Hollywood tarafından yaratılan canavar efsaneleri
Hepimizin severek izlediği vampir veya kurt adam gibi efsanevi figürlere dair bildiğimiz birçok şey aslında halk hikâyelerinden değil, Hollywood tasvirlerinden geliyor.
CADILARIN DERİSİ YEŞİLDİR
1939'dan önce cadılar, tam olarak insanı cilt tonuna sahip olmasa da parlak kırmızı veya turuncu yüzlerle tasvir ediliyordu. 1939 yılında Oz Büyücüsü filmi çekildi ve cadılara dair algıyı yeniden şekillendirdi. Filmdeki cadı, orijinal kitapta yeşil tenli değildi ama yapımcıların farklı planları vardı. O zamandan beri de cadılar genelde yeşil olarak tasvir ediliyor.
VAMPİRLER GÜN IŞIĞINDA YANAR
Vampirlerin güneşte yanması, vampirlerle ilgili klâsik bir efsanedir. Ancak bu en popüler vampir olan Drakula'dan veya herhangi bir efsaneden gelmiyor.
Bir Drakula uyarlaması olan Alman yapımı Nosferatu, gün ışığında ölen ilk vampir uyarlamasıydı. Drakula romanında güneş vampirleri zayıflatsa da onları öldürmüyordu. Ancak filmin daha çarpıcı olması için Nosferatu'nun yanarak öldüğü bir sahne yaratıldı.
FRANKENSTEIN'IN CANAVARI YEŞİL
Mary Shelley, orijinal romanında Frankenstein'ın canavarını "sarı tenli" olarak tanımlar.
Film uyarlaması için zamanın teknik kısıtlamaları nedeniyle yeşil yüz boyası seçildi. Maviler ve yeşiller, siyah beyaz filmde korkunç bir beyaz gölge olarak göründü ve bu, Boris Karloff'un oyuncu kadrosunun geri kalanından öne çıkmasına yardımcı oldu. Sonunda karakter, tanıtım afişlerinde yeşil olarak tasvir edildi ve canavar için yeni bir renk doğdu.
BİR KURT ADAM TARAFINDAN ISIRILMAK
1935 yılında Werewolf of London filminde, kurt adamların bir insanı kurt adama çevirmek için ısırması gerektiğine dair bir sahne çekildi. Filmde kullanılan bu gerçeklik muhtemelen vampir folklorüne dayanıyordu. Bu sahne, diğer yapımlar için de bir başlangıç oldu.
Kaynak: Mental Floss