Figen Yüksekdağ: Bu fütursuzluktur tam anlamıyla
HDP lideri Figen Yüksekdağ, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, "Dokunulmazlıkların kaldırılması müdahalesi Meclis'in bütünüyle tasfiye edilmesi müdahalesi ve operasyonudur" dedi
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, "Dokunulmazlıkların kaldırılması müdahalesi Meclis'in bütünüyle tasfiye edilmesi müdahalesi ve operasyonudur." dedi.
Partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuşan Yüksekdağ, acılarla yüzleşmenin tarihsel bir görev olacağını savundu.
TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın "Dindar bir anayasadan" bahsettiğini anımsatan Yüksekdağ, "Çok dindar oldukları için mi acaba dindar bir anayasa istiyorlar? Bunların dindarlık algısında hırsızlık ve yolsuzluk yapanları aklamak görev. Onların dini yaşama biçimlerinde halkın tüyü bitmemiş yetimin parasını, pulunu, vergisini kumar masalarında savurmak mübahtır." ifadesini kullandı.
Yüksekdağ, "Başkanlık anayasasını referandumdan geçirebilmek için dinin kutsallık elbisesini giydiriyorlar, o anayasa taslağının üzerine. Bütün Türkiye halkları bu oyuna gelmeyecek, bu yalanı yutmayacak. Başkanlık anayasasının toplum tarafından kabul görmediğini çok iyi görenler halkın dini duygularıyla oynayarak, bu başkanlık anayasasını geçireceklerini zannediyorlar. Bu istismarın geleceği yoktur." diye konuştu.
LAİKLİK ELEŞTİRİSİ
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Meclis Başkanı İsmail Kahraman'ın "Laiklik bir kere yeni anayasada olmamalıdır. Dindar anayasa meselesinden anayasamızın kaçınmaması lazım." sözlerini eleştirerek, "Meclis Başkanı itiraf etti; takke düştü kel göründü. Din vurgusu yaparak hakimiyet ve hegemonya kurmak peşindeler. Çok dindar oldukları için mi çok dindar bir anayasa istiyorlar? Meclis Başkanı 'dindar devletiz, din eksenli anayasa yapılmalıdır' diyor. Bu fütursuzluktur tam anlamıyla. İnsanların halkımızın dini yaşama duygusunu, düşüncesini istismar edilmesidir buö diye konuştu. Yüksekdağ Kilis'teki duruma yönelik ise "Savaştan siyasi rant devşiriyorlar. Kilis'e o füzeler atıldı mı, attırıldı mı, düştü mü?" dedi.
DOKUNULMAZLIK TARTIŞMALARI
Yüksekdağ, zorunlu din derslerinin ise bir dayatma olduğunu ifade ederek, gerçek özgürlükçü bir laiklik için, her inancın özgür olacağı bir toplumsal yaşam modeli önerdiklerini, insan ve insanlık için demokratik anayasa istediklerini bildirdi.
Konuşmasında, dokunulmazlık tartışmalarına değinen Yüksekdağ, iki gün sonra fezlekelerin komisyona geleceğini vurgulayarak, HDP'nin gücünü ve iradesini Meclis çatısı altında kazanmadığını ve Meclis'ten atma tehditleriyle de kaybetmeyeceğini kaydetti.
HDP'nin Türkiye halklarının demokratik şansı ve güvencesi olduğunu savunan Yüksekdağ, şunları söyledi:
"Halkımızdan aldığımız vekaletin gücüyle ve meşruiyetiyle karşı durmaya devam edeceğiz. Türkiye'de gerçek anlamda sınırlı düzeyde temsili demokrasi bile yaşanamıyor. Dokunulmazlıkların kaldırılması müdahalesi Meclis'in bütünüyle tasfiye edilmesi müdahalesi ve operasyonudur. Dokunulmazlıkların kaldırılmasına AKP'nin istediği gibi 'evet' diyenler, bu siyasi iktidarın başkanlık rejimine, hilafet ilan etme anlayışına 'evet' demiş olacaklar. Dokunulmazlıkların kaldırılmasına 'evet' diyenler, anayasanın askıya alınmasına 'evet' demiş olacaklar. Tarihe kara bir leke olarak adlarını yazdıracaklar."
Yüksekdağ, Türkiye'de barış istemenin yasak ve suç olduğunu ileri sürerek, "Bizler sarayın savaşında ölmek, öldürmek zorunda değiliz." dedi.
"Dolmabahçe Mutabakatının" olduğunu savunan Figen Yüksekdağ, şöyle devam etti:
"Sizler, Dolmabahçe de karşılıklı oturup bir mutabakat yaptığınızı, bir yola girdiğinizi hatlamak istemiyor olabilirsiniz, pişman olabilirsiniz ama biz unutmadık. Bizler, çözümü üretmek için masaya oturduğumuz için pişman değiliz. Pişman olan sizlersiniz. Onlar ne kadar net bir biçimde 'Dolmabahçe Mutabakatı yoktur' diyorsa bizler o kadar net ve kesin bir biçimde böyle bir mutabakat var o mutabakatın altında Sayın Cumhurbaşkanının da imzası var diyoruz ve demeye devam edeceğiz. Görüşme tutanakları duruyor halen. O sayfalar koparılıp atılmadı, bizde var. O mutabakat Devlet, Hükümet, Kandil, İmralı ve bir tarafı da Cumhurbaşkanı olmak üzere bir mekik görüşme trafiği işletilerek hazırlanmış bir belgedir."
"PYD'NİN TÜRKİYE SINIRLARINA BİRTAŞ ATTIĞI GÖRÜLMEDİ"
Yüksekdağ, sokağa çıkma yasaklarının kaldırıldığı yerlerde yeniden yasakların ilan edildiğini belirterek, Kilis'te 17 vatandaşın atılan roketler sonucu yaşamını yitirdiğini, hükmet yetkililerinin, "bu roketleri İŞİD atıyor" diyemediğini savundu.
Terör örgütü PYD'nin Türkiye sınırlarına bir taş attığının dahi görülmediğini ve duyulmadığını ileri süren Yüksekdağ, "Her gün İŞİD militanları Türkiye yurttaşlarını katlediyor ama bu siyasi iktidar YPG mevzilerine attığı topun, füzenin binde birini dahi İŞİD mevzilerine atmış değildir. Sırtını İŞİD'e dayamanın sonucu işte budur." diye konuştu.
"ONLARIN TEK SUÇU FAŞİZMİN KALESİNE GOL ATMAKTI"
Ankaragücü-Amedspor arasında oynanan karşılaşmalarda çıkan olaylara da değinen Yüksekdağ, "Mücadele ettiğiniz için değil, siyaset yaptığınız için değil, sadece yeşil sahada olduğunuz ve rakip takıma gol attığınız için linç saldırısıyla karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Onların tek suçu faşizmin kalesine gol atmaktı. Deplasmanda dahi olsalar, faşizmin kalesine gol atma iradesinden, inadından vazgeçmeyecekler." değerlendirmesinde bulundu.
Yüksekdağ, 1 Mayıs'ta alanlarda olacaklarını belirterek, kürsüden "1 Mayıs Marşı'nın" sözlerini okudu.
Öte yandan, Yüksekdağ'ın konuştuğu kürsünün önüne Amedspor atkısı konulurken, bazı milletvekillerinin de boyunlarına Amedspor atkısı taktığı görüldü.
AA