Bir renge ve bir isme malik olmak
Gösteri çağında her şey mübah. Bu çağın hastalığı da bireysellik. Herkes hiç kimsenin olmasa bile kendisinin yıldızı. Herkes kendisini, yani kendi yıldızlığını idare etmek zorunda.
24.kez şampiyon olan Galatasaray’ın hocası Okan Buruk ise birçok yıldızı… İki sezonda ligde çıktığı 74 maçta 61 galibiyet, 7 beraberlik, 6 yenilgi alan, iki sezonu da şampiyon bitiren Buruk, bunu yaparken kuşkusuz futbolun saha içindeki bilimsel gerçeklerinden yararlardı ve onları doğru kullandı.
Ama bu işin psikolojisini ve iletişimini de doğru yönetmek gerekirdi. İki sezonda sayıları 10’u bulan dünya yıldızı… Türkiye’nin çok özel oyuncuları Kerem Aktürkoğlu, Barış Alper Yılmaz, Kerem Demirbay, Yunus Akgün, Abdülkerim Bardakçı, Kaan Ayhan, Berkan Kutlu… Bunları aynı potada bir şampiyonluk ülküsüne inandırmak güçtür.
Okan hoca bunu yaptı…
Nasıl yaptı?
Büyük hocalar ve büyük oyuncular ile oynadığı için yaptı. Öğrenebildiği için yapabildi. Öğrendiklerini doğru aktarabildiği için yaptı. Dile kolay Mustafa Denizli, Fatih Terim, Şenol Güneş, Abdullah Avcı, Rıza Çalımbay, Feldkamp, Souness, Lucescu, Zaccheroni, Cuper, Tigana, Del Bosque’nin aralarında bulunduğu birçok hocayla çalıştı futbolculuk döneminde… İçinde fenomen Ronaldo’nun olduğu (daha ne olacak!) onlarca yıldız ile aynı takımda var oldu. Öğrenmiş, biriktirmiş, aktarabilmiş…
Peki Okan Buruk ve GALATASARAY için Türkiye Süper Ligi şampiyonluğu bir araç mıdır, amaç mı ? Net bir şekilde Avrupa’da başarılı olabilmek için bir araç! Ali Sami Yen’in dediği gibi “Maksadımız İngilizler gibi toplu bir halde oynamak, bir renge ve bir isme malik olmak ve Türk olmayan takımları yenmektir.“
Galatasaray, genlerinde taşıdığına layık hareket etmek zorundadır. 1984’te Maceda’nın golüyle İspanyolların Almanları Avrupa Şampiyonasından elemesi sonrası Türkiye’ye gelen Jupp Derwall’in işte tam da bu mottoya uygun hareket ederek “önce çim saha yapın!” demesinin ürünüdür Okan Buruk…
Yani neşet ettiği Florya’nın genlerine uygun davranmalıdır. Hocaları Denizli ve Terim gibi Türkün Avrupa’ya yürüyüşünün üçüncü dönemi olmalıdır Okan Buruk. Hocalarının hocası Derwall’in açtığı yolda gösterdiği ülküde devam ederken, Türkiye ligi şampiyonluğuna çok da anlam yüklememelidir.
Kabul ediyorum bizim jenerasyonumuz için Avrupa başarısının kutsiyeti, bugünden daha önemli… Çünkü bizler yaşı 45 ve büyük olanlar, Avrupa’da başarı mottosuyla o geçiş dönemini yaşadık… 8-0’lık yenilgiyi de gördük, 90 Dünya Kupası’nı ucundan kaçırmayı da… Bu nesil daha “başarıya” doğdu. Ama üzülerek görüyorum ki, yerel başarıları daha önemsiyorlar.
Sözün özü… Galatasaray bu yıl şampiyon oldu, gelecek sene yine olur… Ancak 50 milyon Euro'yu aşan maaş bütçesiyle, fiyat/performans açısından başarılı mıdır? Çok tartışılır. Bu takımlar Süper Lig’de Fenerbahçe’yi geçeyim de 3920930. Kez şampiyon olayım diye kurulmuyor.
Bu şampiyonluk da kalan 23’ü gibi hakiki bir G.Saray taraftarı için araç olmalıdır. Muhtaç olduğu düşünce felsefesi, Ali Sami Yen beyin sözlerinde mevcuttur… 1905’ten doğan güneş “Maksadımız İngilizler gibi toplu bir halde oynamak, bir renge ve bir isme malik olmak ve Türk olmayan takımları yenmektir.“ sözleriyle sizi ısıtmıyorsa tuttuğunuz kulübün kanını, genini anlamamışınızdır.
- Bir gönül sayfası daha kapandı52 dakika önce
- A Ligi zor; Hocayla devam4 gün önce
- Üçüncü penaltıcı kim?1 hafta önce
- ORDAYDIM...2 hafta önce
- Bir Kasımpaşa 'Yapı'sı3 hafta önce
- Harika maçtı2 hafta önce
- Dibine düşen armutlar3 hafta önce
- Gergin derbi3 hafta önce
- Rafa nereye biz oraya, Gedson milli takıma4 hafta önce
- Hakemlik sorunuyla yüzleşmek4 hafta önce