Fenerbahçe - Hatayspor maçı yazar yorumları
Spor Toto Süper Lig'in 16. haftasında konuk ettiği Atakaş Hatayspor'u 4-0 ile geçen Fenerbahçe, ligde 2 maç sonra galibiyet sevinci yaşarken bir anlamda bu sezonki fabrika ayarlarına döndü. Spor yazarları, Fenerbahçe - Hatayspor mücadelesini kaleme aldı
ŞANSAL BÜYÜKA: FERRARI FERDİ
Fenerbahçe’de çok önemli iki oyuncu var. Biri Ferrari Ferdi... Adamın sağı-solu yok. Makas atmıyor. Zaman kaybetmiyor. En hızlı, en kestirmeden, en çabuk şekilde takımı öne ve gol pozisyonuna taşıyor. Çok önemli ikinci futbolcu; Arao... Gösterişsiz ama çok katkı vererek oynuyor. Rakibi iyi bozuyor, tehlike doğacak alanları çok iyi seziyor ve “ateş bacayı sarmadan” yangını söndürüyor.
4-0 kazandığı maçı 10-0 bile kazanabilirdi. Ama unutulmasın; Fenerbahçe’nin attığından çok daha önemlisi, bir maçı gol yemeden bitirmiş olması... Neredeyse her maçta gol yemeyi alışkanlık haline getiren Fenerbahçe için, bir maçı gol yemeden bitirmesi, en az attığı 4 gol kadar önemli... (MİLLİYET)
SERDAR ALİ ÇELİKLER: TEDAVİ 3 PUANI
Trabzon'da sinik ve sönük futbolla kaybedilen maçın ardından 2022'yi galibiyetle kapatmak isteyen Fenerbahçe, evinde Hatay gibi kapan-çık oynamayan bir takımla karşılaştığı için şanslıydı. Fenerbahçe hala ligin 5. - 6. haftasında başlayan temposunda değil. O zamanlardaki iştahı da yok. Kimse kusura bakmasın takıma destek verecek tribün de yok.
Nuh nebiden kalmış tezahüratlar yapabilen tek bir tribün gerisi çekidekçi tayfa! G.Saray maçında sponsor sushi'ciler; çekirdekçiler değil taraftarlar tribünde olmalı. Hatay, rakibi merkezi güçlendirene kadar iyi oynadı. Sonrasında bir şey üretememelerini analiz etmeliler. (HABERTÜRK)
ÖMER ÜRÜNDÜL: FERDI VE OSAYI MAÇIN KAHRAMANIYDI
Son iki maçında 6 puan kaybeden Fenerbahçe için dünkü maç çok kritikti, mutlak kazanılması gerekiyordu. Bu bilinçle tempolu, atak ve pozisyonlu bir ilk yarı sergilediler. Ama kimse zannetmesin ki çok organize bir futbol vardı. Maçın kahramanları iki bekti. Ferdi ve Osayi.
Her iki kanadı da bu kadar sürekli ve etkili kullanmak gerçekten kolay iş değil. Ayrıca verilen pozisyonlar var. Maç 0-0'ken aynı problem tekrar yaşandı. Öne çıkan çizgi, defansın arkasına atılan iki top... Birini Lobjanidze bomboş kaçırdı. İkincide top ağlara gitti ama kıl payı ofsayta takıldı. (SABAH)
UĞUR MELEKE: FARKI BEKLER YARATIYOR
Fenerbahçe’nin bu sezon üçlü savunmayla başladığı maçlarda kanat bekler özgürleşiyor, Jorge Jesus bir stoper fazla oynatıyor ama beklerin katılımıyla hücumda iki ekstra yaratıyordu. Trabzon’da 11’e 11 oynanan bölümde dahi Fenerbahçe’nin bence en önemli eksiği buydu.
