Türkiye'nin F-35'e dönmesi doğru mu?
ABD ile Türkiye arasında özellikle savunma sanayi tarafında henüz detaylarını bilemediğimiz önemli gelişmeler yaşanıyor. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in dün yaptığı açıklamadan bunu anlamak mümkün. Ancak ABD, Türkiye’yi ortağı olduğu ve parasını ödediği F-35 projesinden adeta dışlamıştı. Gerekçesi de zorunlu olarak almak zorunda kaldığımız Rus hava savunma sistemi S-400’ler olmuştu.
ABD iyi bir ortak, doğru bir müttefik gibi davranıp Türkiye’ye hava savunma sistemi sıkıntısı yaşadığında hiçbir destek vermemişti. Elindeki ürünleri parasıyla satmaya yanaşmamıştı. Hem Türkiye’yi hava savunmada köşeye sıkıştırmış hem de bunu kullanarak kaba bir üslupla F-35 ortaklığımıza son vermiş, parasını da geri iade etmemişti.
Şimdi aynı ABD, hiçbir şey olmamış gibi Türkiye’nin F-35 programı ortaklığına dönmesine yeşil ışık yakıyor. Medyaya yansıdığı gibi Türkiye’nin ikna etmek için bir süreç yaşadığı gibi ifadeler de doğru değil. En azından benim kaynaklarımdan öğrendiğim kadarıyla durum böyle. Peki, ABD’nin böyle bir yola girmesi için ne değişmiş olabilir?
Bazı konuların detayına vakıf olmak zor. Onun için bu işlerin merkezinde yer alan savunma sanayimizin önemli bir ismine F-35’te yaşanan son gelişmeyi sordum. Cevabı çok kısa ve net oldu: “Dışarı itildiğimiz yerde ne işimiz olabilir? Zinhar, F-35’ten uzak durmamız gerekir. Ayrıca talep ettiğimiz 40 adet Blok 70 F-16’lar da Türkiye’nin ne kadar menfaatine olacak? Ne kadar ihtiyaç var? Neden ısrarla talep ediliyor? Bu işin merkezinde biri olarak cevap veremiyorum.”
Aynı isme Türkiye’nin savunma sanayinde son yıllardaki başarılarını hatırlatarak, F-16’ları geliştirme konusundaki tecrübelerimizi hatırlattım. Başarıyla bitirdiğimiz Hürkuş, Hürjet uçak projelerimizin ortada olduğunu, KAAN’da çok güzel ilerlemeler kaydettiğimizi belirterek, “Neden F-16 için 79 adet modernizasyon KİT’i talep ettik?” sorusunu da yönelttim. Bu hususta başka ilginç bilgiler de öğrendim, ama F-16 modernizasyon KİT’leri hakkında aldığım cevap da yine kısa ve çok net oldu. Aynen şöyle:
“Türkiye’de TUSAŞ’ta bu F-16 modernizasyon KİT’lerini yapmak mümkün. Yetkinlik hususunda daha önce çalışmalar yapıldı. Elbette kolay bir iş değil, ama TUSAŞ, ASELSAN ve ROKETSAN rahatlıkla bu işin altından kalkar. Milli Savunma Bakanlığı yetkilileri de konuyu biliyor. Onlara da anlatıldı. Fakat neden F-16 modernizasyon KİT’leri konusunda ısrarcı oldular? Sonra niçin vazgeçtiler? Bilemiyoruz. Tam olarak anlamış da değiliz. Ayrıca Türkiye’de F-16 modernizasyon KİT’leri yapıldığında kendi mühimmatlarımızı kullanacağız. Eğer ABD’den bu KİT’ler alınsaydı hem yüksek meblağ ödenecekti hem de kendi mühimmatlarımız kullanılamayacaktı. Vazgeçilmiş olması ülkemizin hayrınadır.”
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda F-16 ve F-35 süreci hakkındaki konuşması sonrası yapılan değerlendirmeler böyle. Bakanın konuşmasında ülkemiz adına da moral olacak detaylar vardı. Zira savunma sanayimizdeki gelişmelerin KAAN ile taçlanıyor olmasının ABD’nin F-35 kararında etkili olduğunu Bakan Güler ifade etti. Bu saatten sonra F-35 programına döneriz veya dönmeyiz, önemli değil. Önemli olan ABD’nin geri adım atmasıdır. Ayrıca 79 adet F-16 KİT’in alımından vazgeçilmiş olması da kendi içimizde birlik sağlaması ve savunma sanayimize güven vermesi anlamında değerlidir.
Milli Savunma Bakanı Güler’in konuyla ilgili değerlendirmesi şöyle:
“F-35’te 6 tane uçağımız var orada. Şimdi KAAN’ı yaptığımızı görünce düşünceleri değişti. Verebileceklerini ifade ediyorlar. F-35’i almak için teklifimizi yeniden ilettik. F-16 Blok 70 tedariki ödemesi kapsamında başlangıç ödemesi yapılmıştır, 40 tane F-16 alacağız, 79 modernizasyon kitinden vazgeçtik.”
Bakanın bu açıklamasından önce ödeme planına yönelik farklı görüşler vardı. 40 adet F-16 ödemesinin daha önce ödenmiş olan 1,4 milyar dolar F-35 ödemesiyle mahsuplaşma ihtimalinden bahsediliyordu. Demek ki bir yandan F-16 pazarlığı devam ederken diğer taraftan F-35 programına geri dönme hususu iki tarafın da masasında tutulmuş. Türkiye’nin F-35’ler için ödenen parayı geri alabilmek için ABD’de hukuki süreç başlattığı biliniyor. Ancak karşılıklı ilişkilerin gelişmesiyle elbette bu para rahatlıkla geri iade edilebilir veya mahsuplaşma yoluna gidilebilirdi. Fakat iki tarafın arka planda konuyu tartıştıkları anlaşılıyor.
Bakan Güler’in açıklamalarından anlaşıldığı kadarıyla F-35’e geri dönülmesinde ve F-16 alımında Rusya’dan aldığımız S-400 hava savunma sisteminin devreden çıkarılması konusunda bir pazarlık yapılmamış. Galiba S-400’lerin kullanım şekli ve NATO sistemine entegrasyonu konusunda müzakereler yapılıyor.
Şimdi, neler oluyor? diye sorabiliriz. Çünkü Almanya, Eurofighter almamıza yeşil ışık yaktı. ABD, hem F-16 Blok 70 satışına hem de F-35 programına dönüşümüze onay veriyor. Kıyametler koparılan, Türkiye’ye yaptırımlara sebep olan Rus hava savunma sistemi S-400’ler de gündeme getirilmiyor. Sahiden neler oluyor veya olacak? Bütün bunları neye borçluyuz?
- Uçak kazaları azalıyor!2 gün önce
- Oreşnik engellenemez mi?3 gün önce
- Siber Güvenlik için önemli adım!1 hafta önce
- Eurofighter ve Bayraktar TB2 yarışı!1 hafta önce
- Uçakta istenmeyen 7 yolcu tipi…1 hafta önce
- Turkcell'i zarardan Ukrayna kurtarmış!2 hafta önce
- THY'ye Trump'ın etkisi nasıl olacak?2 hafta önce
- Yenilenebilir enerjiyle ne kadar bağımsız olabiliriz?2 hafta önce
- Türkiye Kart ve Troy2 hafta önce
- THY ve Pegasus engelli dostu değil mi?3 hafta önce