Juno tekrar arızalandı
NASA'dan yapılan açıklamada, Juno'nun, Jüpiter'in üzerindeki yoğun bulut kütlesinin üzerinden geçmeden teknik bir sorunla karşılaşarak kamera ve diğer aygıtlarını kapattığını ve güvenli moda geçtiği belirtildi
NASA'dan yapılan açıklamada, Juno'nun, Jüpiter'in üzerindeki yoğun bulut kütlesinin üzerinden geçmeden teknik bir sorunla karşılaşarak kamera ve diğer aygıtlarını kapattığını ve güvenli moda geçtiği belirtildi.
Açıklamada, uzay aracının, üzerindeki bilgisayarı yeniden başlatarak Dünya'yla tekrar iletişime geçtiği ancak problemin mühendisler tarafından tespit edilene kadar kullanım alanının sınırlı olduğu kaydedildi.
Southwest Araştırma Enstitüsünden proje şefi Scott Bolton, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, problemin, sanılanın aksine gezegenin çevresindeki halkadan yayılan radyasyondan kaynaklanmadığını söyledi.
Geçen hafta da Juno'nun itiş gücü sisteminde oluşan arıza nedeniyle motorların çalıştırılması ertelenmişti. Uzmanlar, oluşan sorunlar ve ertelemeler nedeniyle Juno'nun Jüpiter'e tekrar yaklaşmasının aralık ayını bulacağını tahmin ediyor.
Fırlatılmasından Jüpiter'in yörüngesine yerleşmesine dek 5 yıllık sürede 2,8 milyar kilometre kateden Juno uzay aracı, 20 Şubat 2018'de Jüpiter'in şiddetli atmosferine düşürülecek ve yanarak misyonunu tamamlayacak.
(AA)
Bildiğiniz gibi NASA, Uzay’ın derinliklerini araştırmanın dışında gezegenleri ve onların uydularını incelemeye devam ediyor ki bu incelemeler gönderilen uzay araçları yada gözlem teleskopları ile yapılıyor. NASA Jüpiter'in uydusu Europa’da su buharlarına rastlandığını duyurdu.
NASA tarafından, Hubble Uzay Teleskobu’nun elde ettiği verilerle Europa hakkında önemli açıklamalar yapıldı. Su buharının, Europa'nın buzlarla kaplı güney kutbunun altında gözlemlendiği ifade edildi.
Buharların varlığı doğrulandığı takdirde, Europa Güneş Sistemi'nde su akıntılarına rastlanan ikinci uydu olacak. Daha önce de Cassini uzay mekiği, Satürn'ün uydusu Enceladus'ta yükselen su buharlarını tespit etmişti.
Neredeyse beş yıl boyunca Güneş Sistemi'nin en büyük gezegenine doğru yol alan NASA'nın Juno uzay aracı, Jüpiter'in kuzey kutbunun ve güney kutbundan yayılan ışıkların ilk fotoğraflarını göndermiş durumda. NASA, görüntülerin Güneş Sistemi'nin gaz devi gezegenlerinde daha önce gözlemlenmemiş fırtına sistemleri ve hava aktiviteleri gösterdiğini söylemekte.
NASA'nın sunduğu fotoğraf, Jüpiter'in güney kutbunun Juno uzay aracı tarafından 94.500km uzaktan yeni bir görüntüsünü sunmakta. Ancak bu geçişte Juno'nun sadece kameraları çalışmadı, aynı zamanda üzerinde taşıdığı çeşitli bilimsel araçlar da enerjilerine kavuşarak veri toplamaya başladılar.
Yapılan açıklamalara göre, özellikle güney kutbunun fotoğrafları, Dünya'dan çekilmesi mümkün olmayan görüntüler. Juno uzay aracı, 5 Ağustos 2011 tarihinde fırlatılmıştı ve Jüpiter'e 4 Temmuz 2016 tarihinde ulaştı...
Jüpiter'den şimdiye kadar alınan en yakın görüntüleri değerlendiren ABD'nin Texas eyaletine bağlı San Antonio şehrindeki Güneybatı Araştırmaları Enstitüsü'nden bilim adamı Scott Bolton, Jüpiter'in kuzey kutup dairesinin beklenenden daha fırtınalı olduğunu ve gezegenin geri kalanından daha mavi göründüğünü belirtti.
Bolton, "Bu görüntünün, Jüpiter olarak algılanması hayli zor. Juno'nun gönderdiği ayrıntılı görüntüler, daha önce hiç görmediğimiz ve hayal etmediğimiz şekilde." ifadesini kullandı.
