Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Oray Eğin İstanbul trafiğinde Togg'un içinde iki saat

        Otomobil, tutkunları haricinde pek çok kişi için sadece bir ulaşım aracı olarak görülebilir. Gözlüklü-gözlüksüz ayrımı gibi otomobil kullanan ve kullanmayan insanlar da ayrı dünyalara aittir. Birinin diğerini anlaması da beklenemez. Ancak otomobil bütün bunların ötesinde kullanan ya da kullanmayanın bile hakkında aşağı yukarı bir görüşü olduğu tüketim aracıdır da.

        Araba sevdasının kökeni sınıfsal. Birçokları için başarı ölçütü, hayatta belli bir aşama kaydettiğinin kanıtı. Zenginler için daha çok hobi. Buna rağmen insana performansı ya da tasarımıyla gerçek tatmini veren pek az otomobil vardır. Çok çok az otomobil her açıdan bakıldığında estetik olarak mükemmeldir. Ama üreticiler her kesimden tüketiciyi tatmin etmek için farklı boyutlarda ürünleri piyasaya sürerler. Pek çoğumuzun bütçesi Chanel ceket almaya elvermez, ama Chanel kullanma açlığımızı tatmin etmemiz için ruj ya da parfüm alabiliriz. Yollar da, sırf birileri otomobil sahibi olduğunu düşünsün diye, birbirinden çirkin otomobillerle doludur.

        BİR OTOMOBİLDEN ÖTESİ

        Şimdi güzel ve çirkin otomobillerin arasına bir de işlevinden çok daha öte anlamlar taşıyan Togg eklendi. Daha ilan edilişinden yola çıkana kadar her zaman bir otomobilden daha ötesi oldu. Milli gurur tarafı var bir kere. Otomobil tutkusunu bu açıdan daha da kuvvetli tatmin ediyor: Bizim için bizim tarafımızdan üretildi. Piyasadaki rakiplerine göre fiyatı daha uygun, ama fiyat-kalite dengesi açısından da birçok rakibinin önünde.

        Her konuda kutuplaşmaya meyilli bir toplumda büyük bir bölünmenin de simgesi. Birkaç ay Togg’un ne kadar yerli olduğu tartışmakla vakit harcadık. Bu tartışmalar yıllardır kendi markasını yaratmak isteyen Türkiye’de nihayet uluslararası standartlarda bir otomobilin yola çıktığında yarattığı heyecanı küçümsememeye yönelikti ama başarılı olamadı.

        Togg sahibi arkadaşım birkaç ay önce teslim aldığı aracıyla yola çıktığında insanların sürekli bakıp rabia selamı verdiğini anlatıyor. Bir taraf küçümseyince karşı taraf da haddinden fazla sahiplendi ve bir otomobil asıl işlevinden sıyrılıp farklı anlamlar kazandı.

        “Yeni Citroënüzerine yazan Roland Barthes’a göre “otomobil görkemli Gotik katedrallerin günümüzdeki tam karşılığı.” Demek istediği, “çağımızın bilinmeyen bir sanatçı tarafından tutkuyla yaratılan büyük bir eseri, kullanmasalar bile nüfusun tamamı tarafından sihirli bir objeymiş bir anlam yüklenilen bir ürün.” Barthes’in incelediği DS modeli adıyla bile bu dünyanın ötesini çağrıştırıyor: “Déesse yani tanrıça.”

        Kimse Togg’a da kurtarıcı gibi ulvi anlamlar yüklenmediğini iddia edemez. 14 Mayıs’tan önce ekonomik olarak pek çok kişinin ulaşamayacağı bir otomobilin seçim zaferini getirme ihtimali vardı. Tıpkı uçmadıkları havalimanları ya da kullanmadıkları otobanlar gibi geniş kitleler için de Togg’a sahip olmak öncelikli değil. Önemli olan yaratılan heyecan, Togg’a sahip olmaktansa Togg’un olması. Nitekim seçim kazanıldı.

        Bu heyecan otomobil sahibi olmayan, İstanbul gibi şehirlerde otomobilin ağırlıklı olarak birçok yasaklanması gerektiğini ve insanların yürümeye teşvik edilmesi gerektiğine inanan bana kadar ulaştı. Bir kısmı meraktı, ama Togg söz konusu olduğunda gazetecilik merakımın ötesinde, belki gazeteciliğin gerektirdiği mesafeyle çelişir bir heyecanım olduğunu da fark ettim. Togg’la geziyor olmanın statüsü, ayrıcalığı, havası.

