Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi Para Şirketlerin cezası artırılıyor - Para Haberleri

        Şirketlerin suç işlemeleri halinde idari para cezası artırılıyor. Sermaye Piyasası Kanunu'nda yapılması planlanan değişiklik ile yasalara aykırı hareket eden şirketlere verilecek ceza, cironun yüzde 1'i ya da karın yüzde 20'sine kadar yükseltilebilecek.

        Mevcut 103. madde şöyleydi: "1) Bu Kanuna dayanılarak yapılan düzenlemelere, belirlenen standart ve formlara ve Kurulca alınan genel ve özel nitelikteki kararlara aykırı hareket eden kişilere Kurul tarafından yirmi bin Türk Lirasından iki yüz elli bin Türk Lirasına kadar idari para cezası verilir. Ancak, yükümlülüğe aykırılık dolayısıyla menfaat temin edilmiş olması hâlinde verilecek idari para cezasının miktarı bu menfaatin iki katından az olamaz.

        2) Birinci fıkradaki yükümlülüklere aykırı hareket eden kişinin bir özel hukuk tüzel kişisinin organ veya temsilcisi olması veya organ veya temsilcisi olmamakla birlikte bu tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde görev üstlenen bir kişi olması hâlinde, ayrıca tüzel kişi hakkında da birinci fıkra hükmüne göre idari para cezası verilir. Aykırılığın, temsilcisi olunan veya adına hareket edilen tüzel kişinin zararına bir sonuç doğurması hâlinde, tüzel kişiye idari para cezası verilmez."

        Sermaye Piyasası Kurumu'ndan alınan bilgiye göre Sermaye Piyasası Kanun değişikliği ile ilgili noktalar şöyle:

        ÖNEMLİ İŞLEMLER YENİDEN TANIMLANIYOR

        Yeni düzenleme ile önemli nitelikteki işlemler olarak belirlenen hususlar aynen korunurken, ilk paragrafa eklenen açıklayıcı kısım ile önemli nitelikteki işlemlere yönelik temel kriterlerin tarifi belirlenerek kapsamı daha açık bir hale getiriliyor.

        Bunun yanı sıra Kurula halka açık şirketlerin niteliğine göre farklı usuller belirleme yetkisi veriliyor. Bu yetki ile Kurulca belirlenecek objektif kriterlere sahip şirketler açısından önemli nitelikte işlemlerin amacına uygun olarak belirlenmesi ve uygulanması mümkün hale gelecektir.

        Örneğin bir sanayi şirketi açısından büyük bir iştirak edinimi fiili faaliyet konusu değişikliği nedeniyle önemli nitelikte işlem olarak değerlendirilecek, ancak bir holding şirketinin büyük bir iştirak edinimi önemli nitelikte işlem olarak değerlendirilmeyecektir. Böylece şirketlerin önemli nitelikteki işlemlerinin amacına ve nedenlerine göre farklı değerlendirilmesinin önü açılıyor. Özellikle çok şirketli grupların/holdinglerin vs kendi içlerinde yaptıkları düzenlemeler ve yapısal değişiklikler nedeniyle gereksiz yükümlülük altına girmesinin önüne geçilebilecek.

        AYRILMA HAKKINA ADİL BEDEL

        REKLAM

        Kanunda ayrılma hakkı kullanım bedeli olarak yer alan “borsada son 30 günde oluşan fiyatların ağırlıklı ortalaması” yerine “adil bedel” esası geliyor. Mevcut uygulamada, şirketler önemli nitelikte işlemlerini hisse fiyatlarının düşük olduğu bir dönemde açıkladıkları zaman, ayrılma hakkının kullanım tarihi geldiğinde hisse fiyatı yükselebiliyor. Bu nedenle yatırımcılar düşük belirlenmiş olan fiyattan ayrılma hakkını kullanamıyorlar. Bu da yatırımcı aleyhine bir durum oluşturuyordu.

        TEBLİĞ ÜZERİNDE ÇALIŞILIYOR

        Adil bedelin nasıl belirleneceğine ilişkin yöntemlerle ilgili ikincil düzenlemeler (tebliğ) üzerindeki çalışmalar kanun tasarısı ile eşanlı olarak yürütülmektedir. Adil bedelin hesaplanmasında açıklamadan önceki 6 ay gibi 30 günden daha uzun bir dönemin ağırlıklı ortalama fiyatların ortalamasının esas alınması, borsadaki fiyatların ilgili dönemde sağlıklı oluşmaması durumunda değerleme raporu veya varsa yakın bir geçmişte yapılan pay alım teklifi fiyatı gibi kriterler esas alınması planlanmaktadır. Tasarının yasalaşmasının ardından çok kısa bir sürede ilgili tebliğler çıkarılacaktır.

        ORTAKLIKTAN ÇIKARMA HAKKI

        Bunun yanı sıra “adil bedel” hükmü Sermaye Piyasası Kanunu’nun 27’nci maddesinde düzenlenen “ortaklıktan çıkarma hakkı ve satma hakkı”nda da yer almaktadır. Bu sayede kanunda benzer nitelikteki iki işlem için yer alan farklı ifadelerin ve uygulamaların da uyumlu hale getirilmesi sağlanmaktadır.