Görüntülerde bulutların gölgeleri olduğuna dair işaretler olduğuna dikkati çeken Bolton, "Bu durum, bulutların diğer ögelerden daha yüksek rakımlı olduğunu ortaya koyuyor." dedi.
Güneş Sistemi'nin en büyük gezegeni Jüpiter'in sırlarını çözmek için 5 Ağustos 2011'de fırlatılan uzay aracı Juno, 5 yıl süren yolcuğun ardından 5 Temmuz'da Jüpiter'in yörüngesine girmişti.
Yoğun radyasyona dayanıklı olmasına rağmen uzay aracının yörüngeye yaklaşması sırasında tedbir amaçlı kapatılan kamera ve ekipmanlar, yörüngeye girdikten birkaç gün sonra tekrar açıldı.
Fırlatılmasından Jüpiter'in yörüngesine yerleşmesine dek beş yıllık sürede 2,8 milyar kilometre kateden Juno uzay aracı, 20 Şubat 2018'de Jüpiter'in şiddetli atmosferine düşürülüp yanarak misyonunu tamamlayacak. (AA)
Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi NASA, Jüpiter odaklı görev kapsamında Juno adlı uzay gemisini uzaya göndermişti. Sorunsuz bir şekilde Jüpiter'in yörüngesine yerleşen Juno'nun, önümüzdeki 5 yıllık süreçte NASA Jüpiter Görevi'ni yürüteceği belirtilmişti.
Jüpiter'in yörüngesine yerleştikten 1 hafta sonra gezegene dair ilk görüntüleri aktaran uzay gemisi, şimdiki süreçte Jüpiter'e dair daha önce elde edilmediği kadar yakın görüntüleri yayınlamaya hazırlanıyor.
NASA, gün itibariyle Juno uzay aracının sonda misyonu kapsamında yer değiştirerek, gezegene 2500 millik bir mesafeye kadar yaklaşacağını belirtti.Gezegenin yörüngesine gelmiş geçmiş en çok yaklaşan uzay aracı konumunda olacak Juno uzay gemisi, Jüpiter'e dair en yakın görüntüleri elde edecek.
NASA'nın Juno uzay aracının söz konusu görevi, Jüpiter'in son derece yüksek radyasyon koşullarına sahip olması nedeniyle oldukça riskli olarak betimleniyor. Juno'nun yörüngedeki küçük bir sapmasının felaketle sonuçlanabileceğini belirten uzmanlar, NASA'nın oldukça hassas olması gerektiğini dile getiriyorlar.
NASA, "Perijove Geçişi" olarak adlandırılan aşamanın başarıyla geride bırakıldığını, gelecek aşamadan da benzer bir performans beklediklerini dile getirdi. NASA yetkilisi Scott Bolton, görev süresince çok dikkatli olacaklarını, tüm açık kanalları ile Juno uzay aracına yardım edeceklerini vurguladı.
NASA, görevin başarısıyla tamamlanmasının ardından elde edilecek görüntülerin, Jüpiter'e dair daha önce hiç olmadığı kadar fazla bilgi sahibi olmalarına olanak tanıyacağının altını çiziyor. Jüpiter'e dair paylaşılan görsellerin, gezegenin bir çekirdeğe sahip olup olmadığı sorularına kesin olarak yanıt vermesi bekleniyor. NASA, gelecek hafta içerisinde görsellerin kamuoyuna sunulacağını belirtiyor.
Şu ana kadar gezegenin çekirdeğine en çok yaklaşabilmiş olan uzay aracı Juno'nun amacı, Jüpiter'in nasıl oluştuğunu ve yıllar içinde nasıl değiştiğini anlayabilmek.
Çevresi çok kalın bir gaz ve bulut katmanıyla kaplı olan Jüpiter hakkında bilinenler oldukça sınırlı. Yörüngeye oturmasıyla birlikte Juno dünyayla çektiği ilk görüntüyü ise Türkiye saati ile bu gece yarısı paylaştı. Jüpiter'i etrafındaki uydularıyla beraber fotoğraflayan Juno'nun bu görüntüsü 11 Temmuz tarihinde çekildi.
NASA'nın resmi Instagram ve Facebook hesaplarında hızlıca paylaşılan görüntü kısa sürede binlerce 'beğeni' ve yorum aldı.
NASA, radyasyondan zarar görüp işlevsiz hale gelmezse Juno'yu 2018 yılı Şubat ayına kadar görevde tutmayı planlıyor. Kameranın çektiği görüntülerin ise gelecek birkaç ay içinde kademeli olarak çözünmesi bekleniyor.
