Eyfel Kulesi'nde karartma geceleri
Eyfel Kulesi; bu kez ihtişamıyla değil, gidilen ışık kısıtlamasının şaşkınlığıyla ağızları açık bıraktı. Dünyanın en çok bilinen yapılarından biri olan Eyfel Kulesi'nde ışıklandırma tasarrufuna gidilmesi, Avrupa'daki enerji krizinin ne ölçüde ciddi olduğunu gözler önüne seren göstergelerden biri oldu
Günümüzde dünyanın en yüksek 27’nci kulesi.
Bundan 133 yıl öncesini düşünün.
Dünyanın 7'nci harikası olan Keops Piramidi 147 metreydi. İki katı yükseklikteki bir yapıyı görenleri düşünün.
Fransızlar, 1789 Fransız devriminin 100’üncü yılını görkemli bir şekilde kutlamak istiyordu.
Bunun için de Paris'in her yerinden görülebilecek, Paris'in her yerini görme imkanı sağlayacak görkemli bir kule inşa edilmesine karar verildi.
Öyle bir kule olmalıydı ki dünyanın en yüksek yapısı olmalı, görenler, “Vay canına! Bu da ne?” demeliydi.
Söz konusu kulenin tasarımı için 107 başvuru yapıldı.
Seçici kurul, mimar Gustave Eiffel’in tasarımını birinci seçti. Eiffel, yardımcı mühendisleri Maurice Koechlin ve Emile Nouguier ve mimar Stephen Sauvestre ile işe giriştikten sonra Haziran 1884’te tasarım son şeklini aldıktan 4 yıl sonra inşaatına başlandı.
Rusya’nın Avrupa’ya uyguladığı enerji kısıtlamaları sonrası yaşanan kriz her geçen gün derinleşiyor. Avrupa ülkeleri, gaz sıkıntısı yaşamamak için çeşitli kemer sıkma politikaları devreye alıyor. Son olarak Eyfel Kulesi'nin ışıklarının enerji tasarrufu için bir saat daha erken kapatılma kararının alınması enerji krizinin boyutlarını gözler önüne serdi.
Expo 1889 Paris Fuarı'nın giriş kapısı olarak inşa edilen Eyfel Kulesi'nin kabul görmesi hiç de kolay olmadı. Birçok Fransız, harcanan parayı israf olarak görmelerinin yanı sıra Eyfel Kulesi'nin şehrin görünümünü bozduğunu düşünüyordu.
Dönemin bazı ekabir ve aydınları Eyfel Kulesi'nin devasa bir sokak lambasına ve fabrika bacasına benzediğini, bunun da Paris'in görsel itibarını zedeleyeceğini ileri sürerek tepki gösterdi. Söz konusu kişiler, başlattıkları kampanyayla 20 yıllığına dikilen Eyfel Kulesi'nin bir an önce sökülmesini talep etti. Fransızların 'Demir Kadın' olarak tanımladıkları Eyfel Kulesi'ne olan tepkilerinin bir nedeni de 1884'te ABD'ye hediye ettikleri Özgürlük Anıtı'ydı. Tepki gösterenlere göre Özgürlük Anıtı sanatsal bir yapı, Eyfel Kulesi ise bir ucubeydi.
Aralarında Guy de Maupassant, Alexandre Dumas, Emile Zola, Charles Gounod ve Paul Verlaine'nin de olduğu ekabir ve aydınlar, 14 Şubat 1887'de yaptıkları ortak açıklamada şunları söyledi: Biz, yazarlar, heykeltıraşlar, mimarlar, ressamlar, Paris'in bugüne kadar hiç dokunulmamış güzelliğinin tutkun âşıkları, değeri bilinmemiş Fransız zevki adına, tehdit altındaki Fransız sanatı ve tarihi adına, başkentimizin tam ortasına yararsız ve canavar görünümlü Eiffel Kulesi'nin dikilmesine var gücümüzle, tüm öfkemizle karşı çıkıyoruz. Paris kenti, giderilemeyecek biçimde alçalmak ve çirkinleşmek için, bir makine yapımcısının tuhaf ve ticari hayallerine daha uzun süre katlanabilecek midir? Herkes hissediyor, herkes söylüyor bunu. Herkes derin üzüntü duyuyor bundan ve bizler de bu kadar yerinde bir telaşa kapılmış dünya kamuoyunun zayıf bir yankısından başka bir şey değiliz. Ve nihayet, yabancılar, sergimizi ziyarete geldiklerinde şaşırıp 'Ne yani? Fransızlar o kadar övündükleri zevkleri konusunda bizlere bir fikir vermek için bu berbat şeyi mi buldular?' diye haykıracaklardır. Bizlerle alay etmekte haklı olacaklardır, yüce gotik yapıların, Puget'nin, Germain Pilon'un, Jean Goujon'un, Barye'nin Paris'i, mösyö Eiffel'in Paris'i haline gelecektir."
Guy de Maupassant, Eyfel Kulesi'ne olan nefretinin ne ölçüde olduğunun altını şu şekilde çizdi. Eyfel Kulesi'nin restoranında yemek yediğini görenler sormuş; "O kadar nefret ediyorsun ama burada yemek yiyorsun. Neden?
Şöyle cevap vermiş; "Çünkü Paris'te Eyfel Kulesini görmediğim tek yer burası."
Fransızlar, Eyfel Kulesi'ne tepki gösterirken İngilizler, Eyfel Kulesi'nden aldıkları ilhamla bir benzerini Watkin's Tower adıyla Londra'ya dikmek istedi.
Watkin's Tower için önerilen tasarımlarKulenin inşaatı 1893'te başladı ama teknik ve maddi sebepler dolayısıyla tamamlanmadı. 1907'de proje rafa kaldırıldı. Kulenin yapılmasının düşünüldüğü araziye ise ünlü Wembley Stadyumu yapıldı.