        Diğer taraftan, şirketlerin karşılaştıkları maliyetlerin azalması ve önemli nitelikteki işleme dair açıklama yapıldıktan sonra pay alarak spekülatif etkiden yararlanarak menfaat sağlamak isteyen ve ortaklıkların katlandığı maliyetleri artıran uygulamaların önüne geçebilmek adına ayrılma hakkını işlemin kamuya açıklandığı tarihte sahip olunan paylar için kullanılabilmesine ilişkin düzenleme getirilmektedir.

        Bir diğer yenilikle ayrılma hakkı kullanılırken söz konusu payların ortaklık (şirket) tarafından satın alınmasından önce diğer pay sahiplerine veya yatırımcılara önerilmesine imkan sağlanıyor. Mevcut durumda bu payları ortaklık satın alıyor, bunun sonucunda ortaklıktan nakit çıkış gerçekleşmekte ve bu durumda ortaklığın sermayesinin azalması, borçluluğunun artması gibi sonuçlara yol açabiliyordu. Yeni uygulama ile ayrılmak isteyenlerin sahip oldukları payların diğer ortaklar ya da yatırımcılar tarafından satın alınması ile ortaklığın mali yapısını koruması sağlanacaktır. Bu konuların düzenleme yetkisi Sermaye Piyasası Kurulu’na verilmiştir.

        PAY ALIM TEKLİFİ ZORUNLULUĞUNA DÜZENLEME

        Yeni düzenleme ile birlikte zorunlu pay alım teklifinden söz konusu zorunluluğu doğuran işlemin kamuya açıklandığı tarihte pay sahibi olanlar faydalanabilecek. Bu tarihten sonra pay alanlar çağrı fiyatından faydalanamayacak. Pay alım teklifi zorunluluğunun özünde; bir ortaklıkta yönetim kontrolünün değişmesi halinde kendi istemleri dışında ortaya çıkan yeni dönemde şirkette kalmak istemeyen ortaklara ayrılma hakkı verilmesi bulunuyor. Zorunlu çağrıyı oluşturan işlemin açıklanmasının ardından pay alan yatırımcılar ise bu yeni dönemi bilerek alım yaptıkları için ortaklığın yeni yapısını kabullenmiş olurlar. Bu nedenle bu yatırımcılara çağrıya katılma hakkı verilmesi söz konusu düzenlemenin özü ile çelişmektedir. Bu nedenle yeni düzenlemeye ihtiyaç duyulmuştur.

        REKLAM

        ARACI KURULUŞLAR BÜYÜK PROJELERE FİNANSMAN SAĞLAYABİLECEK

        Madde ile 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiş ancak yeni Türk Ticaret Kanunu’nda yer almayan borçlanma aracı sahipleri kurulu’nun yeniden oluşturulması ve düzenlenmesi amaçlanmaktadır. Borçlanma aracı sahipleri kurulu ile yatırımcılara değişen koşullara göre toplu bir şekilde hareket edebilme imkanı getiriliyor. Kurul sayesinde yatırımcılar ile İhraççılar borçlanma araçlarının hüküm ve şartlarının değişmesi gerektiğinde karşılıklı görüşerek anlaşma yoluna gidebilecek. Söz konusu düzenleme Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği’nin Eylül 2018 tarihinde sermaye piyasalarının geliştirilmesine yönelik yayınladığı raporda sunduğu öneriler arasında da yer almaktaydı.

        Öncelikle Sermaye Piyasası Kanunu’na yeni girecek olan bu düzenlemeler de Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği’nin Eylül 2018 tarihinde sermaye piyasalarının geliştirilmesine yönelik yayınladığı raporda sunduğu öneriler arasında bulunuyordu. Düzenleme ile aracı kurumlara proje finansmanı kredisi verme, altyapı yatırımları gibi büyük projelerdeki kredilerin menkul kıymetleştirilmesi, bu projelerin nakit akışlarına dayalı menkul kıymet ihraç edilmesi ve proje finansman fonu kurulması imkanları getiriliyor. Bu sayede büyük altyapı projelerinin finansmanında banka kredisinin yanı sıra sermaye piyasalarının da aktif olarak kullanılmasının önü açılmış olacak. Bu yeni imkanlar ile aracı kurumlar ile birlikte sermaye piyasalarının gelişmesi ve derinleşmesinin de önü açılmış olacak.

        CEZALAR ARTIRILIYOR

        Sermaye Piyasası Kanunu’nun genel esaslarını düzenleyen 103’üncü maddesinin 1. fıkrasına yapılan ek ile tüzel kişiliklere verilen cezalar caydırıcı olması amacıyla artırılmaktadır. Yeni düzenlemeye göre tüzel kişiliklere verilecek cezada bağımsız denetimden geçmiş yıllık finansal tablolarındaki brüt satış hasılatının yüzde 1’i ile vergi öncesi karının %20’sinden yüksek olanı uygulanacaktır. Tüzel kişiliklerin gelir, giderleri ve bilanço büyüklükleri karşısında mevcut idari para cezalarının caydırıcılıktan uzak kalması nedeniyle böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duyulmuştur.

        Bilgi suistimali ve piyasa dolandırıcılığı suçlarında hapis cezasının alt limiti 2 yıldan 3 yıla çıkarılmaktadır. Hapis cezasının 2 yıl olarak verilmesi durumunda ceza muhakemesi kanunu uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması nedeniyle söz konusu suçu işleyenler üzerindeki caydırıcı etki azalmaktadır. Binlerce yatırımcıyı mağdur eden kişilerin bu fiillerinin karşılığındaki cezalarını çekmeleri için alt sınır 3 yıla yükseltilmektedir.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