Burak Deniz: ‘Karakterde kendimi kaybetmek istiyorum’
Yakında SHOW TV ekranında izleyiciyle buluşacak 'Aşk Laftan Anlamaz' adlı dizide başrolü Hande Erçel ile paylaşan Burak Deniz, "Dizinin senaryosundan çok etkilendim, çok nükteli yazılmış bir romantik komedi" diyor. Yakışıklı oyuncu, "Sadece dış görünüş olarak değil yetenek olarak da anılmak isterim. Hep daha fazlasını, daha iyisini yapmak, karakterde kendimi kaybetmek istiyorum" diye konuşuyor
Neziha KARTAL / HABERTÜRK MAGAZİN
SON dönemin en beğenilen oyuncularından Burak Deniz, yeni dizisiyle hayranlarını tekrar ekrana bağlayacak. Bi Yapım’ın SHOW TV’de yayınlanacak olan dizisi ‘Aşk Laftan Anlamaz’da yakışıklı holding sahibi Murat’ı canlandıracak. Kendisiyle Sarıyer’deki Fuat Paşa Yalısı’nda buluştuk. Smokinini giyip yanımıza geldi ve fotoğraf çekimi başladı. Avluda başlayan çekimler özel süitte devam etti. Fotoğraf çekiminin ilk bölümünü tamamladıktan sonra sakin bir yere geçip röportajımızı yaptık. Röportajın bitiminde bu kez hedef Kilyos sahiliydi. Orada da fotoğraf çekimi yapıp günü bitirdik. Aklımda kalan şey Burak Deniz’in bitmeyen enerjisi ve kahkahalarımız oldu...
‘SETLER BENİM İÇİN OKUL’
■ Sanat tarihi okumuşsunuz. Buna sizi ne yöneltti? O dönem konservatuvar sınavlarına girmeyi düşünmediniz mi?
Aslında başlarda konservatuvara gitmek istiyordum. Önümde kısa bir süre vardı ve sınavlara hazırlanamayacağımı fark ettim. Sanattan bağımsız bir şey okumak istmediğim için sanat tarihine karar verdim.
■ Sanat tarihi okurken merak ettiğiniz ve “İleride o dönemde geçen bir projede yer almak isterim” dediğiniz bir dönem var mı?
Ortaçağ döneminde geçen bir projede yer almayı çok isterdim. Çok merak ettiğim ve sanat tarihi açısından da ilgilendiğim bir dönem.
■ Ortaçağ’da sizi çeken şey nedir?
Teknolojinin olmaması. Bu yüzden de insanlar sürekli üretiyor. Biz her şeyin keşfedildiği, bilimin ayrıntılarla uğraştığı bir dönemde yaşıyoruz. O dönemin icatları hayatı etkiliyordu. Şimdi birbirinin uzantısı olan parçalara teknoloji diyoruz. Bu da bizi sanattan uzaklaştırıyor.
■ Kariyerinize baktığımızda hep üstüne bir şeyler koymuşsunuz. Bu neyin getirisi?
Koservatuvar okumadığım için setler benim için okul. Setlerden kendime kalan zamanlarda workshop’lar ve oyuncu koçlarıyla kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Bir işten başkasına geçtiğimde öncekinde yapmadığım şeyleri yapmaya çalışıyorum. En temel olarak canlandırdığım karakterde kendimden farklı bir şey çıkarmaya çalışıyorum.
‘YAKIŞIKLILIK GEÇİCİ BİR ŞEY’
■ Aynı karakterin üzerinden giderek belli bir süre devam edebilirdiniz. Sadece yakışıklılığınızla da birçok iş alabilirdiniz. Bu, daha kolay olmaz mıydı?
Yakışıklılık ve güzellik geçici şeyler. Ben bu işi bedenim elverdiği ölçüde, ölene kadar yapmak istiyorum. Her zaman gelişmem, elimde olanla yetinmemem gerekiyor. Bana gelen işlerin büyük bir çoğunun sebebi çirkin bir adam olmamam belki ama sadece oradan bakılsın istemiyorum. O alandan yürümek istemiyorum. İnsanlar “Bu adam bu işi yapıyor” desin istiyorum. İşini seven herkes için onu yapmak bir lütuftur. Ben bu lütfun hakkını vermek istiyorum. Öbür türlüsü beni tatmin etmiyor. Öyle obsesif bir tarafım da var. Karakteri en uç nereye götürebilirimin derdindeyim.
■ İlerisi için oyunculuğa dair planlarınız nelerdir?
Dediğim gibi gelişim benim için çok önemli. Sadece dış görünüş olarak değil yetenek olarak da anılmak isterim. Hep daha fazlasını, daha iyisini yapmak istiyorum. Aklımda daha çok karakterin önde olduğu işler var. Karakterde kendimi kaybetmek istiyorum. Kaydı kestiğimizde “Ne yaptım?” demeliyim. Şu an olduğum adamdan çok farklı durup çok farklı konuşup farklı bir adam gibi göründüğümde o beni iyi hissettirir. Böyle bir karakter beni gerçekten tatmin eder.
