Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Güntay Şimşek TUSAŞ'tan 6'ncı nesil savaş uçağı atağı…
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Dünyanın en önemli endüstriyel etkinliklerden birisi olan “Farnborough Uluslararası Havacılık Fuarı” bu yıl Türkiye açısından oldukça verimli geçti. Türk Havacılık ve Uzay Sanayi AŞ / TUSAŞ için farklı bir başlangıç tarihi olduğunu söyleyebilirim. Fuarın tek sivil helikopteri olarak Gökbey hem dünya arenasına çıktı hem de Perşembe hariç 4 gün boyunca ilgiyle takip edilen gösteri uçuşları yaptı. Kendi sivil helikopterimizin şovunun verdiği heyecan ise bambaşkaydı.

        Londra’da böyle bir fuarda prototip bir hava aracının gösteri uçuşu yapması kolay bir iş değil. Hava aracının tüm teknik prosedürleri karşılamış olması, test pilotu Arif Ateş’in tecrübesi ve gösteri uçuşlarında tecrübeli bir kadronun varlığı fuarın ülkemiz adına çok verimli geçmesini sağladı. Türkiye’nin özgün olarak geliştirip ürettiği ve 2025’te envantere girmeye hazırlanan Hürjet de bu fuarda dünya sahnesine çıkacaktı, ancak teknik sebeplerle Londra’ya gelemedi. Fakat dünyanın herhangi bir yerinde sürpriz uçuş yapabilir.

        Yakın zamanda ilk teslimatı gerçekleşecek yerli, milli ve özgün tasarım Gökbey’e Londra’da ciddi talep olduğunu TUSAŞ yetkililerinden öğrendiğimin altını çizeyim. Artık dünyaya pazarlayacağımız bir de sivil helikopterimiz var. TUSAŞ Motor AŞ / TEI’de bir yandan yerli motorunu test ve sertifikasyon sürecini devam ettiriyor. Geçen yıl nisanda TEI TS1400 yerli motor Gökbey üzerinde çalıştırıldı ve başarılı olduğu için gözler 2026’da bu motorla göreve başlayacağı zamana çevrilmiş durumda.

        TUSAŞ artık dünyada yakından takip edilen önemli bir havacılık, savunma ve uzay şirketi. Muharip uçağımız KAAN, Hürjet, Hürkuş, insansız hava araçları ANKA, Aksungur, ANKA3 ve hedef uçak Şimşek, döner kanat tarafında askeri taarruz helikopteri Atak I, Atak II, sivil genel maksat helikopteri Gökbey ve onun daha büyüğü ve diğer platform araçlar olarak göğüs kabartıyor. Son olarak Türksat 6A ile adından bahsettirdiği uzay sistemleri ve havacılık yapısallarındaki uzmanlığıyla Boeing ve Airbus’ın birinci ligdeki tedarikçisi dev bir şirketten bahsediyoruz.

        TUSAŞ Genel Müdürü Dr. Mehmet Demiroğlu ile Londra’da fuarda görüştüğümüzde ilginç bir gelişmeden daha bahsetti. TUSAŞ artık bir yandan da ülkemizi 6’nci savaş uçağıyla tanıştırmak için hazırlıklar yapıyormuş. Yaklaşık 2 yıl önce Doha’da DIMDEX 2022 fuarında TUSAŞ eski Genel Müdürü Temel Kotil ile de 6’ncı nesil savaş uçağını detaylı konuşmuş, 6’ncı nesil uçak için yapılan çalışmalarının ipuçlarını vermiştin. (https://www.haberturk.com/yazarlar/guntay-simsek-1019/3385988-f-35in-yari-fiyatina-atak-2-satacagiz)

        Anlaşılan TUSAŞ 6’ncı nesil yolunda da emin adımlarla ilerliyor. Bilgi ve tecrübelerini programlı bir şekilde değerlendiriyor. Henüz 6’ncı nesil savaş uçağının tam bir tanımı yapılmış değil. Hem insanlı hem insansız görev yapma kabiliyeti olacak bir network savaş uçağı tipinden bahsediliyor. Peki, TUSAŞ böyle bir savaş uçağına nasıl hazırlık yapıyor?

