onları bulmadan buradan ayrılmam mümkün değil." dedi.
Kocasını geçen yıl DEAŞ'a yönelik hava saldırısında kaybettiğini söyleyen Um Visam, beş günden beri sadece su ve hurmayla beslendiğini dile getirdi.
Musul'da evinin bulunduğu "Şit Peygamber Mahallesi"nde şiddetli çatışmalar yaşandığını belirten Um Visam, DEAŞ'ın bombalı araç saldırılarından korkan mahalle sakinlerinin bölgeyi terk etmek zorunda kaldığını dile getirdi.
Ebu Hamdan isimli Musullu da güneydeki El-Amil Mahallesi'nde her yerden silah sesleri geldiğini söyledi. "Hareket eden veya etmeyen her şey bombalanıyordu." diyen Ebu Hamdan, can havliyle evlerini terk eden sivillerin yollarda da büyük eziyet çektiğini ifade etti.
Musullu göçmen, "Şehri terk edenler, nereye nasıl gideceklerini bilmeden yollara düşüyor. Göçmenleri güvenli yollara yönlendirecek hiçbir işaret yok. Kentten ayrılırken yollarda sivil, silahlı militanlar ve güvenlik güçlerine ait onlarca ceset gördüm. Bazıların üzerinden bir hafta geçmiş olmalı ki kokmaya başlamışlardı." diye konuştu.
"DEAŞ TÜFEĞİNİ BIRAKANA MERHAMET ETMİYOR"
Sivillerin içinde bulunduğu kötü şartlardan bölgedeki görevliler de endişeli. Binbaşı Mustafa Rad el-Keylevi, operasyonlar nedeniyle kentin her tarafında zarar gören siviller olduğuna dikkati çekerken, "Maalesef ordu birlikleri herkesi kurtarma imkanı bulamıyor. DEAŞ, tüfeğini bırakıp başka şeylerle uğraşanlara merhamet etmiyor." dedi.
Keylevi, kentteki son duruma ilişkin ise "Bütün cephelerde devam eden operasyon, Musul'un tarihi kent merkezine yakınlaştıkça kritik aşamaya girdi. Bundan sonra nüfusun yoğun olduğu bu bölgede yaşanacak sokak çatışmaları nedeniyle sivillere yönelik zorlukların artması bekleniyor." ifadelerini kullandı.
"İNSANİ FELAKETİ ÖNLEMEK İÇİN HAREKETE GEÇİLMELİ"
İnsan hakları aktivisti Seyf el-Verdan ise Musul'daki durumun "insani felaket" noktasına sürüklendiği uyarısında bulundu. Krizden Ninova yerel yönetimi ile merkezi hükümeti sorumlu tutan Verdan, şunları kaydetti:
"Musul'da DEAŞ'a yönelik askeri operasyon başlamadan hemen önce Ninova yerel yönetimi ile merkezi hükümet, olabilecek göç ihtimallerine karşı her türlü önlemin alındığını duyurdular. Ancak sivillerin hayatını kurtarmak veya en basit ihtiyaçlarını gidermek için bile hiçbir önlemin alınmadığı görülüyor. Kentten kaçmak zorunda kalanlara yardım etmek için çabalayan bazı insani kuruluşlar ile halk kampanyaları söz konusu."
Kişisel çabalarla çözümün mümkün olmadığını vurgulayan Verdan, "Kentin batı yakasında suların içmeye elverişli olmaması nedeniyle kolera gibi salgın hastalıklar yayılmaya başladı. Musul'da insani felaket yaşanmaması için Bağdat merkezi hükümeti, uluslararası toplum ve insan hakları kuruluşlarının olağanüstü hal ilan ederek buraya yönelmeleri gerekiyor." diye konuştu.
Irak Göç ve Göçmenler Bakanı Casim Muhammed el-Caf, 5 Mart'ta yaptığı yazılı açıklamada, Musul'un batı yakasından kaçan 57 bin kişiye yer temin edip gıda yardımında bulunduklarını, artarak devam eden göç dalgasında 100 bin kişinin barındırılması için hazırlık yapıldığını ifade etmişti.
Irak güvenlik güçleri, Haziran 2014'ten bu yana terör örgütü DEAŞ'ın elinde bulunan Musul'un kurtarılması için 17 Ekim 2016'da operasyon başlatmıştı.
Musul'un doğu yakasını ocak sonunda tamamen ele geçiren Irak güçleri, 19 Şubat'tan bu yana kentin batı bölgelerinin DEAŞ'tan kurtarılmasına yönelik operasyonlarını sürdürüyor.