Dün Fenerbahçe’nin hücum aksiyonlarının başrolündeki Ferdi-Samuel’in yanı sıra sakatlıktan çok enerjik dönen King’in ve hangi kanada geçerse hareketliliğiyle o çizgiyi aktive eden Diego Rossi’nin performanslarının da altını çizmek gerek. Dört ay aralıksız oynadıktan sonra Dünya Kupası arasında dinlenen Szalai de daha yüksek konsantrasyonla döndü lige. (HÜRRİYET)
ERCAN GÜVEN: KART YOK HUZUR VAR
Kadıköy’de kırmızı kart yok, heyecan, keyif ve dört gollü pembe bir tablo vardı. Liderliğe dönüş bile başlı başına olaydı! Kadıköy’deki dört gollü galibiyet ve liderlik koltuğuna yeniden oturmak, Fenerbahçe’nin 11 kişi tamamladığı maçları çok zor kaybedeceğini, bol pozisyon üreteceğini ortaya koyarken Dünya Kupası arasına yenilerek girip yenilerek çıkmanın endişelerini sildi. (MİLLİYET)
ERMAN TOROĞLU: GÜLÜ SEVEN DİKENİNE KATLANACAK
Bildiğimiz F.Bahçe 10. dakika sonrasında sahaya geldi. Nasıl mı? Özellikle hücum pres yaparak. Bu kolay iş değildir. Eğer hep beraber dikkatli hücum pres yaparsan rakibi hataya zorlarsın. Yapamazsan da rakibin araya atacağı topla kendi kalende pozisyon görürsün. Bir de hücum pres yaparken bir özellik lazım. Nedir bu? Futbolcuların diri ve kondisyon açısından iyi olması.
Fenerbahçe sahada zaman zaman bayağı iyi iş yapıyor. Göze hoş gelen pozisyonlar üretiyor. Tabii ki böyle oyunla zevk verirsiniz ama riskleri de var. Gülü seven dikenine katlanacak. Jorge Jesus F.Bahçe'ye bu aşıyı verdi, aşı da tuttu. (SABAH)
İLKER YAĞCIOĞLU: FENERBAHÇE KENDİNE GELDİ
Ön alanda yapılan baskı iki bekin özellikle de Ferdi'nin hücuma verdiği müthiş destek Fenerbahçe'nin hücumda çoğalmasına ve pozisyonlar bulmasına sebep oldu. Fenerbahçe'nin bu maçta bir maçtır düşük olan temposunu yükselttiğini gördük. Bu eforlu oyun Fenerbahçe'nin en büyük kozu. 2. yarıda oyuna giren Serdar Dursun ve Gustavo'nun golleri de gecenin finali oldu. Maçı kazanan Fenerbahçe aradığı morali de buldu. Ferdi'nin performansı değerliydi. Fener ikinci maç boyu çok rahattı. (TAKVİM)
AHMET ÇAKAR: FENERBAHÇE'NİN PRESİ ACIMASIZDI
Fenerbahçe, sıkıntılı geçirdiği son 2 maç sonrasında tekrar eski haline dönüverdi. Özellikle bir ilk yarı oynadılar ki biz seyrederken yorulduk. Sağdan Osayi soldan Ferdi, Rossi… Hepsi Hatay'a çöktüler. Batshuayi çalışıyor, Arao çalışıyor ve F.Bahçe pozisyon üzerine pozisyon üretiyordu.
Önce duran toptan King, arkasından da Ferdi-Rossi-Batshuayi ortaklığında gelen mükemmel bir ikinci gol… F.Bahçe acımasız bir pres yaptı. Sürekli alan daralttı, dönen topları aldı, Hatay birkaç kontrada da fazla bir şey üretemedi. İlk devre ciddi bir fark olurdu… (SABAH)
İBRAHİM YILDIZ: BÖYLE OLUR FENERBAHÇE'NİN ÖZÜR DİLEMESİ
Trabzonspor yenilgisi ile taraftarını üzen Sarı-Lacivertliler, Hatay galibiyeti ile “işte Fenerbahçe” dedirtti. Güzel oyun, atılan goller Fenerbahçe’nin şampiyonluk yolundan dönmediğinin en önemli göstergesi oldu.