        Ekosistem olarak bakıldığında Türkiye savunma sanayi alanında önemli bir mesafe kat etmiş durumda. KAAN insanlı 5’nci nesil savaş uçağı olarak takvime uygun şekilde ilerliyor. ANKA III ise insansız, jet motorlu, 750-850 km seviyelerinde hızda ve görünmez özellikleriyle öne çıkıyor. Hava yer görevi yapacak jet motorlu ANKA III’ün yanına bir de Baykar’ın ses hızında ve üzerinde (süpersonik) uçma kabiliyeti olacak hava taarruz görevi yapacak insansız savaş uçağını koyduğumuzda bambaşka bir tablo ortaya çıkıyor.

        Beşinci nesil KAAN + (ANKA III + Kızılelma) = Altıncı Nesil Savaş Uçağı anlamına geliyor. Mehmet Demiroğlu da bu tabloya dikkat çekerek 6’ncı nesil savaş uçağı çalışmalarının da bir taraftan ilerlediğine vurgu yapıyor. Hatta 6’ncı nesil savaş uçağı çalışmalarında Türkiye’nin ilk 3 ülkeden birisi olduğunu, mevcut kabiliyetlerimizle de ilk sırada yer alabileceğimize de işaret ediyor. Ortaya konan başarılar da yeni hedeflere ilerlemeyi kolay kılıyor.

        Daha önce de burada yazmıştım. Türkiye’nin İHA kullanma kabiliyetiyle birlikte ANKA III ve Kızılelma yana yana düşünüldüğünde bir Blok 70 modeli F-16 gücü ortaya çıkıyor. Komuta kontrol uçağı konumundaki KAAN devreye girdiğinde ise seviyenin nerelere yükseleceğini tahmin etmek zor değil.

        TUSAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Cihat Vardan, Genel Müdür Mehmet Demiroğlu, Genel Müdür Yardımcıları Prof. Dr. Fahrettin Öztürk, Prof. Dr. Lokman Kuzu, Mustafa Gürsoy ve diğer yetkililerden bu fuarda önemli bilgiler aldım. Tazelendim de denebilir. TUSAŞ her hava aracı için şalede bir özel oda tahsis etti ve görüşmelerini burada gerçekleştirdi. Diğer ifadeyle TUSAŞ şalesi arı kovanı gibi çalıştı. Bu kadar yetkili ismi birada bulunca ben de birçok soruma cevap aradım.

        Tespitlerime göre TUSAŞ’ın ve diğer savunma sanayi şirketlerimizin önündeki en önemli bariyerlerden birisi artık seri üretim ve pazarlama olacak. Çünkü yıllardır Ar-Ge yapıp geliştirdiğimiz ürünleri ülkemizde kullanmamız, envantere sokmamız lazım ki pazarlaması da kolay olsun. Dışardan gelecek talepleri karşılayabilmek için de iyi bir tedarik zinciri halkasıyla bu ürünleri seri olarak üretime geçirmemiz gerekiyor.

        Öyle sanıyorum bundan sonraki fuarlarda uçaklarımızın, helikopterlerimizin, uydularımızın satış haberlerini, cirolarını, başka ülkelerle kurulan ortaklıklarını konuşacağız. Son dönemlerde bu fuarlarda bir de uzay salonu eklendi. Henüz Türkiye o salonda yok. Ama uydularımız, uzaya dair ürünlerimiz, TUSAŞ’ın şalesinde ve statik alanında yer aldı. Öyle umuyorum ki bir Uzay AŞ şirketimiz olursa veya TUSAŞ da Türksat 6A ile zirveye çıkardığı uydu tecrübesini kurumsal bir yapıya kavuşturursa zincirin halkaları tamamlanacaktır.

        THY “Crystal” ile sınıf atlayabilir mi?