        NASIL TOGG’A BİNDİM

        Bundan birkaç ay önce İstanbul’a geldiğimde bir arkadaşım önümüzdeki pazartesi satın aldığı Togg'un teslim edileceğini söyledi. Kendi şirketindeki birkaç aracı da Togg’la değiştirmeye karar vermişti; hem ekonomik olarak daha uygundu hem de elektrikli olması cazipti. Aracı teslim alacağı Pazartesi günü buluşacaktık, ben de özellikle Togg’la gelmesini istedim. Ancak daha sonra buluşmamız iptal oldu, ben de İstanbul’dan ayrıldım. Üzerinden biraz zaman geçtikten sonra geçenlerde İstanbul’da yemeğe çıktık. Ben Taksim’deki Habertürk binasındaydım, buluşacağımız yer de Yeniköy’deydi. Beni aldırmayı teklif etti; almaya gelen aracın Togg olduğunu gördüğümde heyecan ve merakım hala canlıydı. İstanbul trafiğinde Togg’la oynadım, hatta didik didik ettim. Dönüş yolunda bir o kadar daha kurcalama fırsatım oldu.

        Hiçbir ürün sadece siyasi destek ya da reklamla toplumsal fenomene dönüşmez. Dönüşse bile Cola Turka gibi etkisi sınırlı olur ve bir süre sonra piyasadan silinir. Togg’la ilgili toplumsal tartışmaları biliyoruz ama iyi bir otomobil olup olmadığını henüz konuşmadık.

        İnsanlar biraz alıştı herhalde, ilk başlardaki gibi gözlerini dikerek Togg’a bakmıyorlar. Belki de tam olarak Togg olduğunu seçemiyorlar, çünkü çok eğitimli olmayan bir göze piyasadaki diğer SUV’ler gibi gözüküyor. Ancak sınırlı tecrübemden anladığım kadarıyla iyi bir otomobil.

        Bütün elektrikli araçlar gibi öğrenme eğrisi var ama otomobile dair bildiğiniz bütün her şeyi unutup sıfırdan başlamanızı dikte etmiyor. UI-UX konusunda daha başarılı olabileceği yerler var: Ekrandaki menu’den bazı şeyleri bulmak çok kolay değil. Grafikler biraz daha şık yapılabilir, kimi komutlar kullanıcı dostu değil. Mesela sadece tek bir telefonu bluetooth’la kaydediyorsunuz—en azından benim tecrübem oydu. Telefonla eşleştirme de epey zor oldu. Ama Meridian hoparlörden gelen ses mükemmeldi. Yazılım güncellemesiyle çözülecek küçük sorunlar bunlar.

        İçine bindiğinizde Tesla’da olduğu gibi ucuz malzeme kullanılmış hissi vermiyor. Yolcu tarafına da uzanan dev ekranına çeşitli sanatçıların grafik eserleri var, ekran koruyucu misali. Kullanırken de bunlar ekranı kaplayabiliyor ama sürücünün dikkatini dağıtabilir. Şu anki eserler epey zayıf ama zamanla—ve teliflerle—başka eserler de eklenebilir. TRT İzle ve E-Devlet uygulamaları da var. Ben denemedim ama illaki başka app’ler de yükleniyordur diye tahmin ediyorum. Yanımda kablo olmadığı için Apple Car Play çalışıyor mu diye test edemedim. Tesla’lar izin vermiyor örneğin. Togg’un da kendi navigasyonunu kullandık, hiç kötü değildi. Bu ekran üçüncü partilerin üreteceği uygulamalarla daha da geliştirilebilir, yaratıcılığa açık.

        Elektrikli otomobillerin genelde zayıf olan klimalarına kıyasla mükemmel soğutuyor. Bol çukurlu İstanbul sokaklarında sarsmıyor. Hızlanması çok iyi.

        Otomobil bana yüzde 100 şarj edildiği Bebek’ten geldi. Taksim’e kadar sadece yüzde bir azalmıştı, gecenin sonunda o kadar dolaştıktan sonra yeniden Taksim’e döndüğünde hala epey bir menzili vardı.

        Alır mıyım?

        İstanbul’da SUV araç alacağımı zannetmiyorum, elektrikli otomobiller de henüz uzun yola uygun değil. Evimin önünde şarj ünitesi varsa ve bir anlamda makam arabası olarak kullanacaksam, fiyatı da uygunsa neden olmasın?

        Togg kullanırsam AK Partili mi olurum? Bence Togg hepimiz için heyecanla takip edilesi bir serüven.