Birçok uzay misyonunda olduğu gibi, uzay aracı son güne kadar komuta edilecek ve sonunda Jüpiter'in atmosferine salınacak.
Önümüzdeki günlerde Jüpiter'in yörüngesine yerleşecek araç bir yıl boyunca dev gezegen etrafında turlayacak.
Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi'ne (NASA) ait uzay aracı Juno'nun 4 Temmuz'da Jüpiter'e varması bekleniyor.
Güneş Sistemi'nin en büyük gezegeni Jüpiter'in sırlarını çözmek için yola çıkan Juno'nun gezegene varmasına çok az kaldı.
Juno, Jüpiter'in yoğun radyasyonlu çevresine yaklaşınca, motorunu yavaşlatarak gezegenin yörüngesine girecek.
Her şey planlandığı gibi giderse, Juno, dev gezegenin kutupları etrafında bir yıl boyunca turlayacak ve gezegenin güney ve kuzey ışıklarını incelemek için bulutların içine girecek.
Kayalık bir gezegen olan Dünya'nın aksine Jüpiter çoğunlukla hidrojen ve helyumdan oluşan bir gaz devi.
Güneş enerjili uzay aracı Juno, 2011'de başladığı yolcuğu önümüzdeki hafta tamamlayarak Jüpiter'e ulaşacak ve yörüngeye girecek. Yörüngeye girilmesi ile beraber araç, gezegen hakkında veriler ve fotoğrafları Dünya'ya göndermeye başlayacak. Ancak araştırmacılar şimdiden gezegenin kızılötesi fotoğraflarını çekmiş durumdalar ve bu fotoğraflar da oldukça aktif bir atmosferi gösteriyor.
Juno, diğer görevlerinin yanı sıra Jüpiter'in atmosferindeki değişimleri de takip edecek. Bu yüzden de araştırmacılar, şimdiden atmosfer hareketleri hakkında bazı temel bilgilere sahip olmak istiyor. Juno hedefine ulaştığında, bu fotoğrafların yanı sıra araçtan gönderilen veriler kullanılarak gezegenin atmosferinin 3D haritalamasının yapılması planlanıyor.
European Southern Observatory (ESO) araştırmacılar, bu kızılötesi görüntüleri yakalayabilmek için yeni dijital teknolojileri, "şanslı çekim" olarak adlandırılan analog teknolojisi ile birleştirmekte. Bu yöntemde araştırmacılar, aynı açıdan anlık bir şekilde binlerce kısa poz çekiyor. Dünya'daki teleskoplardan çekilen fotoğrafların büyük bir kısmı, net bir görüntü yakalayamıyor. Ancak işe yaramayan her bin görüntü içinde, birkaç tane "şanslı" görüntü net bir şekilde yakalanıyor.
Araştırmacılar, bu fotoğraflardan yeterince fazlasına sahip oldukları zaman, bunları birleştirerek gezegenin atmosferinin bir fotoğrafını oluşturabiliyor. ESO araştırmacılarının bu teknik ile çektikleri fotoğrafta, soğuk gaz bulutlarının Jüpiter atmosferinde hızlı bir şekilde yukarı doğru hareket ettikleri gözükebiliyor.
Araştırmacılar, atmosferde gördükleri türbülansın kaynağını bulabilmiş olsalar da, bu hareketin nasıl gerçekleştiğine ve bunun gezegen için ne anlama geldiğine dair halen soruları bulunmakta. Bu fotoğraflar ile Juno'nun verileri birleştirilerek 3D harita oluşturulduğunda, bu soruların cevaplarını almayı ümit ediyorlar.
Önümüzdeki hafta Juno'nun yörüngeye ulaşması ile beraber, gezegenin atmosferinde neler olduğuna dair daha iyi bir açıdan çok daha iyi görüntüler yakalanması mümkün olacak...
Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi'nin (NASA) 5 yıl önce Jupiter'in keşfi için gönderdiği uzay aracı "Juno", 4 Temmuz'da yörüngeye giriyor.
Juno, Jüpiter'e 4500 kilometre yaklaşarak gözlem yapacak.
Yaklaşık bir basketbol sahası büyüklüğündeki Juno, bugüne kadar Jupiter'e en çok yaklaşan uzay aracı olacak.
Son rekor, 1974'te gezegene 43 bin kilometre yaklaşan Pioneer 11'e aitti.
An itibariyle Jupiter'den 17 gün, yani 13 milyon kilometre, uzaklıkta bulunan uzay aracı, gezegenin oluşumu, yapısı, atmosferi ve manyetik çekim alanı ile ilgili çeşitli bilgiler toplayacak.