        Londra’da Farnborough Airshow’da TUSAŞ ve Türk Hava Yolları yan yana binalarda (şalede) yer aldı. Bu yılki etkinliğe THY üst yönetimi tam kadro katıldı. THY’nin iştiraki TCI Kabin İçi Sistemleri AŞ /TCI tarafından business class için geliştirilen “Crystal” koltuklarını ilk kez görücüye çıkardı. Bu koltukları ilk defa geçen yıl Dubai Airshow’da görüp, detaylıca yazmıştım. Yeni koltukların 2026’nın ilk çeyreğinden itibaren Airbus A350, Boeing 777 ve 787 uçaklarında kullanılması planlanıyor. Bu süreçte ise sertifikasyon işlemleri tamamlanacak.

        “Crystal” koltuklar Boeing 777 model uçaklara konduğunda kabin konfigrasyonu da tamamen değişecek. Şu an 2+3+2 şeklinde olan koltuk düzeni 1+2+1 şeklinde Beoing 787 veya Airbus A350’lerdeki gibi olacak. Böylece THY geniş gövdeli, çift koridorlu uçaklarının business class bölümünde standardı yakalamış olacak. THY’nin şu ana kadar business class’ta bir üst seviyeye çıkmasının önündeki engel olarak derecelendirme kuruluşları konfigrasyon anlamında iki hususa dikkat çekiyordu; 1) Business’a sınıfa ait olan lavaboları ekonomiyle tam olarak ayrıştıramaması 2) Boeing 777’lerde 3’lü koltuk düzeninde business class sunması. Ancak THY’nin kendi üretimi “Crystal” koltuk meselesini daha çok konuşmamız gerekecek.

        Eğer 2 yıl sonra Boeing 777’lere “Crystal” koltuklar konursa business’ta kapasitesi 49’dan 28’e düşecek. Üçlü koltuk rafa kalkacak ve tüm koltuklardan koridora erişim imkânı sunulacak. Bu koltuklarla ilgili bir başka detay ise şu an A350 ve 787’lerde bir camı rahatsız edici şekilde kapatan tasarım olmayacak. Koltuğunu camı kapatmadığı, iki camın da manzara sunduğu, açık olduğu bir cam kenarı koltuk konforuyla yolcular tanışacak. Ancak şu an 777’lerdeki gibi her koltuk olan cam kenarı konforu olmayacak. Çünkü bu koltukların tasarımları sebebiyle öndeki koltuk cama yakınsa, arkasındaki uzak olmak durumunda. Gördüğüm kadarıyla 777’lerde pek iyi durmayacak gibi…

        Ayrıca mahremiyeti ön plana çıkaran “Crystal” model koltuklar tam yatar hale geldiğinde şu anki tasarımıyla ayak bölümü biraz dar. Ayaklarınızı ön koltuğun altında tasarlanan dar bölüme sokmanız gerekiyor. 777’lerdeki gibi açık bir alan yok. Bu durumu ilgililere sordum. Koltuk henüz geliştirme ve sertifikasyon aşamasında olduğu için bazı değişimler olacağını, ayak bölümünün genişletilebileceğini öğrendim.

        Yüksek teknoloji ve Türk algısı!

        Farnborough Airshow’a 20’ye yakın Türk şirketi katıldı. ASELSAN, TEI, Kale gibi şirketlerimiz salonlarda yüksek teknoloji ürünlerini sergilediler. Nihai ürünler, Türkiye’de sahada test edilmiş, başarılı olmuş, çeşitli platformlarda kullanılmış ürünlerimiz ciddi anlamda ilgi gördü. Artık Türk algısı yüksek teknolojiyle birlikte anılır hale geldiğini bu fuarda daha iyi gördüm.

        Fuarda yeni gelişme azdı

        Fuarda havacılık adına fazla yeni gelişme yok gibiydi. Katılım da beklenenin altındaydı. Boeing ve Airbus gibi büyük üreticilerin dertleri çok. Alınan uçak siparişlerini yetiştirmede ciddi sorun yaşıyorlar. Bir yandan da yeni siparişler almak için yarışıyorlar, ama üretim tarafındaki tedarik zincirinin bozulmasını henüz toparlayabilmiş değiller. Boeing askeri tarafını daha fazla gösterdi. F15 savaş uçağı, Chinook helikopteri ilgiyle gösterilere imza attı.