‘Dizinin senaryosundan çok etkilendim’
■ ‘Aşk Laftan Anlamaz’da sizi etkileyen şey ne oldu?
İlk başta senaryo oldu. Öyle vıcık vıcık romantik komedi değil. Çok nükteli yazılmış, ilk okuduğumda senaryonun ham haline güldüm. Diyalogların çok temiz ve ağza uygun olması beni çok etkilemişti. “Ben bunu nasıl söyleyeceğim?” demiyorsun, çünkü cümleler akıyor. Bu da senaryoyu güzel kılıyor. Gelen işlerin içinde ilk sırada bu iş vardı. Döndüm, dolaştım ve onda karar kıldım.
■ Dizide canlandırdığınız Murat nasıl biri?
Holding sahibi bir işadamı. Aşka inanmıyor ama bu durum karşısına Hande Erçel’in canlandırdığı Hayat çıkınca değişecek. Özgüvenli; yakışıklı olduğunun da, zengin olduğunun da, kızların ilgisinin de farkında. Gücünü kötüye kullanmıyor. Çok disiplinli ve işkolik. Her şeyin fazlası zarar. Her şeyin düzenli olmasını isteyen obsesif bir yanı var. Bu da olumsuz yanı.
‘Ekranda arzulanan bir adam olması gerekiyor’
■ Fiziğinizi korumak için neler yapıyor, nelere dikkat ediyorsunuz?
Çok göz önünde bir iş yapıyoruz ve ekranda arzulanan bir adam olması gerekiyor. Sağlıklı bir adam görmek istiyor seyirci. Ben sağlığıma ve yediklerime dikkat ederim, sağlıklı beslenirim. Şu sıralar yoğun olduğum için pilates ve salon sporları yapıyorum. Eskiden buz hokeyi oynuyordum. Daha sonra bıraktım.
‘Kenan İmirzalıoğlu’nu ne kadar zorlayabileceğimi görmek isterim’
■ Şu an birçok fanınız var ve gençler tarafından büyük ilgi görüyorsunuz. Sizin çok beğendiğiniz biri var mıydı?
Hayran olduğum ve kıskandığım biri vardı. Ben deli bir ‘Harry Potter’ hayranıydım. Sonradan çirkinleşti ama ilkokuldayken Draco Malfoy’a hayrandım. Saçları ve tavırları bayağı gıcık bir çocuktu. O zaman iyi kötü hikâyesi içinde çok dikkatimi çekmişti.
■ Peki bir projede birlikte rol almak, çalışmak istediğiniz biri var mı?
Haluk Bilginer’le çalışmak istiyordum, zaten çalıştım. Hatta onu ben öldürdüm. Haluk Abi’yi öldürmek benim için büyük şerefti. Çalıştığım herkesten bir şeyler öğrendim, iyi ki çalışmışım. Bir de Kenan İmirzalıoğlu’yla çalışmak isterdim. Ne yapıyor, nasıl bu kadar etkileyebiliyor anlamak ve onu ne kadar zorlayabileceğimi görmek isterdim.
‘Hande sürekli motive olan ve eden bir partner’
■ Dizideki partneriniz Hande Erçel’le uyumunuz nasıl? Partner çok önemli ve ben Hande’yle çalışmaktan çok mutluyum. Çok keyifli, iş yürüsün isteyen, pozitif enerjili biri. Sette bu gerçekten çok önemli. Hiç kolay bir iş yapmıyoruz, bir de sürekli sıkıntı çıkaran biri olsa çok zor olurdu. Hande sürekli motive olan ve karşısındakini de motive eden biri.
‘Yaşamayı seven, aşka inanan bir adamım’
■ Dizide Hayat’la Murat arasında nasıl bir aşk yaşanacak?
Gerçek hayatta da aynı karakterlerle ilişki yürümüyor. Çok kavga etmek iyidir. Hayat, Murat’ın tam tersi. İş bulmak zorunda olduğu için şirkete geliyor. Bulamazsa annesi onu memlekete götürecek. Murat’ın karşısına bıcır bıcır, işten anlamayan ama zeki bir kız geliyor. O zamana kadar parası için onu isteyen kızlar var. Hayat öyle değil. Murat’ı buradan vuracak. Çok farklı karakterler olmaları onları bir yere götürecek. Aralarında ucu belli olmayan bir ilişki olacak.
■ Murat’la farklı yönleriniz neler?
Ben aşka inanırım, temel farkım bu. Murat işi gereği kendine keskin hatlar çizmiş. Ben yeni ve farklı şeylere açığım. Yaşamayı seven bir adamım, onun kadar işkolik olabilir miydim bilmiyorum.
‘Kadir İnanır’a benzetilmek çok güzel bir duygu’
■ Kadir İnanır’a benzerliğinizle ilgili çok fazla yorum okudum. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Benzetildiğim adam Kadir İnanır. Yeşilçam deyince kaç kişi geliyor ki akla? Ona benzetilmek çok güzel bir duygu. Geçenlerde bana ‘Karagözlüm’ filminden bir fotoğraf gösterdiler. Hakikaten çok benziyoruz.