Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Son dakika: Yapay zeka uygulaması Chat-GPT insanlığa meydan mı okuyor?
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Yapay zekâ alanında yakınlarda çok önemli bir gelişme yaşandı. Bu gelişmenin adı Chat-GPT sohbet botu. Bir sohbet botunun çok ötesindeki Chat-GPT’yi kullanırken malumatfuruş bir insanla sohbet ediyorsunuz sanki. Ne sorsanız bilen, muhakeme yürütebilen, verilen görevleri çok hızlı yapabilen bir sistem. Kendisinden istendiğinde bilimsel makale yazıyor, özel diyet listesi hazırlıyor, basit bilgisayar kodları bile yazabiliyor.

        Bir OpenAI uygulaması olan Chat-GPT ile yapılabileceklerin sınırları henüz bilinmiyor. Ancak elde ettiği verilerin kaynağını açıklamadığı için Chat-GPT uygulamasının kullanım alanlarının ne olacağı hâlen çok tartışmalı.

        Uygulamayı Bilgi Üniversitesi Bilişim ve Teknoloji Hukuku Uzmanı Prof. Dr. Leyla Keser Berber anlattı.

        REKLAM

        Bir insan hukuk tahsili yapmak istese, dört yıl harcaması gerekir. Oysa Chat-GPT bunu çok hızlı yapabiliyor. Peki bu çok yakın bir gelecekte avukatlar yerine Chat-GPT robotlarını mı göreceğimiz anlamına geliyor?

        Bu sadece ikimizin konuştuğu, tartıştığı bir konu değil. Dünyanın her coğrafyası bu soruya bir yanıt arıyor. Yanıt ararken de tabii diğer tüm alanlarda olduğu gibi hukuk alanına da gelip dokunuyor. Temel olarak bu konudaki hukuki çerçeve çizme çalışmalarına odaklanacak olursak mesele üç boyutta tartışılıyor. Yapay zekanın demokratik değerlere etkisi, hukukun üstünlüğüne etkisi ve insan haklarına etkisi. Özellikle Facebook ve Cambridge Analytica’yı hatırlarsanız serbest seçim hakkı ve birçok demokratik değerimizi etkileyen bir olaydı. Dolayısıyla bu üç boyut Avrupa Birliği'nin konvansiyonuyla düzenlemeye çalıştığı hususlar. Chat-GPT ya da Amerika’da trafik cezası dolayısıyla bir sanığı savunacak olan yapay zeka sistemine barolar itiraz ediyor. Buna hukuki bir çerçeve getirmeye çalışıyoruz. Çünkü bu sistemin duruşmaya girip sanığı savunabilmesi bizim yapay zekaya ilişkin çok kadim bir soruya geri dönmemizi gerektiriyor. Yapay zeka sistemlerine kişilik hakkı tanıyacak mıyız, tanımayacak mıyız? Yani avukat sıfatıyla kabul ettiğimiz yapay zeka sisteminin bir kişiliği var mıdır yok mudur? Sadece hukukçuya yardımcıysa avukat temsil görevini yerine getirirken gerekçenin hazırlanması gibi insan beyninin aynı hızda yapamadığı birçok görevi yaparak günün sonunda ona yardımcı olacak mıdır? İlk sorunun yanıtına göre bu soruyu da sormak gerekiyor.

        REKLAM

        YAPAY ZEKA, AVUKAT OLABİLİR Mİ?

        Chat-GPT gibi yapay zekâ sistemlerinin bir özelliği de "programcılar"ın bile içinde neler olup bittiğini gerçekten bilmemesi. Bu durumda yapay zeka avukat olarak duruşmaya girebilir mi?

        Roma hukukunda bize öğrettikleri temel kural, hâkimin, kaynağını bulamadığı bir gerekçelendirme yapamayacağıdır. Yapay zeka sistemlerinin de yargıdaki kullanımı konusunda dikkat edeceğimiz şey hukuku uygulaması olacak. Blackbox (karakutu) dediğimiz açıklanamayan şeffaf olmayan karar mekanizmaları olmasın diye Avrupa Birliği komisyonu yapay zekaya ilişkin şeffaflığı temel hüküm olarak getirdi. Bunun dışında da yapay zekanın yaşam döngüsü dediğimiz tasarladığımız aşamadan fişini çektiğimiz sürecin açıklanabilir olması gerekiyor. Bu tür sakıncalı durumlar ortaya çıkmasın diye tüm yaşam döngüsü boyunca sağlanıp sağlanmadığının kontrolü yine bir insanın devrede olduğu bir sisteme devredildi. İnsanın gidip sistemin demokrasiye, insan haklarına, hukukun üstünlüğüne uygun çalışıp çalışmadığını gözetleme ve kontrol etme gibi temel yükümlülükler tanımlandı. Türkiye, Avrupa ve Amerika’da daha insan merkezli. Ancak Japonya konuya farklı bakıyor.

