Galatasaray-Zalgiris Vilnius maçı yazar yorumları
Galatasaray, 2-2'nin rövanşında Zalgiris Vilnius'u evinde 1-0 mağlup ederek UEFA Şampiyonlar Ligi'nde adını 3. eleme turuna yazdırdı. Sarı-kırmızılılar, 3. turda Sloven ekibi Olimpija Ljubljana ile eşleşirken, spor yazarları, Galatasaray'ın Zalgiris karşısındaki performansını değerlendirdi.
Levent Tüzemen (Sabah): Okan Buruk'un yeni transfer olarak Angelino dışında eskilerden oluşturduğu kadro belki Zalgiris'e karşı oyun olarak üstündü ama oyuncuların birbiriyle oynama alışkanlığı olmadığı için skor üretmekte Galatasaray zorluk yaşadı. Galatasaray taraftarının desteği, tribün şovu sarı-kırmızılı oyuncuların performansının çok ötesindeydi. Halil, bir devre Galatasaray'ı 10 kişi oynattı çünkü sahada bırakın topu rakip kaleye götürmeye, yürüyecek hali bile yok.
Mertens, muhteşem golünün yanında Galatasaray'ı sahada bir lider gibi yönetti, çok oyuncu arkadaşından fazla koştu ve sıcak havaya rağmen fiziksel performans olarak olumsuzluk yaşamadı. Galatasaray'ın gerçek kadrosu bu değil. İcardi, Torreira, Zaha ve Kerem Demirbay geldiğinde Okan hocanın taktik performansı sahaya oturacak, Galatasaray da daha dengeli, hücum zenginliği fazla bir takım olacaktır. Okan hocaya önerim, geçen sene kadroda yer almayan oyunculardan fazla medet ummasın.
Uğur Meleke (Hürriyet): David Beckham’ın Roberto Carlos’a kornerden yaptığı asisti hatırlarsınız. Ya da 2010’da Hamit Altıntop’un Kazakistan’a, 2012’de Miroslav Stoch’un Gençlerbirliği’ne attığı golleri... İşte dün Seyrantepe’de o güzellikte bir an yaşandı otuzuncu dakikada. Kerem, sağ kanattan kazanılan korneri ceza alanı dışındaki Mertens’e yolladı. Belçikalı virtüöz de muhteşem bir voleyle sarstı ağları. Mertens’in arkasına doğru hareket ederek oldukça zor bir pozisyonda o voleyi çıkarttığını düşünürsek, FIFA Puskas Ödülü için aday olabileceğini de tahmin ediyorum şimdiden.
30’uncu dakikada gelen o gol elbette büyük bireysel yetenek gerektiriyordu ama Galatasaray’ın da 15’le 30 arası rakibini oldukça bunalttığını söyleyebiliriz rahatlıkla. Vilnius ekibi maça 9 kişiyle kapanıp, sadece Galatasaray’ın tamamlayamadığı hücumlarda Oyewusi’yi koşturma umuduyla başladı. İlk 15 dakika pek bir açık vermediler ama çeyrek saatin sonunda baskıyı artırdı temsilcimiz. Maça Halil 9 numara pozisyonunda başladı ama milli futbolcuyla ilgili görüşümü bu sütunda daha önce belirtmiştim: Tek santrfor oynadığında zorlanıyor Halil. İkinci santrfor rolünde, bağlantıda daha fazla gösterebiliyor kendini. Barış’ın da en uçta olması, alan bulabildiğinde mantıklı. Ancak Zalgiris mağlup durumdayken bile savunmasını öne çıkarmayınca ikinci gol bulunamadı. Galatasaray’da maçın posterini yaratan Mertens’in yanı sıra Boey, Abdülkerim, Kerem ve Yunus’u da iyiler arasına yazabiliriz dünkü performanslarıyla.
Mustafa Sapmaz (Akşam): İlk maçtan farklı olarak hücumu yine zorlarken geride daha temkinli davrandı Galatasaray. Bu da maçın ilk bölümünde rakibinin uzun toplarla çıkışlarında eksik yakalanmayı engelledi ve takım geriye koşmak zorunda kalmadı. Dolayısıyla daha az yoruldu. Hücumda rakibini kendi sahasına hapsetti. Ancak topun yönünü hızlı çeviremedi. Sağ kanattaki Barış ve Boey dışında da bire birleri çok başarılı yapamadı. Bu nedenle kendi yorulmazken, rakibini de yoramadı.
Defans arkasına atılan toplarla Muslera'yla karşı karşıya pozisyonlar bulan Zalgiris, Oyewusi ile ilk yarıda kopyala yapıştır tek pozisyon bulabildi. Okan Buruk hamleleri, yorulanları kenara almak ve savunmayı güçlendirmek üzerineydi. Skoru koruyarak istediğini de aldı. Ancak bu oyun bundan sonraki turlar için yetmez. Gelecek oyuncuların kalitesiyle mutlaka oyun kalitesi de artacaktır. Ancak Galatasaray'ın bu seviyedeki eşleşmede daha tatminkar bir oyun oynaması gerekirdi.
Gürcan Bilgiç (Sabah): İlk maçtaki sıkıntıların aynen devam ettiği, takım veya teknik heyet olarak ekstra çözüm üretemediği bir rövanş... Turu geçmekse hedef; tebrikler herkese. Ancak "Benim planımda Şampiyonlar Ligi var" diyenler, sadece dedikleri ile kalırlar. Galatasaray, bırakın geçen sezondan daha ileri gitmeyi, yerinde bile sayamamış. Mertens'in müthiş golü maçın adını koydu. Güzeldi seyretmek belki de. Kendisine neden 4 milyon Euro ödeniyor, diğerlerine verilmiyor anladık hep birlikte. Ekstra oyuncu bu zamanlar için zaten. Takımda ışık yoksa, ateşi O yakacak.
