Kırılan ayna gerçekten uğursuzluk mu getirir?
Aynalar, her daim ilginç inanışların başında gelmiştir. Özellikle bir aynanın kırılması uğursuzlukla ilişkilendirilir. Bu batıl inancın Yunanlılar ve özellikle Romalılar'dan geldiği düşünülüyor.
Yunanlılar, bir kişinin sudaki yansımasının kişinin ruhunu açığa çıkardığına inanıyordu. Yansımayı sağlayan kırık bir ayna, saf ruhun bozulması demekti.
Ancak cilalı metal yüzeylerden ayna yapmayı öğrenenler ve tanrılarının bu araçları kullanarak ruhları gözlemlediğine asıl inananlar Romalı zanaatkarlardı.
Bir aynaya zarar vermek o kadar büyük bir saygısızlık olarak görülüyordu ki insanlar, tanrıların bu kadar dikkatsiz birine kötü şans yağdırmaktan başka bir şansı olmadığını düşünüyordu.
Başka bir inanışa göre; ayna kırıldığında zarar gören ruh, yaralarından sorumlu olan kişiden intikam almaya çalışırdı. İntikam şekli değişirdi ancak genellikle kızgın ruh yakın bir arkadaşın veya evdeki birinin hayatını kaybetmesine neden olurdu.
Üçüncü yüzyılda aynalar camdan yapılmaya başlayınca kırılmalar çok daha yaygın hale geldi. Bu durum, inancın da güncellenmesini sağladı.
Romalılar, artık fazlasıyla kırılan aynaların ardından gelen kötü şansın sonsuza kadar süreceğine inanmadı. Vücudun her yedi yılda bir kendini yenilediğine ve iyi şansın her yedi yılda bir yeniden oluştuğu düşüncesini benimsediler. Ancak yedi yıl içinde kişi, birçok talihsiz konuyla uğraşmak zorunda kalacaktı.
