Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya İsmail Haniye'nin öldürülmesi sonrasında Hamas'ın geleceği ve bölgesel dinamikler | Dış Haberler

        İsmail Haniye'nin öldürülmesi, Orta Doğu'daki mevcut gerilimlerin daha da artmasına sebep olabilecek önemli ve sembolik bir eylem. Bu olay, Kasım Süleymani'nin öldürülmesine verilen sembolik ve kontrollü tepkiye benzer bir yanıtla karşılanabilir. Ancak bu tür bir gelişmenin Nisan ayında yaşanan senaryoların tekrarlanmasına yol açması pek olası görünmüyor. Haniye'nin öldürülmesi, İsrail'in stratejik hedefleri, Hamas'ın geleceği ve bölgesel dinamikler üzerindeki etkileri açısından kapsamlı bir şekilde incelenmesi gereken önemli bir gelişme.

        İsmail Haniye'nin siyasi hayatı ve Hamas'taki rolü

        İsmail Haniye, 1963 yılında Gazze Şeridi'nde doğdu ve 2006 yılında Hamas'ın siyasi liderliğine yükseldi. Haniye, Hamas'ın Gazze'deki kontrolünü pekiştirmesinde ve örgütün Filistin'deki siyasi etkisini artırmasında önemli bir rol oynadı. 2007 yılında Gazze'de Filistin Yönetimi'ne karşı düzenlenen kanlı bir darbe ile Hamas'ın Gazze'deki tam kontrolünü sağlamasında kilit bir figür oldu. Haniye'nin liderliği altında Hamas, Gazze'de sosyal hizmetler, eğitim ve sağlık gibi alanlarda önemli faaliyetler yürütmüş, ancak aynı zamanda İsrail'e karşı silahlı direnişini her zaman sürdürdü.

        REKLAM

        Haniye'nin öldürülmesinin anlamı ve İsrail için başarı kriterleri nelerdir?

        İsrail için Haniye'nin öldürülmesi büyük ölçüde sembolik bir anlam taşıyor. İsrail'in asıl hedefi, Hamas'ın askeri kanadının lideri Yahya Sinvar gibi figürleri etkisiz hale getirmek. Sinvar'ın uzun zamandır tek başına hareket ettiği iddiaları, Hamas'ın askeri kanadının lehine dengelerin değişmesine neden olabilir. Haniye'nin öldürülmesi, İsrail'in İran'a karşı yürüttüğü stratejik mücadelenin bir parçası olarak değerlendirilebilir.

        İsrail, Haniye'yi hedef aldığını Ekim ayında açıkça duyurmuştu. MOSSAD, planlarını açıkça yapmış ve İsrail Savunma Bakanlığı, tüm tepe kadroyu öldüreceklerini ilan etmişti. Bu saikle Haniye'nin Katar ve Türkiye'den çıkmasını bekleyip hemen vurmuşlardır. Bu saldırıdan kısa bir süre önce ABD'ye bilgi verilmiş olabilir. Bu tür suikastlar, bölgesel bir savaşın fitilini ateşlemez zira savaşın matematiği, aktörler ve ateş güçlerine dayanır. "Öfke" savaş çıkarmaz. Ama gerilimi tırmandırır.

        REKLAM

        İsrail'e karşı potansiyel bölgesel tehditler

        İran: 2011'den beri koruduğu Suriye'nin başkentindeki büyükelçilik binası vurulunca, İsrail'e elindeki tüm askeri imkanlarla saldırmayı denemiş, ancak karşısında uluslararası bir koalisyon bulmuştu. Yaptığı 300 balistik füze, seyir füzesi ve SİHA atışlarından sadece 3 tanesi hedefe ulaştı. Bu, İran'ın konvansiyonel tehdit olma iddiasını kaybettiğini gösteren önemli bir durum. Ve İran olası bir savaş durumunda hiçbir Müslüman ülkenin kendisine destek olmayacağının da farkında.

        Hizbullah: 100 binden fazla füzesi olduğu düşünülmesine rağmen, Ekim 2023'ten beri İsrail ile sadece kontrollü çatışmaları tercih etmiştir. Savaş durumunda tehdit ettiği İsrail’in kuzeyi zaten boşalmıştı ve bu durumda oynayacak kartı da oldukça az.

