Didem Arslan Yılmaz'dan konuşma süreleriyle yanıt
Koronavirüs tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de hızla yayılmaya devam ederken herkesin gözü kulağı yetkili kurullarla birlikte bu konularda çalışmaları olan profesörlere çevrildi. Bu duyarlılıkla yayın yapan Habertürk TV'deki Türkiye'nin Nabzı programında başta maske kullanımı olmak üzere hayati konuların alanlarında uzman profesörlerce konuşulurken tansiyon yükseldi. Katılımcılardan Prof. Dr. Mehmet Çilingiroğlu, herkes gibi görüşlerini dile getirirken açık oturumun doğasındaki 'diyalog'u sözünün kesilmesi olarak değerlendirdi ve yayındaki diğer doktorları da yok sayarak yayını 'monolog'a çevirmeye çalıştı. Didem Arslan Yılmaz'ın da sabrının taştığı anlar yaşanırken, Prof. Çilingiroğlu, yayından ayrıldı. Didem Arslan Yılmaz, konuşma sürelerini önce Twitter hesabında daha sonra Akşam Haberlerinde yayınladı. Prof. Çilingiroğlu, programda en çok konuşan isim...
Yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınının konuşulduğu Türkiye'nin Nabzı programında maske kullanımına ilişkin dikkat çekici tespitler ortaya konuldu.Habertürk TV'de Didem Arslan Yılmaz'ın moderatörlüğündeki programa California Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Çilingiroğlu, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Enfeksiyon ve Mikrobiyoloji Dalı Başkanı Prof. Dr. İlyas Dökmetaş, Beyinder Kurucu Başkanı, Habertürk yazarı Prof. Dr. Derya Uludüz ile halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan konuk oldu.
"ÖKSÜRÜK UZAKLIĞI FARKLI"
Prof. Çilingiroğlu, salgından korunmak için temizliğin şart olduğunu ancak maske kullanmanın da önemli olduğunu, "Yan etkisi mi var, bırak adam takıyorsa taksın" sözleriyle dile getirdi. Çekya'daki vakaların azalmasında maskenin önemli rol oynadığını kaydeden Çilingiroğlu, "Herkesin öksürük uzaklığı bile farklı. Bu 1.8 metre bilimsel bir şey değil. İnsanlar buna uymuyorlar bile" dedi. Gündelik yaşamdan örnekler veren Çilingiroğlu, asansöre kimlerle binildiğinin bilinemeyeceğini, maske takılmasının bir önlem olacağını söyledi. "Maske takın ama diğer uyarılara da uyun" diyen Çilingiroğlu, maskenin ikinci bakteriyel enfeksiyondan koruyabileceğini söyledi.
"KİM TAŞIYICI BELLİ DEĞİL"
Prof. Dökmetaş da maskenin başlangıçta hasta olanlara tavsiye edildiğini ancak bugün içinözellikle İstanbul'da çok fazla vakanın görüldüğünü hatırlatarak şunları söyledi: "Şu andaki verilere göre İstanbul'dahastamız çok ama bunun yüzde 30 kadarı asemptomatik insanlar. Yani belirti göstermeyen ama taşıyıcı olan... Kimin taşıyıcı, kimin hasta olduğunu bilmiyoruz. Ya maske takmalı ya da şal örtmeli mesela bayanlar. Belirli bir aşamada tutabilir, o anda maske yoksa. Bunların hepsinin korumada yerleri var."
"İSTANBUL'DA MASKE ŞART"
Dökmetaş, maskenin akılcı kullanılması durumunda birçok hastalıktan koruyacağını belirtti. N95 maskeler konusunda uyarıda bulunan Dökmetaş, "Bunları hekimler bulamıyor, sağlık çalışanları için N95 olmalı. Vatandaşlar için cerrahimaske olmalı" dedi. Evde bile sosyal mesafenin korunması gerektiğini altını çizen Dökmetaş, "Hastalığın başında 'herkes taksın' demek yanlış olurdu ama özellikle İstanbul'daki tüm insanlarımızınmaske takmasını öneriyorum" diye konuştu.
"G. KORE TV'LERİNE BAKIN"
Maske kullanımının önemine dikkat çeken bir başka isim Prof. Uludüz de Güney Kore ise Singapur, Hong Kong örneklerini anlattı. Bu ülkelerin SARS ve MERS gibi salgın deneyimleri olduğunu kaydeden Uludüz, "Şu anda Güney Kore televizyonlarını takip edin, maske takmanın ne kadar önemli olduğunu söylüyorlar. MERS salgınında o kadar şey öğrendiler ki, daha başlangıçta herkese test yapmaya başladılar. Süper taşıyıcılar var, riskleri iyi belirleyip önlemleri iyi almak gerekiyor" diye konuştu.
