Küme düşmeye alternatif 2 öneri
Türk futbol arabasını çeken temelde 4 at var. Bu 4 atın 2'si diğer 2'sinden daha kuvvetli ve en ön koşuma bu 2 at bağlanıyor. Bu 4 at, arabayı kullanan 'sistem' tarafından bazen kırbaçlanıyor. Bazen dayak yiyor. Bazen yemeği verilmiyor. 4 atın tümünün benzer dönemleri yaşadıklarına bunca yıllık futbol hafızamla şahidim. Ama en kuvvetli 2 attan biri, diğerlerinden farklı olarak 2011'den beri sürekli hırpalanıyor. Sürekli dayak yiyor, sürekli kırbaçlanıyor, sürekli diğer atlara kötü örnek olarak gösteriliyor, sürekli diğer atlara ve arabanın yolcularına "kötülüğün sebebi bu at" diye hedef gösteriliyor. Nefes almasına fırsat verilmiyor. Bu kadar kesintisiz eziyete azıcık isyan ettiğinde ağır şekilde cezalandırılıyor. Ama her seferinde arabayı çekmesi için en ön koşuma yine bu at bağlanıyor. At, nihayet artık isyan noktasına geldi. Bu saçma sapan futbol arabasını ve onu kullanan 'sistem'i taşımama kararı almak için bir toplantı yapmaya karar verdi. O toplantıdan ne sonuç çıkar bilmiyorum.
Ali Koç'un bahsettiği "ligden çekilme" dediği uygulama aslında ardışık 2 maça çıkmamak ve küme düşmek. Çünkü ligden çekilirseniz amatör kümeden başlıyorsunuz. Ama bir sezonda 2 maça çıkmazsanız bir alt lige düşüyorsunuz. Sanırım Ali Bey'in söz ettiği oylama bu yönde bir karar için yapılacak. "Küme düşer bir sonraki sezon çıkarız" cümlesinin altında bu fikir var. Tabi böyle bir kararın uygulanmasının bir sürü yansıması olacaktır. Bir kere sistem çöker. Yayın ihalesi mücbir sebep gösterilerek iptal edilir. Kulüplerin yüzde 80'i batar. City Group başta olmak üzere yabancı yatırımcı ayağını keser.
F.Bahçe madden büyük zarara uğrar. Bu işin borsa kısmı, devletle olan sözleşmeler kısmı muvazzalı olur. Ama her şeyi göze almış bir camia bu zararlara bakmaz. Açıkçası birçok yayınında ve yazısında "Fenerbahçe kendisine sürekli eziyet eden bu sistemi taşımasın" diyen biri olarak alınan genel kurul kararını eleştirmiyorum. Her gün ölüneceğine bir gün ölmek tercih edilebilir.
Lakin yine aynı yayın ve yazılarda daha farklı ve daha az zararlı 2 öneri daha sunmuştum.
1- Yurtdışından, özellikle Türk nüfusunun yoğun olduğu Almanya - Hollanda - İngiltere'den bir kulüp alıp adını Fenerbahçe yapıp oralarda adil rekabete girmek. Burada da yani kendisine eziyet edilen sistem içinde de daha küçük at rolünü üstlenmek. Türkiye liginde 8.lik ile 12.lik arasında mücadele edecek 2. bir takım kurarsınız ve "işte buradayım, benim size verebileceğim en çok bu kadar" dersiniz.
2- Bence Allah'ın bir lütfu olarak gelen Avrupa Süper Lig projesine katılmak. Yerel liglerin lokal rekabetler dışında önemi nedir? Avrupa kupalarına katılma hakkını elde edebilmek..
Süper Lig'e katılırsanız kendi lokal liginizde şampiyonluğa ya da ilk 4'e oynamanıza gerek yok. Kurucu ortak olarak şimdiden girerseniz eğer sürekli Süper Lig'de mücadele eden bir takım kurarsınız. Yedekleriniz hatta bir kaç A takım oyuncu takviyeli U21 takımınız yerel ligde mücadele eder. Böylece gelirlerinizden olmaz, hatta artırır size sistematik olarak karşı olan 'sistem'e de yine "işte buradayım, benim size verebileceğim en çok bu kadar" dersiniz.
Ha bu arada 'sistem' dediğiniz şey ila nihai sürmüyor. Devran hep döndü, yine dönecektir. O durumda kararınızı yeniden değerlendirirsiniz.
Genel kurul toplantısında 2 maça çıkmayarak küme düşme önerisinin yanı sıra bu iki önerinin de değerlendirilmesini öneriyorum.
- Hoşçakalın9 dakika önce
- Mourinho'yu kovmak ya da kovmamak1 gün önce
- "Atatürk'ün kızlarıyız"ı sloganını fazlaca kullandıkları için mi rakip çıktı?1 hafta önce
- Millilere tebrikler, Arda'ya bir abi tavsiyesi1 hafta önce
- Yabancı hakemsiz Avrupa kupası hayal2 hafta önce
- Güncel olmayan futbolcular üzerine3 hafta önce
- Mourinho'yu ciddiyete davet ediyorum3 hafta önce
- Mou'nun toparlanması kıyafetinden başlamalı4 hafta önce
- Mou tazminat kovalamıyorsa yapılacaklar1 ay önce
- En azından derbilerde yabancı hakem şart1 ay önce