        Ensarullah (Husiler): Stokholm Anlaşması'ndan sonra ekonomik can damarları olan Hudeyde Limanı'ndaki hakimiyetlerine kimse dokunmaz diye düşünüyorlardı ve bu rahatlıkla hareket ediyorlardı. 2018'den beri bir kurşun sıkılmamış limanı İsrail geçen hafta yerle bir etti, Husiler buna karşılık vermedi. Zira eyleme geçtiklerinde ABD’nin başımı çektiği koalisyon gücünün karşı saldırı haline geçeceğini biliyorlar.

        REKLAM

        Hamas: Gazze'deki toplam 24 Hamas tugayından 20'sinin 7 Ekimden buyana etkisiz hale getirildiği iddia ediliyor. Geri kalan 4 tugayın çoğu tünellerde. İsrail, zamanla erzak yardımlarını engelleyerek Hamas’ı halkla karşı karşıya getirecektir. Batı Şeria'da ve İsrail içinde Hamas’ın eylemi yapacak kadar gücü kalmadığı görülüyor.

        Haşd El-Şaabi: 200 bin kişilik bu İran destekli milis gücü, İran’ın sahada son beş yıldan buyana en etkili gücü konumunda. ABD'nin sert ateş gücü ile yeni bir 2020 yaşamamak için temkinli davranıyor. İsrail'e havadan saldırı için imkanları çok kısıtlı. En yakın kara gücü ise Suriye Deyr Ez-Zor'da olup, İsrail sınırına güvenli nakil yolu bulunmuyor. Haşti Şaaabi ancak terör örgütü PKK’nın yol vermesi ile İsrail sınırına geçiş yapabilir. Ancak ABD’nin de bu duruma izin vermeyeceği açık.

        Esad / Suriye Rejimi: Gazze savaşı başladığından bu yana kısık sesli açıklamalar dışında konuya müdahil olmadı. İsrail'in Şam rejimini sadece hava saldırılarıyla dahi yıkabileceğinin farkındadır. Bu nedenle endişe yüksek. Özellikle İsrail uçaklarının Esad’ın evinin üstünde dört yıl içinde dört kez alçak uçuş yaptığını düşünecek olursak Şam ve Tel Aviv arasındaki toksikleşmiş ilişkiler Esad’ı sakin kalmaya ve Rusya-Türkiye denklemine doğru çekmeye zorlayacaktır.

        REKLAM

        Suudi Arabistan: Filistin sorununda son 12 yıldan buyana olağanüstü cılız ses çıkarmayı ya da ve sessiz kalmayı tercih ediyor. Özellikle Hamas konusunu görmezden ve duymazdan gelmeyi tercih ediyor. Bu süreçte Suudi yönetimi Muhammed Dahlan Projesine yeşil ışık yakıyor. Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas’ın ileri yaşta olması gibi nedenlerle de Filistin için yeni bir aktör planında BAE ile aynı safta duruyor.

        Özellikle Husilerin Yemende bir güç halinde dönüşmesi, Suudilerin milyonlarca dolar para harcamasına rağmen Husileri alt edememesi bölgede dikkatli hareket etmeye zorluyor. Öyle ki Suudi Arabistan Yemen sınır hattında Şii kökenli Arap kabillerin yaşaması Suudi yönetimini yeterince tedirgin ediyor. Ve dahası Husilerin Suudilerin en büyük şirketi Aramco'ya saldırma ihtimali Riyad’ı İsrail ile doğrudan ilişki kurmaktan geri tutarken bir yandan da Suud krallığı Filistinli Arapların ölümünü şimdilik sadece izliyor.

        Ürdün: Filistin konusunda en riskli ve en içe kapanık duran ülke Ürdün. Zira ülkedeki yerleşik göçmen Flistinliler Ürdün siyasetini ürkütüyor. Ancak en riskli tablo ise Ürdün'ün uzay savaşlarını izlercesine kendi hava sahasında cereyan eden füzeler savaşı. Ürdün bu savaşı er yada geç kendi hava sahasından karaya düşebilecek bir füze ile bu savaşa dahil olmaktan korkuyor. Ürdün İran'dansa İsrail'le daha yakın durmayı tercih ediyor. Zaten İsrail istihbaratının en hareketli olduğu ülkelerden biri olarak bilinir.

