Hekimler mutsuz
"Türkiye'deki Hekimlerin Gelecek Beklentisi ve Yaşam Doyumu" çalışması, toplum sağlığının can damarı olan hekimlerimizin mutsuz ve umutsuz olduklarına işaret ediyor. Daha somut ifade edelim: Hekimlerimizin yüzde 89'u kişisel geleceği konusunda kötümser. Yüzde 65.9'u çocuklarının ileride aynı mesleği seçmesini istemiyor. Yüzde 64.6'sı ise ilk fırsatta emekli olmayı düşünüyor. İşte çalışmaya dair detaylar ve çözüm önerileri. Habertürk Sağlık Yazarı Ceyda Erenoğlu yazdı
Toplum sağlığını iyileştiren ve sağlık hizmet sunumunun omurgası olan hekimlerin gelecek beklentileri bir araştırmaya konu oldu. Sağlığın iyileştirilmesi ve hekimlerin mutluluklarını incelemek için gerçekleştirilen “Türkiye’deki Hekimlerin Gelecek Beklentisi ve Yaşam Doyumu” çalışması tam da bunu yapıyor. Prof. Dr. Ersin Akpınar, Koordinatör Dr. Beste Su Büyükbayram, Uzm. Dr. Rabia Eroğlu Kılaç ve Uzm. Dr. Halil Volkan Tekayak’tan oluşan ekip bu önemli çalışmanın sonuçlarını paylaştı.
ARAŞTIRMAYA 328 HEKİM KATILDI
Araştırmaya ilişkin bilgi veren Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersin Akpınar, “Çevrimiçi olarak gerçekleştirilen ve 328 hekimin katıldığı bu çalışmada, katılımcıların yüzde 53.7’sinin kadın, yüzde 46.3’ünün erkek olduğunu belirtti. Katılımcı hekimlerin yaş ortalamaları 41, hekimlik mesleğindeki ortalama süreleri 16 yıldı. Çalışmaya katılanlara, sosyodemografik sorular ile “Yaşam Doyumu Ölçeği’ ve ‘Olumlu Gelecek Beklentisi Ölçeği’ kullanılarak hazırlanmış çevrimiçi anket uygulandı ve verilerin uygun istatistik programı kullanılarak analizleri yapıldı.
HEKİMLERİN YÜZDE 89’U GELECEKLE İLGİLİ KÖTÜMSER
Yapılan çalışmada hekimlere yöneltilen soruların yanıtlarının kaygı veren sonuçları bulunuyor. Örneğin “Çocuklarınızın ileride hekimlik mesleğini seçmesini ister misiniz” sorusunu hekimlerin yüzde 65.9’u ‘hiçbir zaman’ olarak yanıtladı. Katılımcı hekimlerin yüzde 2,4’ü kişisel geleceği konusunda her zaman oldukça iyimser olduğunu söylerken, yüzde 89’u kişisel gelecekleri konusunda kötümser olduğunu belirtti. Yüzde 14.6’ sı yaşamının birçok yönüyle ideallerine yakın olduğunu, yüzde 12.2’si yeniden dünyaya gelse yaşamında hemen hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini ifade ederken yüzde 7.3’ü geleceğiyle ilgili endişe duymadığını dile getirdi. Yüzde 9.7’si ekonomik olarak rahat bir yaşam sürdüğünü belirtmesine rağmen yüzde 64.6’sının ilk fırsatta emekli olmayı düşündüğünü söylemesi tehlike işareti olarak değerlendirildi.
HEKİMLER NEDEN MUTSUZ?
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersin Akpınar, “Tüm dünyayı etkileyen Covid-19 salgınıyla birlikte iş yükü artan hekimlerin giderek artan mutsuzluk nedenlerini incelediğimizde karşımıza birçok etken çıktı. Yaşamlarını insan sağlığına ve onların iyileşmesine adayan hekimler ne oldu da son yıllarda mutsuz, umutsuz ve yılgınlar” diye soruyor ve devam ediyor; “Hekimlerle konuşulup dertleşildiğinde en çok erken emeklilik konusunu gündeme getirdiklerini görüyoruz. Kendisi mutsuz olan hekim hastalarına şifa dağıtmakta zorlanınca ‘doğal olmayan’ hasta-hekim iletişimi gerçekleşiyor” diyor. Peki hekimlerin sorunlarından habersiz hastalar, aile hekimlerine ve hastanelere hangi beklentilerle başvuruyor?
