Yeşilçam'ın dört yapraklı yoncalarından Türkan Şoray, Bursa Kültür Yolu Festivali kapsamında bir söyleşiye katılmış ve gençlerle uzun uzun konuşup tavsiyelerde bulunmuş. Hatta "Dünyadaki bütün kitapları okumak istiyorum. 10 lisan öğrenmek istiyorum. Piyano çalmak istiyorum. Aşık olmak istiyorum" diyerek aslında hayatın ne kadar güzel olduğundan, hatta yaşam sevincini hiç kaybetmediğinden bahsetmiş.
Ancak, lakin, fakat, ama Türkan Sultan'a kötü bir haberim var; bu isteklerinin hemen hemen hepsini yapabilir. Fakat tek bir arzusunu yerine getiremez: Aşık olamaz!!!
Çünkü aşk diye bir şey kalmadı.
Türkan Sultan hevesinizi kırıp sizi umutsuzluğa sürüklemek istemem ama dünya artık sizin bildiğiniz dünya değil maalesef. Sizin bildiğiniz erkek de erkek değil. Kadın da kadın değil. Hatta aşk da aşk değil.
Haberiniz olsun da ona göre bu niyetinizin devamını getirin. Keza büyük şok yaşarsınız.
Hele ki, sizlerin yaşadığı dönemlerdeki gibi "Saf aşk, güzel aşk, düzgün aşk, kaliteli aşk" gibi bir şeyler arıyorsanız aman aman hiç aramayın ciddi ciddi buhrana sürüklenirsiniz. Çünkü gerçekten şimdiki aşkların o dönem aşklarının yanında esamisi okunmaz. Hatta yanına bile yaklaşmaz.
Bu dönem aşklar, maalesef suya yazı yazmak gibi. Geliyor, geçiyor. Hatta gelmiyor, geçmiyor. Öyle garip bir hal aldı. Hatta öyle bir gün bile sürmeyen "Aşk" falan oluyor. Saatlik oluyor bazıları. Şıpsevdinin de ötesinde. Anında, saniyesinde. Hoooop başlıyor ve bitiyor. Öyle anlamsız, saçma sapan, garip, anlatılması zor bir şeyler yaşanıyor. Nasıl anlatılır, nasıl yazılır bilmiyorum ama duyduklarım, gördüklerim, yaşadıklarım korkunç.
O yüzden Türkan Sultan piyano çalmayı, yeni bir dili bile öğrenebilirsiniz. Ama aşk-meşk yok. Haberiniz olsun. Hele ki, sizin naifliğinizde, sizin gerçekliğinizde, sizin duygularınızda aşk bulmanız çok zor.
Bir dost...
***
Şimdiki "Aşk"lar
Hiç uzatmayacağım. Direkt, endirekt söylüyorum; sahte!..
Yani sosyal medyadaki bazılarının bedenleri ve yüzleri kadar sahte.
Bazılarının arabaları, çantaları, ayakkabıları, saatleri kadar sahte.
Sosyal medyadaki filtreli yüzler gibi...
Sahteee.
Kadın da erkek de hep daha fazlasını istiyor, hep daha iyisini arıyor. Ya da geçmişe takılmış kalmış. Geçmişten çıkamıyor. Geçmiş kötüydü ama gelen daha da kötü geliyor. O yüzden de gelenin kötülüğünden ötürü geçmişteki kötülüğe sarılmak istiyor. Öyle garip bir hal almış ki, bu dönem de aşk-meşk yok. Bitmiş, bulan dört elle sarılsın, hatta cam faunusun içine koysun. Benden tavsiye.
***
Buyurun işte
Geçenlerden "Türkiye'nin boşanma verileri Avrupa'nın en çok boşanan ülkelerine yaklaşıyor. TÜİK verilerine göre 2001 yılında Türkiye'de her 6 çiftten biri boşanırken 2023 yılında her 3 çiftten biri boşanır oldu. 2021'de boşanma oranı yüzde 17 iken 2023'te yüzde 30'a çıktı" diye bir yazı okudum.
2024 verilerini merakla bekliyorum.
Evlilikte aşk-meşk kalmıyor zaten belli bir süre. Ancak bazıları evlenirken boşanmayı düşünüyor.
Sürekli dillerde;
-Aman canım evleneyim altı ay sonra boşanırım.
-Bir çocuk yapayım sonra boşanırım.
-Evleneyim de ne olursa olsun.
-Evlenirim ama bir sıkıntı olursa hiç çekemem anında boşanırım.
Diye diye uzayıp giden cümleler var. Yahu siz mevzuya 1-0 yenik başlıyorsunuz. Sürekli bir "Boşanma" kelimesi. Oysa ki, daha evlenmediniz bile.
Hanımlar-beyler; Evlilik zahmet ister. 4S ister.
***
Nedir 4S
"Sevgi, Saygı, Sadakat, Sahiplenme"
Eğer bunların üstesinden gelemeyecek o zorluğa giremeyeceksiniz hiç kalkışmayın. Mahkemeleri de meşgul etmeyiniz.