        Dar gövdesiyle dünyayı etkileyebilir!

        Airbus ise yakın zamanda oyun değiştirici olacağını düşündüğüm A321 XLR uçağıyla gösteri uçuşları yaparak, havayollarına dar gövdeli uzun menzilli uçuş hayalleri kurdurdu. Avrupa-Amerika arasında bu uçak yakında birçok dengeyi değiştirebilir. Bu modelle başarılı işlere imza atan Türkiye hattından da ciddi yolcu toplayan Avrupalı havayolları var. THY’yi de etkileyebilecek bir durum söz konusu.

        Brezilyalı Embaer göz doldurdu

        İki büyük uçak üreticisi dışında en önemli etkinliğe Brezilya’nın uçak üreticisi Embraer imza attı. Embraer, şale ve statik alanında uçaklarını gösteriye çıkardı. Mesela Türk Hava Yollarının da bir dönem filosuna katmak için incelediği E195 modeli yolcu uçağının kargo modeli E190F uçağını tanıttı. Fuarın ilklerinden birisi E-Jet kargo dönüşümü bu uçaktı. Dünyanın en verimli ve en sessiz dar gövdeli uçağı olarak takdim edilen E195-E2 de gösteri uçuşları yaptı. Embraer’in çok amaçlı askeri taktik nakliye uçağı C-390 Millennium’da dikkatleri üzerine topladı ve bu alanda varlığını tescil etti. Çok amaçlı savunma uçağı A-29 Super Tucano ise zaten ikonik konumuyla ziyaretçi topladı.

        Hava taksiler ve İHA’lar beklemede

        Son yıllarda fuarlarda hava taksiler için özel alanlar açılıyor. Diğer fuarlarda olduğu gibi bu fuarda da öne çıktı. Ama henüz regülasyon sorunları aşılamadığı için eski havalarında değiller. Geliştirilen, uçurulan model var, ama henüz faaliyete geçen yok. Paris Yaz Olimpiyatları için Almanya’nın dikey iniş kalkış yapabilen ve elektrikle çalışan hava taksi şirketi Volocopter uçma izni alsaydı, bunun fuara yansıması da farklı olurdu. Şu an en önemli sorun regülasyon ve izinler. Ayrıca insansız hava araçları tarafında da çok fazla bir aksiyon yok.

        QSuite keyfini ancak uçuşta anlarsınız

        Katar Havayolları fuarda en fazla ilgi çekenlerden birisiydi. Fuarın ana giriş kapısının yer aldığı özel bir salonda dünyanın ilk yapay zekâ dijital insan kabin ekibi olan Sama ile birlikte yeni Quad Suite’i tanıttı. Şu anki QSuite kabinini iyi bildiğimden yeni nesilde neler yaptıklarını, neler geliştirdiklerini daha net anlamam mümkün oldu. Katar’da bu işlere kafa yoran ciddi bir uzman ekip söz konusu.

        Her süitte/koltukta daha fazla alan ve gizliliğe yer verilmesi için çaba sarfedilmiş. Gizliliği ön plana çıkarmak için koltuk alanı daraltılmamış, ferahlığından ödün verilmemiş. Dünya’nın En İyi Havayolu olmak, Dünya’nın En İyi Business Class’ı kabinine sahip olmak ancak böyle ince çalışmalarla ve profesyonellerle olunuyor. Koltukları nasıl anlatayım bilmiyorum. Uçmanız lazım. Özellikle 4 kişilik bir aile ve arkadaş gurubu olarak uçacaksanız karşılıklı dört koltukta, ama bir odadaymış gibi seyahat deneyimi sunuluyor.

        Çift kişilik yataklara dönüşen QSuite deneyimi, ancak uçarak yaşanabilir. Bu sınıf gelecek yıl Boeing 777-9 uçaklarda yer alacak. Hem uçak hem koltuklar yeni olacağından merakla bekleyeceğiz.