Geçmişimizin yansımaları: İnsan bedeninde atalardan kalan 5 körelmiş organ!
Tarihteki ilk insanlardan bugüne insan formu büyük değişimler geçirdi. Günümüzde modern yaşam tarzı ve teknolojik ilerlemelerle beraber atalarımızdan bize miras kalan organların işlevleri büyük ölçüde köreldi. Geçmişin izlerini taşıyan bu organların bazıları işlevsel olarak körelmiş olsa da hala insan bedeninde varlığını sürdürüyor. Peki, sizde bu körelmiş organlardan hangileri var hiç düşündünüz mü?
Geçmişimizin izleri, günümüz insan bedeninde hala varlığını sürdürüyor. Tarihi sürecin birer iz düşümü olarak kabul edilen körelmiş organlar, atalarımızın yaşam tarzlarına uyum sağlamış eski özelliklerimizi gün yüzüne çıkarıyor. İşte, insan bedeninde varlığını sürdüren ve artık işlevini yitirmiş olan 5 önemli körelmiş organ!
PALMARIS LONGUS
Araştırmalar, insanların yaklaşık yüzde 10'unda her iki kolunda da bulunmayan ince bir kas şeridi olan palmaris longus'un varlığını ortaya koydu. Bu kasın, kavrama fonksiyonuna katkıda bulunduğu ve özellikle asılma gibi aktiviteler için önemli olduğu düşünüldü. Ancak, modern insanlarda bu kasın yokluğunun kavrama gücü üzerinde herhangi bir etkisinin olmadığı belirlendi.
YİRMİLİK DİŞ
İnsan türü, Afrika'dan göç ederek farklı habitatlarda yaşamaya başladı ve zamanla insan uygarlıkları gelişti. Bu süreçte, yumuşak ve işlenmiş gıdalar tüketilmeye başlandı. Bu değişim, büyük ve güçlü çenelere olan ihtiyacı azalttı. Çene boyutunun küçülmesiyle birlikte, özellikle üçüncü azı dişleri veya yirmilik dişler gibi azı dişleri, gömülü kalmaya yatkın hale geldi. Giderek artan bir şekilde, yirmilik dişlerin doğuştan eksik olduğu gözlemleniyor. Sonuç olarak, bu durum artık insan vücudunun körelmiş bir özelliği olarak kabul ediliyor.
APANDİSİT
Apandisit yaklaşık 80 milyon yıl öncesine dayanan bir geçmişe sahiptir ve atalarımızın sert bitki ve sebzeleri sindirmelerine yardımcı olan bir organdı. Bağırsakların sağ alt kısmında bulunan apandisit yaklaşık 8 santimetre uzunluğundadır; "solucan şeklinde" anlamına gelen Latince "vermiform" adıyla bilinir. Bilim insanları, apandisin artık insan vücudunda gerekli olmayacağı bir noktaya doğru evrimleşeceğine inanıyorlar.
DIŞ KULAK KEMİĞİ
Helix adı verilen kulağın dış kenarının körelmiş bir yapı olduğu bilinmektedir. Kulaktaki kasların yetersiz gelişimi, zamanla kulak hareketinin kısıtlanmasına yol açmıştır. Atalarımızın kulaklarını çok daha aktif hareket ettirebildiği ve tehlike anında -şu an bizim zar zor duyacağımız sesleri- duyabildikleri biliniyor. Bu yüzden Darwin'in tüberkülü olarak adlandırılan bu yapı, bizden çok daha keskin bir duyuya sahip olan atalarımızdan bize kalan körelmiş bir özelliktir.
KUYRUK SOKUMU
Gebeliğin altıncı haftasında insan embriyosu birkaç omurla tamamlanmış bir kuyruğa sahiptir. Ancak gelişimin sonraki birkaç haftasında kuyruk kaybolur ve zamanla omurlar birleşerek yetişkinde kuyruk sokumunu veya kuyruk kemiğini oluşturur. Nadir durumlarda, bebekler körelmiş bir kuyrukla doğar. Kuyruklar genellikle komplikasyon olmadan ameliyatla çıkarılır.
Kaynak: Britannica, Discover Magazine