        REKLAM

        Rusya: İran'ın kazanmasından yana olsa da kaybetmesinden de rahatsız değil. Zira aralarındaki ilişki müttefik ilişkisi değil. İsrail ve ABD'nin İran'dan temizlediği her bölgeyi Moskova etkisine alabileceğini bildiğinden hiçbir bölgesel senaryoda kaybetmiyor. Dünyanın gözünün Ukrayna'dan Ortadoğu'ya dönmesini tercih edebileceğini söylemek mümkün.

        Mısır: Şu ana kadar bu savaşın kendisine sıçramaması için Gazze'deki ölümleri izlemeyi tercih etti. Öyle ki kapılarını kapalı tuttu. Hamas'ın Sina yarım adasındaki kabilelerle olan ilişkisi Sisi ve yönetimini ürküten bir durumdu. Bu nedenle kapıları açmama eğilimi sürdürdü.

        Türkiye: Filistin kartını oynarken daha dikkatli adımlar planlaması muhtemel ve akılcı. Zira Ankara-Haniye ilişkisi rasyonel bir dil üstüne kuruluydu. Ancak İsmail Haniye’nin öldürülmesi ile birlikte Hamas içindeki dengelerin değişeceği belli. Hamas’ın üçe bölüneceği ve Hamas içindeki İran etkisinin en sert hali ile hissedileceği görülüyor. Türkiye’nin Hamas’la yeni dönemde kuracağı ilişkiler Hamas’ı siyasete çekebilir, Hamas’ın Hizbullah’laşmasını engeller. Ancak Hamas’la ilişkiler kurulmaz ise süreç Hamas’ın İran etkisine sürükler ve üçe böler.

        REKLAM

        Bölgesel ve uluslararası tepkiler

        Haniye'nin öldürülmesi, Hamas'ın askeri kanadının güçlenmesine ve bölgedeki gerilimlerin artmasına neden olabilir. Hamas'ın askeri kanadının lideri Yahya Sinvar'ın uzun zamandır tek başına hareket ettiği iddiaları, Haniye'nin ölümünden sonra daha da güçlenebilir. İsrail'in, Haniye'nin Katar ve Türkiye'den çıkmasını bekleyip vurduğu ve bu saldırıdan kısa bir süre önce ABD'ye bilgi verdiği düşünülüyor.

        İran, Haniye'nin öldürülmesinin ardından uluslararası topluma çağrıda bulunarak İsrail'e karşı harekete geçilmesini istedi. ABD'nin İsrail'i savunma hakkını vurgularken, Rusya ve Çin, Haniye'nin öldürülmesini kınadı. Türkiye, Haniye'nin öldürülmesine şiddetle tepki gösterdi ve Filistinlilere destek vereceğini açıkladı.

        Bu durumda Hamas'ın geleceği?

        REKLAM

        Haniye'nin öldürülmesi, Hamas'ın iç dengelerinde önemli değişikliklere neden olabilir. Haniye'nin ölümü, Hamas'ın askeri kanadının güçlenmesine yol açabilir ve örgüt içindeki daha radikal unsurların etkisini artırabilir. Yahya Sinvar'ın liderliğindeki askeri kanadın, Haniye'nin ölümünden sonra daha fazla inisiyatif alması beklenebilir. Hamas'ın askeri kanadı, İsrail'e karşı daha sert ve doğrudan eylemler planlayabilir.

        Bu durum, Gazze'deki sivil halk için daha fazla zorluk anlamına gelebilir. İsrail'in Gazze'ye yönelik operasyonları artabilir ve bölgedeki insani durum daha da kötüleşebilir. Hamas'ın askeri kanadının güçlenmesi, Gazze'deki diğer silahlı gruplar üzerinde de baskı oluşturabilir ve iç çatışmalara yol açabilir.

        Sonuç ve geleceğe dair öngörüler

        Haniye'nin öldürülmesi, Orta Doğu'daki mevcut güç dengelerini etkileyecek önemli bir gelişme. İsrail'in bölgedeki liderleri hedef alma stratejisi devam edebilir ve bu durum, Orta Doğu'daki güç dengelerini etkilemeye devam eder. Hamas'ın askeri kanadının güçlenmesi, bölgedeki gerilimlerin artmasına ve daha fazla şiddet olaylarının yaşanmasına neden olabilir. Ancak, bu tür gelişmelerin büyük bir bölgesel savaşı tetiklemesi pek olası gözükmese de, burası Orta Doğu. Kim bilir?

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