        REKLAM

        “ÖLEN BİR SANATÇILARI JAPONYA’DA BİR YAPAY ZEKA SİSTEMİ OLARAK HALA YAŞIYOR”

        Normalde ölünce kişilik sona erer. Ama Japonya’da belli sınırlar içinde ölen sanatçıların kişiliği hala yaşıyor ve eserleriyle Japonları mutlu etmeye devam ediyor. Yapay zekayı kişilikleri sonsuzluk kadar yaşatmak için kullanıyor. Geliştirdiği eserlerin özelliklerini sistem öğrendiği için hala albüm çıkarıyor. Albümünü oturup dinliyorlar.

        İstanbul Barosu yargıda yapay zekâ kullanımı hakkında bir bildiri yayımladı. Bu bildiride yapay zekânın doğrudan karar mekanizması olarak kullanılmasının oluşturacağı riske dikkat çekiliyor. Yargılamanın bu tür sistemlere devredilmesi konusunda siz ne düşünüyorsunuz?

        -Baronun işaret ettiği noktalar kritik. Merkezde her zaman insanın olduğu ama yapay zeka sistemlerinin insana yardımcı destek sistemler olarak konumlandırdığını görüyoruz. Özellikle İstanbul’daki adliyelere baktığımızda iş yoğunluğuna göre zaman sınırlı. Dosya sayısı fazla olduğu için bu destek, hâkimin dosyayı analiz etme, ilgili detayları toplama ve gerekçelendirme gibi işleri kolaylaştırabilir. Avukatın iş yoğunluğu dikkate alındığında aldığı davayla ilgili temel tarafı o hazırlar, son dokunuşu avukat yapar. Çünkü vicdani kanaat, takdir insana özgü özellikler. Bu yüzden doğrudan son kararı vermek insana ait olacak, arkada hazırlık aşamasında destek sistemleri devrede olacak.

        REKLAM

        VİCDANİ KANAATE SAHİP YAPAY ZEKA OLUR MU?

        Bir gün insan gibi düşünen, vicdani kanaate sahip olan bir yapay zeka sisteminin çıkacağına inanıyor musunuz? Çıkarsa çizgiyi nereye çekeceğiz?

        Alan Turing’in sorduğu gibi "Makine düşünebilir mi?" Evet düşünüyor. Kendi kendine özgün bir şey geliştirmemiş olsa da insanlığın çizdiği çerçeve içinde hareket edebiliyor. Savaş sistemleri itibariyle o sistemlerin nerede duracağını belirlemek kritik.

        “KİLLER ROBOTLAR BİZİ ÖLDÜRÜR MÜ ENDİŞESİNİN ALTINDA BİRBİRİMİZDEN KORKUMUZ YATIYOR”

        Korktuğumuz killer robotlar bizi öldürür mü endişesinin altında insan haklarına nasıl saygı duyar sorusu var. Aynı sorunun yanıtı savaş dönemlerinde bu sistemlerin nasıl kullanılacağıyla ilgili de sorulmalı. Dolayısıyla ben bu kararı hakkaniyetle verdim diyen yapay zeka sistemleri hayatımızda olacak. Ancak hukuki düzenlemelerde buna nasıl yer vermeliyiz ona bakmak gerekiyor ve insanlık olarak henüz halledemediğimiz daha birçok sorunumuz var. Bence insan hakları, insanlık açısından çözemediğimiz bir sorun. Yapay zeka sistemleri için tartıştığımız ayrımcılık yapma ve önyargı bizim insanlık olarak halledebildiğimiz bir şey değil ki bunu ürettiğimiz robotlara aktarabilelim. Karşımızdakine baktığımızda onu salt insan olarak görmek onu sınıflandırıp, etiketleyip ön yargılarımızla yaklaşıyoruz. Öte yandan yapay zekadan bunu yapmamasını bekliyoruz. Ama bunu yapmaması için üzerinde çalıştığı veri sistemlerini hazırlayan da insanlar.

        "YAPAY ZEKA SİSTEMLERİNİN DOĞRUDAN ETKİLEDİĞİ GRUP ZAYIF VE KIRILGAN OLAN ÇOCUKLARDIR”

        Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu yakınlarda “Yapay Zekâ ve İnsan Hakları Raporu” yayınladı. Sizce bu rapordaki özel hayatın gizliliği, eşitlik, güvenlik gibi maddelere ne eklenebilir?

        Biz Avrupa Konseyi'nde Türk Delegasyonu olarak sürekli çocukları vurguladık. Çünkü yapay zeka sistemlerinin doğrudan etkilediği grup, zayıf ve kırılgan olan çocuklardır. Yapay zeka ile çocukların etkileşiminin AB’de ayrı hükümlerle incelenmesi gerekiyor. Bizden sonraki jenerasyon yapay zeka sistemleriyle daha çok yaşayacak ve kuantum yapay zeka teknolojilerinin tepe noktası olacak. Özellikle içinde bulunduğumuz teknolojik bağlamın bu kuşağa sağladığı rahatlığı düşününce Alan Turing’in yıllar önce sorduğu soruyu bugün “insan düşünebilir mi?” şeklinde güncelleyecek miyiz diye soruyorum kendime.

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