Önerilen tasarımlar arasında 37 numaralı çizim beğenilmiştiHer ne kadar Londra'da yapılamamış olsa da İngilizler, Eyfel Kulesi aşkından vazgeçmeyerek 1894'te kopyasını Blackpool'de inşa etti. Dönemin Blackpool belediye başkanı John Bickerstaffe, 1889'da Paris'e yaptığı bir gezi sırasında Eyfel Kulesi'nin heybetinden oldukça etkilenerek 158 metre yüksekliğe sahip kopyasını yaptırdı.
Blackpool KulesiGustave Eiffel, bitmek bilmeyen tepkilere karşı Eyfel Kulesi'nin gelecekte aerodinamik ölçümler, kullanılmış olan gerecin direncine ilişkin incelemeler, radyoelektrik konusundaki araştırmalar, iletişim sağlanması ve meteoroloji gözlemleri için kullanılacağını dile getirdi.
Thomas Edison'un 10 Eylül 1889'da Gustave Eiffel’i Eyfel Kulesi’nde ziyaret ettiğini sembolize eden balmumu heykelleri kulede sergileniyorBütün tepkilere rağmen ayakta duran Eyfel Kulesi, planlandığı gibi 1909'da sökülecekti. Ne var ki iletişim antenleri için uygun yüksekliğe sahip olmasından dolayı kalmasına izin verildi. Böylelikle sökülüp hurdaya çıkmaktan kurtulan Eyfel Kulesi, radyo yayıncılığının gelişmesinde önemli rol oynadı.
Antenlerinin I. Dünya Savaşı sırasında askeri istihbarat sağlaması ve ünlü casus Mata Hari'nin yakalanmasında pay sahibi olması Eyfel Kulesi'nin ayakta kalmasının nedenlerinden biri oldu.
Alman Ataşemiliteri Arnold von Kalle, Hollanda’daki Alman istihbarat servisine H21 rumuzlu casusa para havale edilmesini içeren bir telsiz mesajı gönderdi. Bu mesaj, Eyfel Kulesi’ndeki antenlerle yakalandı. Havalenin Mata Hari’nin hamiline olduğu görüldü. Bunun üzerine Alman casusu olduğunu anlayan Fransızlar, Mata Hari'yi yakalayıp kurşuna dizdi.
Vakti zamanında sökülmesi istenen Eyfel Kulesi'nin günümüzde sadece bilet geliri yılda yaklaşık 250 milyon Euro. Görmek için Paris'e giden turistlerin diğer harcamalarıyla birlikte Eyfel Kulesi, Fransa için tam anlamıyla bir darphane.
Eyfel Kulesi tabii ki tarihi boyunca önemli bir gelir kapısı değildi. Turizmin olmadığı yıllarda bakımının fazla maliyetli olması nedeniyle Eyfel Kulesi'nin yıkımı 1923'te tekrar gündeme geldi. Ne var ki söküm maliyeti gelirinden daha fazla olacağı için hiçbir hurdacı Eyfel Kulesi'ne talip olmadı.
Victor Lustig adlı kişi, tarihin en büyük dolandırıcılık hikâyesine imza atarak Eyfel Kulesi'ni demir tüccarına sattı. Lustig, kuleyi başka birine daha satmak üzereyken dolandırıcılığı fark edilince ABD'ye kaçtı. Lustig, sonraki yıllarda bu ülkede de dolandırıcılık faaliyetlerinde bulunurken yakalanıp ünlü Alcatraz Hapishanesi'ne gönderildi.
Fransızlar, Eyfel Kulesi'nin kıymetini Nazilerin Fransa'yı işgal etmesiyle anladı. Adolf Hitler, gücünü gösterme adına Paris'te önce Eyfel Kulesi'ne gitti. Kulenin önünde "Fransa'nın hâkimi benim" edasında çektirdiği fotoğraf, Fransızların ziyadesiyle gücüne gitti.
Adolf Hitler ile Eyfel Kulesi ile ilgili iki farklı söylenti bulunuyor.
Birincisi; Fransızlar, Adolf Hitler, Eyfel Kulesi'ne çıkamasın diye asansörleri sabotajla bozdu. Yine de kuleye çıkmak isteyen Hitler, merdivenleri tırmandı.
İkincisi; Adolf Hitler, Paris'e girdiğinde Eyfel Kulesi'nin asansörleri zaten bozuktu. Hitler, merdivenleri tırmandı.
Hangisi doğru olursa olsun, Adolf Hitler'in ilgisi nedeniyle milli duyguları zedelenen Fransızlar için Eyfel Kulesi, Fransa'nın işgalinden sonra ulusal bir değere dönüştü.
1889'dan 1940'a kadar aradan geçen 51 yıl boyunca tepkilere neden olan Eyfel Kulesi, özellikle 1960'lı yıllardan sonra başlayan turizm akımıyla turistler için tam bir mıknatıs mahiyetine büründü. Dünyanın birçok ülkesinde kopyaları inşa edilen Eyfel Kulesi, küresel şöhrete sahip yapıların başında yer alıyor.
Eyfel Kulesi, Fransa'nın simgesi, Fransızların gururu olarak tüm haşmetiyle varlığını sürdürüyor. İşte böyle bir tarihe sahip Eyfel Kulesi'nde enerji krizi nedeniyle ışıklandırma kısıtlaması uygulanacak olması, "Aman ne olacak, kısıtlama günde bir saati kapsıyor"un ötesinde anlamlar içeriyor.
2009’da ‘Türkiye Sezonu’ nedeniyle Eyfel Kulesi, kırmızı - beyaz renklerle ışıklandırıldı