Menakıbname nedir? Türk edebiyatında ve anadolu sahasında yazılan menakıbnameler ve yazarları
Divan edebiyatında kaleme alınan eserler düzyazı formunda olan nesirler ve şiir formunda olan nazımlar olmak üzere iki ayrı biçim şeklindedir. Söz sanatlarına bolca yer verilen ve bu özelliği sebebiyle aydınlar camiasının bir edebiyatı olarak değerlendirilen Divan edebiyatında, tıpkı şiirlerde olduğu gibi düzyazılarda kendi içinde ayrı türlere ayrılmaktadır. Cümlelerin bağlaçlar kullanarak uzatıldığı, söyleyiş güzelliğine önem verilen bu nesir türlerinden bir tanesi de menakıpnamelerdir. Peki, tarihe mal olan kişiler ile ilgili hikayelerden oluşan menakıbname nedir? Ayrıntılar içeriğimizin devamında...
Başta sözlü edebiyatın bir ürünü olan menakıbnameler, zaman içinde yazıya dökülmüş ve din büyükleri, kahramanlık gösteren kişilerin hikayelerini kaleme alma bir geleneğe dönüşmüştür. Peki, bir Divan edebiyatı düzyazı türü olan menakıbname örnekleri nelerdir? İşte, tüm detaylar...
Menakıbname Nedir?
İslamiyet’in Türkler arasından yayılmasından sonra kendini göstermeye başlayan menakıbnameler; eren ve evliyaların, velilerin, tarikat ve tasavvuf ileri gelenlerinin hayatlarının anlatıldığı eserler olarak tarif edilmektedir. Menakıbname türünde kaleme alınan eserlerde her ne kadar zaman, mekân ve tarihe dair herhangi bir bilgi bulunmasa da hikayesi anlatılan kişinin hangi ortamda yaşadığını ve o ortamın gelenekleri, göreneklerine dair izler bulmak mümkündür.
Kökünü, kelime anlamı olarak övülecek güzel iş manasına gelen menkıbe kelimesinin çoğulu olan menakıb sözcüğünden alan menakıbnameler; 11. yüzyıldan itibaren velilerin, pirlerin ve tarikat şeyhlerinin kerametlerinin kaleme alınmaya başlamasıyla bir tasavvufi tür olarak ortaya çıkmıştır.
Ana konusu gösterilen kerametler ve o kerametleri gösteren eren ile evliyaların yüceltilmesi olan menakıbnameler; masal, destan ve olağanüstü hikayeleri anlatan edebi türler arasında değerlendirilmektedir.
Türk edebiyatında menakıbnamelerin yazılmaya başlanması ise İslamiyet’in Türkler arasında yayılmasının ardından gerçekleşmiştir. Özellikle Fars etkisiyle eren ve evliya menkıbeleri Türk çevresinde yayılmaya başlanmış ve bu durum da Türk edebiyatında menakıbname türünde eserler verilmesine olanak sağlamıştır.
Türkler arasında yazılan ilk menakıpnamelerden birisi ise Hoca Ahmed Yesevi hakkında yazılmış olan Menakıb-ı Ahmed Yesevi isimli eserdir. Siğnaki’nin kaleme almış olduğu bu eserde, önemli bir tasavvuf ehli olan Ahmed Yesevi’nin hayatı, kişiliği ve ona ait olduğu düşünülen rivayetler okuyucuya aktarılmıştır. Bunun yanında Anadolu Selçuklu Devleti döneminde Mevlâna ve Celaleddin Konevi hakkında yazılan menakıbnameler de dikkat çekicidir.
Osmanlı Devleti’nde ise farklı türde menakıbname örnekleri kaleme alınmıştır. Özellikle 15. yüzyılda ortaya çıkan ve Vilayetname adı verilen Bektaşi menakıbnameleri bu alanda büyük bir öneme sahiptir. Ayrıca Osmanlı döneminde padişahlar, sadrazamlar ve devletin ileri gelen yöneticileri hakkında da menakıbnmeler yazılmıştır.
Menakıbname Örnekleri
Türk edebiyatında öne çıkan menakıbname örnekleri şu şekilde sıralanabilir: