İbrahim Yıldız yazdı: Rezerv ligi kim öldürdü?
Habertürk Spor yazarı İbrahim Yıldız, Kulüpler Birliği'nin ortak imzayla sunduğu yarışmacı rezerv lig önerisinin Türkiye Futbol Federasyonu tarafından dikkate alınmadığını ve "Elinizdeki oyunculardan ikinci bir takım kurun, aranızda oynayın" şeklinde kulüpleri şaşırtan bir karar çıktığını yazdı
Futbol Federasyonu’nun uygulamalarını masaya yatırdıkça “bu nasıl iş” demekten kendimizi alamıyoruz.
Bilindiği gibi federasyonun planlama bölümü var. Bir yığın da antrenör federasyondan ücret alıyor. Milli takımlarda görev yapanlar dışında, Türk futbolunun gelişimi için kadroda bulunanlarda var. Üstelik bu antrenör sayısı oldukça fazla.
İşsizliğin yaşandığı futbol sektöründe, bu tür uygulamalar olağan karşılanabilir.
Ancak planlama bölümü Türk futbolunun kalkınması için neler düşünüyor? Ya da hangi planları yapıyor? Açıkçası bilinmiyor…
Oysa her sezon transfere büyük para harcayan kulüpler, “bu iş böyle gitmez…” diyerek arayış içerisindeler.
Yani bir anlamda federasyonun yapması gerekeni “iş başa düştü...” diyerek kendileri yapmaya çalışıyorlar.
Son bir yıldan bu yana Kulüpler Birliği'nin hemen hemen her toplantısında gündeme gelen en önemli konulardan birisi de şüphesiz rezerv lig çalışmalarıydı.
Kulüpler altyapılarında büyük emek vererek ortaya çıkardıkları oyunculardan ya da Anadolu’nun çeşitli takımlarında keşfettikleri gençleri kadrolarına almalarına karşın bir türlü istedikleri şekilde istifade edememekten şikayet etmekteydiler.
Fenerbahçe, Trabzonspor ve özellikle Göztepe kulüplerinin başkanları çok dertliydi bu konuda. Çünkü keşfedilen oyuncuların, Süper Lig'de oynamadan önce tecrübe kazanmaları için çeşitli takımlara kiraya verildiğini ancak bu oyuncuların gittikleri liglerde çoğu kez hiç oynama fırsatı bulamadıklarından yakınıyorlardı.
KULÜPLER İSPANYA MODELİNİ ÖNERDİ
Sonuçta kulüplerin profesyonelleri çözüm önerilerini bağlı bulundukları kulüp yönetimlerine oradan da Kulüpler Birliği’ne getirdiler.
Bu sorunu ciddi biçimde ele alan Kulüpler Birliği bir yıla yakın bir süreçte titiz bir çalışma yaptı.
Avrupa'daki örnekler incelendi. Türkiye'nin yapısına uygun en gerçekçi yöntem belirlendi. Göztepe Kulübü, bu yöntemi futbolumuzun kurtuluşu için atılması gereken bir adım olarak görürken, Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu, “olmazsa olmaz“ diyerek en ateşli destekleyici olarak öne çıkıyordu.
Sonunda Kulüpler Birliği aradığı modeli bulmuştu…
Üzerinde hemfikir olunan çözüm, tıpkı İspanya’da olduğu gibi gençlerin rekabetçi koşullarda profesyonel liglerde mücadele ederek tecrübe kazanmalarıydı.
Belirli kurallar çerçevesinde, B takımı kurulması önerisini Futbol Federasyonu'na ilettiler.
Böylece önümüzdeki yıllarda umut beslenen genç oyuncular daha iyi yetişeceklerdi.
Mehmet Sepil başkanlığındaki Kulüpler Birliği büyük bir gayretle konuyu federasyonun gündemine almasını sağladı.
Kulüpler kendi isimlerini taşıyan ikinci takımlarının, üçüncü liglerde çeşitli gruplarda oynamasının o grup takımlarına da katkı sağlayacağı düşüncesindeydiler.
Ayrıca A takıma giremeyen oyuncuları tecrübe kazanacaklar, hazır olacaklardı. Kulüpler Birliği’nin umudu bu yöndeydi.
FEDERASYON KULÜPLERİN İSTEĞİNİN TAM TERSİNİ YAPTI
Herhangi bir tartışmaya neden olmamak için, “ortak imza” ile konu Futbol Federasyonu'na iletildi.
Federasyon, gelen bu talebi anlaşılan incelemeden, “Elinizdeki oyunculardan ikinci bir takım kurun, aranızda oynayın” diye şaşırtan bir karar aldı.
Oysa bu yöntem daha önce denenmiş ve başarılı olmamıştı. Kulüplerin isteği ile örtüşmeyen bambaşka bir model yeni bir lig olarak kamuoyuna aktarıldı.
Konuyla ilgili konuştuğumuz kulüp temsilcileri, “Şampiyonluğun ya da sonunculuğun olmadığı amaçsız bir lig ne fayda sağlar. Başarıya endeksli bir model olmadığı ortada. 10 yıl önce denenen model hiçbir yarar sağlamaz. Bizim önerimiz anlaşılan hiç incelenmemiş. Amacımız, yedek kalan oyuncuların yarışmacı bir ligde daha verimli ve hazır hale gelmesiydi. Bize önerilen yöntem tamamen baştan savmacı bir uygulama” diye kararı eleştirdiler.
FUTBOLUN GELECEĞİNİ DÜŞÜNEN YOK
Süper Lig’de yer alan 21 takımdan 3 kulübün federasyonun yöntemine “evet” demesi düşündürücü elbette. Bir anlamda dağ fare doğurdu diyebiliriz.
Ölü doğan bir proje olarak rafa kalktı gördüğünüz gibi.
Oturup konuşulmadan, tartışılmadan, iyi ve kötü yanları masaya yatırılmadan karar verirseniz sonuç hayal kırıklığı olur ister istemez.
Büyük umut beslenen rezerv lig; kulüpler yüzünden değil, Futbol Federasyonu tarafından daha doğmadan öldürüldü…
Futbolun geleceği için kafa yoranlar, çaba gösterenler bir kez daha hayal kırıklığı yaşamanın hüznüyle baş başa kaldılar ne yazık ki…