Maçın elbette yıldız ismi de vardı. Her maç iyi oynayan, oynadıkça zirve yapan bir isim: Ferdi Kadıoğlu. Hatay karşısında da güzel futbolunu sürdürdü. Sahanın en iyi oyuncusuydu. Bence tek eksik, Arda’ydı. Jesus bu oyuncuyu kulübe de bekletti. Belli ki bir bildiği var. Antalya deplasmanın da ilk 11’de görev alırsa şaşırmayız. Jesus bu. Ne yapacağını kestirmek gerçekten güç! (HABERTÜRK)
ERMAN ÖZGÜR: OYUN VE SKOR TERAPİ OLDU
Rossi’nin King ve Batshuayi’ye yaptığı asistler dışında hücum organizasyonlarındaki doğru seçimleri, Fenerbahçe’ye sayısız gol fırsatı getirdi. Her ne kadar savunma zaaflarının hissedildiği 2-3 pozisyon vermiş olsa da Sarı-Lacivertliler ilk yarıda daha büyük bir fark da yapabilirdi.
Trabzon mağlubiyetinin arkasından Hatay maçında oynanan oyun ve alınan net skor adeta terapi gibiydi. Maçın kahramanları ise Arao, Rossi, King, Ferdi ve Batshuayi oldu. (FANATİK)
BÜLENT TİMURLENK: JORGE JESUS İŞİNE BAKIYOR
Kazandığı Sivas ve kaybettiği Giresun maçlarında golleri penaltıdan gelen, Trabzonspor deplasmanında kaleye isabetli şutu olmayan Fenerbahçe, ligin en fazla gol atan takımı olduğunu arka arkaya 10 kişi kaldığı maçlarda unutmuştu. Dün Hatay karşısında hem bunu hatırladılar hem de iki mağlubiyetin ardından yaklaşan Galatasaray derbisi öncesi son iç saha maçında tribünleri havaya soktular.
Demirel'in Ribeiro ve Ze Luis'i devrede oyundan almasına -sakatlanmadılarsa- anlam veremedim. 60'tan sonra 5 değişiklik hakkının hepsini kullanan ve tabelaya iki gol daha yazdıran Jorge Jesus kaybettiğinde "Brezilya'yı düşünüyor" diyenlerin işi zor. Jesus işine bakıyor, herkesin işine bakması gerektiği gibi!.. (SABAH)
ENGİN KEHALE: LA CASA DEL JESUS KADIKÖYLÜ PROFESÖR
Bu sezonki F.Bahçe’yi tanımlayan en iyi cümle şu: İstek, yetenekten daha güçlü olmalıdır. Maç önündeki atkı şov sırasında kameralara yansıyan bir tane vardı. La Casa del Papel’e bir göndermeyle, Jorge Jesus – El Profesor. Profesör, maça biraz da risk alarak başladı.
Jorge Jesus’un takımı da bir boksör gibi aslında. Rakibi ringin köşesine sıkıştırdığında, sağlı sollu yumruklarla iyice hırpalamayı başarıyor. İlk golün ardından santradan gelen topa baskıyla pozisyon buldu Fenerbahçe. 22- 24-26-29-32 sonraki pozisyon dakikaları ki bunlardan bir tanesi Batshuayi’nin golü. Hatayspor soyunma odasına gidene kadar kendine gelemedi. (HÜRRİYET)
GÜRCAN BİLGİÇ: MESAJ ÇOK NET: BİZ BURADAYIZ
2-0'ın ardından Hataysporlu oyuncuların maçı kazanamayacaklarını hissetmeleriydi. Bu duygu Kadıköy'de her şeyi değiştiren faktör. Çok golden ziyade, puanın haneye yazılması, haftanın kalan maçları üstünden rakiplere baskı oluşması da önemliydi. Başka yerden bakarsak, "lige devam" mesajını da verdiler.
Üstelik maç boyunca rakiplerine "yapabilir miyiz?" duygusunu da yaşatmadan. Crespo gibi sert bir dişli tribündeyken Zajc veya sonradan giren Mert Hakan'ın "Burası sahipsiz değil" performanslarını da gördük. En önemlisi, en sona; dörtlü oynadılar. Serdar Aziz ve Valencia da olmadan. "Belki" diyorum; "Jesus bir orta saha fazla olmanın önemini anladı..." Belki! (SABAH)