HASTALARIN HEKİMLERİNDEN BEKLENTİLERİ
*Aile Sağlığı Merkezinde veya hastanede derdime çare bulacağım.
*Hekimler tüm sorunlarımı anlayacak.
*Sadece bedensel sorunlarıma değil sosyal sorunlarıma da çözüm bulacak.
*Doktorlar sosyal statülerinin yüksekliği nedeniyle çok yüksek maaş aldıkları için benimle yakından ilgilenecek
HEKİMLERİN DÜŞÜNCELERİ
Hekim cephesinde ise durum farklı ilerliyor. Hekimler bir yandan görevlerini yerine getirmeye çalışırken bir yandan da kendilerine verilip tutulmayan sözler ve ellerinde olmayan sorunlarla boğuşuyorlar.
*Sınırlı olanaklar ile elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz
*Bütün sorunları (özellikle de sosyal sorunları) çözebilmemiz mümkün değil
*”Önce zarar verme” yaklaşımından “önce zarar görme” düşüncesine odaklandık
*Her girişimin kâr-zarar hesaplamasını yapmakta çok zorlanıyoruz.
*Her gün yaşadığımız şiddet-hakaret-usulsüz talepler nedeniyle endişe ve korku içindeyiz
*Sosyal statümüz ve ekonomik gelirimiz çok geriledi
*Mutsuz hekimin hastasına şifa veremeyecek olduğunun farkındayız.
MUTSUZLUĞUN EN ÖNEMLİ NEDENİ
Prof. Dr. Ersin Akpınar, hekimlerin mutsuzluğunun en önemli nedeninin, kendilerini, gereğinden fazla çalışmalarına rağmen desteklenmemiş hissetmeleri olduğunu söyleyerek “Siyasetçilerin abartılı sözler verdiğini duyuyor ve hastalara sağlık hizmetinin neden vaatleri yerine getiremediğini açıklamak zorunda kalıyoruz. Her olumsuz veya karşılanamayan talep karşısında hastalara cevap vermekte zorlanan biz hekimler, sistem tarafından desteklenmek yerine sistemle savaşıyormuş gibi hissediyoruz” diyor ve devam ediyor; “Özellikle aile hekimliği uygulamalarında, kişiyi hastalanmadan korumak için mücadele verilmesi gerekirken, daha çok hasta bakmayı öne çıkaran teşvik ödemelerinde ne kadar hasta bakarsan o kadar çok teşvik ödemesi” alırsın yaklaşımı var. Bu yaklaşımın toplum sağlığını iyileştirebileceğini ve sağlığın korunmasını sağlayabileceğini düşünmüyoruz.”
SONUÇ VE ÖNERİLER
Prof. Dr. Ersin Akpınar, “Çalışmamızda, hekimlerin ilk fırsatta emekli olmayı düşündüklerini gördük. Dünyada Covid-19 salgınıyla birlikte birçok alanda sorunlar yaşanırken en büyük sıkıntının sağlık sisteminde ve sağlık çalışanlarının mesleki ve özel hayatlarında yaşandığı çok açık. Bu nedenle hekimlerin ve sağlık çalışanlarının çalışma şartlarının iyileştirilmesinin, gelecek kaygılarını azaltacağına ve yaşam doyumlarını yükselteceğine inanıyoruz. Hasta ile hekim arasında doğallıktan uzak ilişkilerin normale dönebilmesi için sağlıkta şiddetin önlenmesi ile ilgili yasal düzenlemelerin yapılması ve toplumun bu konuda bilinçlenmesi gerekiyor. Gelişen teknolojilerin sağlık hizmet sunumuna entegrasyonu, makine öğrenme ve yapay zekânın kullanımı ile sağlık hizmet sunumu ile hasta-hekim iletişiminde yaşanan zaman kaybı önlenebilir. Bu yolla hekimlerin sosyal statülerinde ve saygınlıklarında özlenen noktaya gelmeleri mümkündür. Bunun dışında sağlık sektörünün blockchain uygulamaları da yasal mevzuatla birlikte çağın hızına uygun şekilde hayata geçirilmelidir. Dünyada sağlık teknolojileri kullanılarak geleneksel sağlık sistemiyle bütünleşen evrensel bir dijital sağlık sistemi oluşturulması şarttır. Böylece tedavi edici sağlık hizmetlerinin yüksek maliyetlerini azaltmak ve toplum sağlığını geliştirip yaşam kalitesini artırmak mümkün hale gelecektir” dedi.