Uzmanlar Juno görevindeki en büyük sorunun, kendi ekseni etrafında sadece 10 saatte dönen Jupiter'i çevreleyen metalik hidrojen tabakasının, yüksek kuvvetli bir manyetik alan yaratması olduğunu belirtiyor.
Bu nedenle uzay aracı, radyasyona 800 kat dayanıklı elektronik sistemlerle donatıldı.
Jupiter'in etrafında özel bir oval yörünge izleyecek Juno, gezegene kuzey kutbundan yaklaşarak alçalacak ve bir noktadan sonra gezegenin güney kutbuna doğru ilerleyecek.
ABD'nin Denver kentinde Lockheed Martin şirketi tarafından üretilen Juno, 5 Ağustos 2011'de Florida'dan fırlatılmıştı.
Jüpiter... Güneş Sistemi'mizin devi, hidrojen ve helyumdan oluşan bir renk cümbüşü, en az 67 uydunun ev sahibi, dünyamızdan daha büyük fırtınaları, ölümcül radyasyon alanları ve güçlü manyetosferi ile gökyüzündeki en parlak cisimlerden biri.
Son olarak, NASA'nın New Mexico'daki yenilenen teleskopları ile, gaz bulutlarından oluşan atmosferinin altındaki Jüpiter'in yüzeyi görüntülenmeye çalışıldı.
Teleskopların elde ettiği görüntüler 3 boyutlu haritalara dönüştürüldüğünde, Jüpiter'in atmosferini kaplayan 100 kilometre kalınlığındaki amonyum hidrosülfitten oluşan tabaka net olarak gözlemlendi.
Gezegenin yüzeyinde, zehirli gazın yerle temas edecek şekilde hareket ettiği anlaşıldı.
Astronomların radyo dalgalarını kullanarak oluşturdukları 3 boyutlu haritada, gazların, Jüpiter'in yeryüzü şekillerine nasıl etki ettiği ve yapıyı nasıl değiştirdiği de görülüyor.
Atmosferinde Dünya'dan daha büyük kasırgaların yüzyıllardır devam ettiği Jüpiter, astronomların her zaman ilgi odağı.
Gaz fırtınasının yol açtığı kırmızı gözler, ya da dev "fırtına girdaplarının" boyutları doğudan-batıya 24 bin km ile 40 bin km arasında değişirken, kuzeyden-güneye 12 bin km ila 14 bin km arasında değişiyor.
Yani bu fırtınaların içine 2 ya da 3 Dünya'nın rahatlıkla sığabileceği anlaşılıyor. Güneş Sistemi'nin en büyük gezegeni Jüpiter bu özelliği ile en büyük kütle çekimine de sahip olan gezegen.
Jüpiter diğer tüm gezegenlerin toplam kütlesinden 2.5 kat daha fazla bir kütleye sahip bir gaz devi. Bu nedenle, eğer yakınından bir asteroid veya kuyruklu yıldız geçerse, çekim etkisine kapılıp Jüpiter'e çarpabiliyor.
Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Jüpiter'in uydusu Europa'daki oksijen ve hidrojen üretiminin Dünya'dakine benzediğini keşfetti.
NASA'nın araştırma ve geliştirme merkezi Jet Propulsion Laboratory (JPL) tarafından yürütülen araştırmada, Europa'nın Dünya'dakine benzer bir yaşamı destekleyen kimyasal dengeye sahip olabileceği belirtildi.
Sonuçları, "Geophysical Research Letters" dergisinde yayımlanan çalışmada, uydunun buzlu yüzeyinin altındaki tuzlu okyanus sularının yaşam için uygun bir alan olabileceği ileri sürüldü.
JPL'den gezegen bilimci Steve Vance, "Europa'nın okyanuslarındaki oksijen ve hidrojen döngüsü, Dünya'da olduğu gibi, okyanus kimyasına ve yaşama dair önemli bir etmen olacaktır." dedi.
Araştırmacılar, Jüpiter'den yayılan radyasyonun, Europa'nın yüzeyindeki donmuş suları moleküllerine ayırdığını ve okyanusa doğru oksijen salındığını keşfetti.
Araştırma sonunda, Dünya'daki kimyasal orana benzer şekilde Europa'da oksijenin hidrojenden 10 kat daha fazla üretildiği kaydedildi.
NASA, daha yakından incelemeler yapmak ve yüksek çözünürlük fotoğraflar almak için 2020'li yıllarda Europa'ya uzay aracı göndermeyi planlıyor.