Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerde kilit konumda ve dünya çapında büyük projelerden birisi. Ancak büyük projenin çeşitli problemleri söz konusu. Öncelikle Rusya-Ukrayna savaş sebebiyle Rusya’ya Batılı ülkelerin uyguladığı ambargodan ciddi anlamda etkileniyor. Bu sebeple Akkuyu NGS’nin ilk ünitesinin hizmete girmesinin 2025’e yetişememe tehlikesi var.
Daha önce Akkuyu’nun 2022, 2023 ve 2024’te hizmete gireceğine dair tarihleri verilmişti. Rosatom Başkanı Aleksey Lihaçev’in son açıklamasına göre 2025’e de yetişememe durumu var. En önemli sebep olarak santralde kullanılacak Alman menşeli Siemens ürünlerinin tedarikinde yaşanan güçlükler gösteriliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kazakistan’ın başkenti Astana’da toplanan 24. Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Devlet Başkanları Zirvesi’nde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmede Akkuyu’nun gündemin önemli bir maddesini oluşturduğu anlaşılıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin ile görüşmesinden önce yaptığı değerlendirmesinde enerji konuları ve özellikle nükleer santrallere vurgu yaparak, şu önemli açıklamayı yaptı:
“İkili ilişkilerde Akkuyu Nükleer Santralı’nın bir an önce tamamlanarak devreye girmesi önceliğimiz. Ardından Sinop’ta ikinci nükleer santral konusu var. Nükleer enerjiyi hızlı adımlarla geliştirmeyi planlıyoruz. Ayrıca doğalgaz konusunda bizim BOTAŞ ile Rus yetkililer sürekli temas halinde. Günümüzde 25 milyar dolarlık ticaretimiz var.”
İki liderin görüşmesinde Akkuyu nükleer santralı konuşulduğu esnada, Rusya’da nükleer enerjiden sorumlu Rosatom Başkanı Aleksey Lihaçev’in ilginç bir açıklaması medyaya yansıdı:
“Biz Rus tarafı olarak söz verdiğimiz gibi Akkuyu nükleer santralının 2025 yılında elektrik üretimine başlamasını planlıyoruz. Ancak hedefi tutturmada bir dizi engelle karşılaşıyoruz. Batılı ülkeler Rusya’ya yaptırımları bahane ederek Akkuyu inşaatında bize problem çıkartıyor. Buna rağmen problemlerin üstesinden geleceğimize inanıyorum.”
Lihaçev’in bu açıklamasındaki bazı detayları bildiğimden birkaç defa bu köşede Akkuyu NGS’nin ilk ünitesinin 2024’e yetişmeyeceğini yazmıştım. Tepki gösterenler olmuştu. Fakat gerçekler böyle ve bunda maalesef bir çok beklenmeyen gelişmelerin etkisi var. COVID-19, Rusya’ya Batı’nın uyguladığı ambargolar ve dünyada ürün tedarik zincirinin bozulması yabana atılacak bir durum değil. NGS’nin 2, 3 ve 4’üncü ünitelerinin hizmete giriş takviminde ise bir sorun olmadığı belirtiliyor. Fakat NGS 1’nci ünitede yer alan Batılı ülkelerden temin edilecek teknolojik ürün sorununun diğer ünitelerde nasıl giderileceğine hususunda da endişeler var. Anladığım kadarıyla diğer ünitelere problem yansımadan çözüm için yeterli zaman olmasına güveniliyor. Bir de Alman Siemens ürünlerine alternatif olarak Çin ürünlerinin devreye girmesi söz konusu.
Akkuyu NGS’deki bu teknolojik ürün tedarik meselesini biraz araştırdım. Rusya’nın nükleer santrali yapan şirketi Rosatom Siemens’ten temin için çaba sarf ediyor. Türkiye’de Akkuyu NGS’nin üstlenicilerinden IC Holding’in de bu konuda temasları var. Almanya’dan ürünlerin tedarikini yapma ihtimali de olabilir. Çünkü hem Siemens ile ilişkileri hem de bu ürünler Rusya’da değil Türkiye’de kullanılacağı için ikna etme şansları söz konusu.
Şayet Akkuyu için Siemens’ten ürün tedarik edilemezse Rosatom’un Çin’den benzer ürünleri temin etmek için girişimleri olduğu belirtiliyor. Sanıyorum Çin ürünleri devreye girince teknolojik uyum için biraz daha zamana ihtiyaç olması sebebiyle ilk ünitenin 2025’e yetişmeme tehlikesi bulunuyor.
Öte yandan Rusya tarafının Türkiye’de Akkuyu NGS için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bünyesinde bir koordinatör olmaması sebebiyle de sıkıntı yaşadıkları, bazı bürokratik işlerin çözülmesinde de bu sebeple sorunların ortaya çıktığı ifade ediliyor. Galiba ülkemizde büyük projeleri özel takip edecek, problemleri anında çözecek bir birime ve başında yetkin bir isimlere ihtiyaç var.
Mesela Rusya tarafı Akkuyu NGS’de pandemi sebebiyle işletme süresi için uzatma istiyormuş. Ama bu meselenin çözümünde mesafe kat edememişler. Türkiye’de hemen her büyük projeye tanınan hakkın kendilerine de sağlanmasını talep ediyorlar. Enerji Bakanlığı’na bu talep iletilmiş, fakat henüz bir cevap verilmemiş. Bu konunun büyük mali detay içermesi sebebiyle iki liderin yapacağı ikili görüşmede çözüleceği ifade ediliyor.
Akkuyu’daki bir başka mesele ise yönetim kademeleri arasındaki iletişim sorunu. Akkuyu Nükleer A.Ş. Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Anastasia Gennadievna Zoteeva’nın Rus muhataplarıyla, Türk şirketleriyle ve Enerji Bakanlığı bürokratlarıyla sıcak ilişki kuramamasının da projenin gecikmesini kısmen etkileyen bir diğer faktör olarak telaffuz ediliyor.
Sorunsuz iş olmayacağından iki ülke liderleri de bu detaylara takılmadan yeni projelere odaklanıyor gibi bir havada söz konusu. Bunlardan birisi de Türkiye’nin Sinop’ta inşa etmeyi düşündüğü ikinci nükleer santral. İki ülkenin eşit hisseyle bu santral için anlaşma yapacağı gelen haberler arasında. Türkiye tarafında Sinop NGS’de Cengiz Holding yer alabileceği konuşuluyor.
Rosatom yetkilileri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları da Sinop NGS konusu neredeyse bitmiş gibi bir hava oluşmasına sebep olduğundan Çin ve Güney Kore’nin Sinop projesiyle ilgilenmedikleri, Trakya’da planlanan üçüncü nükleer santrale odaklandıkları belirtiliyor. Rosatom Başkanı’nın Sinop NGS ile birlikte Türkiye-Rusya ortaklığında yeşil enerji bağlamında rüzgâr ve güneş santralı inşa etmek istediklerine dair açıklamaları da önemli ipuçları veriyor.
Bakalım bu sene nükleer konusunda ne tür gelişmeler şahit olacağız? Rusya, Çin ve G. Kore ile yeni nükleer ortaklıklar nasıl ve hangi Türk şirketleriyle gelişecek? Akkuyu NGS’nin ilk ünitesi ambargoları uygulandığı sıkıntılı süreci nasıl atlatacak? 2025’te hizmete girebilecek mi?