"MASKEDEN ÖNCE EVDE KAL"
Prof. İlhan ise maske kullanımı ile ilgili önerilerin güncellenebileceğini belirterek şunları kaydetti: "Bilim Kurulu var ve Sağlık Bakanlığı'nın sadece hastalık şüphesi olan ve sağlık çalışanlarının takması yönünde önerisi var. Ben 'Maske takın' mesajının doğru olmadığını söylüyorum. Çünkü bu 'Dışarı çıkabilirsiniz' anlamına da geliyor. 'Evde kal' mesajı vermek gerekiyor her şeyden önce."
CANLI YAYINDA SABRI TAŞIRDI
Maske kullanımı gibi salgınla mücadele konusunda hayati konuların konuşulduğu programın ilerleyen dakikalarında tansiyon yükseldi. Prof. Çilingiroğlu, herkese eşit sürede söz verilmesinin ardından açık oturumun doğası gereği yaşanan diyalogları sözünün kesilmesi olarak değerlendirdi ve programı 'monolog'a çevirmeye çalıştı. Moderatör Didem Arslan Yılmaz'ın müdahalesine karşın diğer konukları da yok sayan Çilingiroğlu, yayının gerilimini yükseltti ve yayından ayrılacağını söyledi. Didem Arslan Yılmaz'ın da sabrının taştığı anlar ekranlara yansırken Çilingiroğlu'nın yayından ayrılmasıyla birlikte program diğer konukların sakin yorumlarıyla devam etti.
EN FAZLA KONUŞMA SÜRESİ
Didem Arslan Yılmaz, Twitter hesabında Türkiye’nin Nabzı programındaki konuşma sürelerini yayınladı. Buna göre konukların konuşma süreleri şöyle:
45 dk. Prof. Dr. Mehmet Çilingiroğlu
20 dk. Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan
18 dk. Prof. Dr. İlyas Dökmetaş
12 dk. Prof. Dr. Derya Uludüz...
"SAYGISIZLIK DERECESİNDE"
Didem Arslan Yılmaz, Akşam Haberleri yayınında da Türkiye'nin Nabzı'nda yaşananları anlattı. Programda dört konuğu olduğunu hatırlatan ve konuşma sürelerini dakikalarıyla paylaşan Yılmaz, en çok konuşan ismin Prof. Dr. Çilingiroğlu olduğunu belirterek, "Prof. Çilingiroğlu, Sayın Erdoğan ya da süreçle ilgili konuştuğunda asla sözünü kesmedim, programı bir daha izlemenizi tavsiye ederim" dedi. Yılmaz, şunları söyledi:
"Mehmet Çilingiroğlu, Türkiye'yi terk etti, 27 yıldır ABD'de sırça köşkünde yaşıyor. Burada Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu gibi kendisinden 10 misli değerli hekimler şehit oluyor, 600'ü enfekte olmuş durumda... Türkiye'yi sevme konusund buradaki hekimlerimize kimse ABD'den ders vermeye kalkmasın. Kaldı ki Türkiye'nin Nabzı'nı izleyen hakkaniyet sahibi izleyiciler programın yarısından daha fazla konuşan, yayındaki diğer profesör konuklara saygısızlık derecesinde ifadeler kullanan Mehmet Çilingiroğlu'na gereğinden fazla tolerans gösterdiğimize tanıklık ettiler. Ama hangi ruh halinde olduğunu bilemediğim Prof. Mehmet Çilingiroğlu, buna rağmen yayını terk ettiyse oturup ağlayacak halimiz yoktu. Kendi tercihi. Tartışma programında itirazlarını saygı çerçevesinde dile getiren bilim insanlarına 'Varsa bilimsel kurulunuz yapsın ne yapacaksa, Türkiye'den bu yüzden kaçtım' diyen birinin ne bana ne de çok değerli konuklarıma had bildirmesini halen daha kabul edilemez olduğunu düşünüyorum. Bazı troller sosyal medyadan, güya hükümeti övücü ifadeler kullandığı için kavga ettiğimizi ileri sürerek saldırmışlar. Bir önceki yayını ve dün akşamki yayını izleyenler bu iftiranın sahiplerine yakışır bir yalan olduğunu anlayacaklardır."