Icardi, Zaha ve Bakambu... Herkes bu üçlüyü birlikte bir şeylerin değişeceğini umuyor. Haklılar... Oyuncu performansı üstüne bir sistem kuracaklarmış gibi. Bu da Galatasaray'ı seyredenlere daha çok İcardi, Zaha dedirtecek. Sıkıntı şurada; rakipler de boş durmaz, tedbiri alır, kelepçeyi takarlar. Nerede o meşhur "B Planı" diye konuşur, dururuz.
Erman Özgür (Fanatik): Galatasaray belki belirlemek için biraz daha zamanı olduğu ideal kadrosunun çok önemli parçalarından yoksun çıktı sahaya. İlk yarıda zaman zaman hücumda kaliteli oyuncularının eksikliğini hissetti. Savunmada Galatasaray’ı hazırlıksız yakalama planları yapan Zalgiris’in tuzaklarına neredeyse hiç düşmedi. Mertens’in üretkenlik problemini Kerem Aktürkoğlu’nun kornerinden attığı nefis gol ile çözmesi de Galatasaray için rahat geçen ilk yarının ödülü oldu. 2. yarıya Okan Buruk, Zalgiris’in daha geniş alanda oynayıp, hücuma daha çok adamla gelme ihtimali ile Yunus hamlesi ile geldi. Bu hamle ile Galatasaray hücumları ilk yarıdakine nazaran daha akıcıydı. Yunus Barış Alper’den daha iyi bir kenar, Barış Alper de Halil’den daha iyi bir santrfor seçeneği olduklarını gösterdiler.
2. gol için Berkan, Mertens, Kerem ile yakalanan fırsatlar kaçınca Zalgiris maçın son anlarına kadar oyunun içinde kaldı. Ancak Galatasaray oyun disiplininden hiç taviz vermedi. Çok ekstra bir sürate sahip Oyewusi’nin kendi çabası ile götürdüğü ve Muslera’nın tecrübesini konuşturarak çıkardığı pozisyon haricinde de rakibine şans tanımadı. Henüz bu takıma seviye atlatacak yıldızlar sahne almasa da Galatasaray sakin ve kararlı görüntüsü ile haklı bir galibiyet aldı. Maçın yıldızı ise jeneriklik bir gol ile turu getiren Mertens oldu.
Evren Turhan (Takvim): Galatasaray, Zalgiris ile oynadığı rövanş maçına müthiş bir taraftarın önünde çıktı. Rakip, Galatasaray'ın kalitesinde değil ama koşan, mücadele eden bir takımdı. Maçta da zaten Cimbom, üçüncü bölgede basarak, rakibini ceza sahasına kadar itti. İlk 20-25 dakika üretkenlik konusunda sıkıntılar çekti.
Özellikle Barış ve Halil çok fazla top ezdi. Ceza sahası içine Galatasaray çok fazla oyuncu ile giremedi. Angelino iyi ortalar yapıyor ama fizik olarak tam hazır değil. Mertens'in müthiş vuruşuyla Galatasaray aradığı golü buldu. Oyunun tek hakimi Galatasaray'dı ama rakibine 2 tane yüzde yüz pozisyon verdi. Rakip, bunu iyi kullanamadı. Kalite eksikliği yaşadılar.
Sahanın en kuvvetli ismi Boey olarak göründü. Sezona hazır ismi olduğunu maçta gösterdi. İkinci yarıda özellikle final paslarında, sezon başı olması nedeniyle aksamalar söz konusuydu. Ama Galatasaray'ın coşkusu, oyun isteği yine muhteşemdi. Orta sahada Berkan ile Oliveira etkili gibi görünse de bu orta saha ile lig ve Avrupa maçlarında olmaz. Bu maç idare ettiler. Cimbom'un hedefi Avrupa'da başarılı olup, kupa kazanmak. Bunun için ilk adım atıldı. Final paslarında Galatasaray sıkıntı yaşasa da coşku ve oyun isteği muhteşemdi. Galibiyetle Avrupa'da ilk adım atılmış oldu.
Ali Gültiken (Sabah): Galatasaray'ın geçen sezonu bitiren takımından temel eksiklikleri olsa da kalite açısından maça rakibinden önde başladı. Bunu bütün karşılaşma boyunca da sahadaki performansıyla ortaya koydu. Galatasaray takım olarak oyun gücü olan bir ekip. Birlikte oynayabilme kapasiteleri üst seviyede. Rakip, her ne kadar maçın tamamını kendi ceza sahası civarında oynasa da disiplininden hiç kopmadı. Zalgiris, bunu Galatasaray karşısında tüm maç boyunca tavizsiz yaptı.
Galatasaray'ın ikinci golü erken bulamamış olması da onları her şeye rağmen maçın içerisinde tuttu. Fakat dün akşam bu eksikliklerine rağmen gördük ki, Galatasaray'ın sahada kaliteli oyun liderleri var. Kısacası Galatasaray, tüm hatlarıyla yine kendi oyun planını kabul ettirerek istediğini aldı. Beklediği skor farkını tabelaya yansıtamasa da oyun farkını sahaya yansıttı.
