TÜSİAD Başkanı Kaslowski: Sorunlarımız küçümsenecek boyutta değil ama hepsini çözeriz
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) ve Koç Üniversitesi ortaklığı ile oluşturulan Ekonomik Araştırma Forumu (EAF), 'Türkiye Ekonomisinde Finansal Riskler ve Fırsatlar' başlıklı bir konferans gerçekleştirdi. Konferansta konuşan TÜSİAD Başkanı Kaslowski, "Bugün sorunlarımız küçümsenecek boyutlarda değil ama çözemeyeceğimiz hiçbir sorun da yok. Yeter ki gerçekçi ve kalıcı çözümler üzerinde hep beraber ortak akıl üzerine ile çalışalım" dedi. Toplantıdan öne çıkan gelişmeleri Habertürk'ten Yiğitcan Yıldız yazdı...
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) ve Koç Üniversitesi ortaklığı ile oluşturulan Ekonomik Araştırma Forumu (EAF), 'Türkiye Ekonomisinde Finansal Riskler ve Fırsatlar' başlıklı bir konferans düzenledi.
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski, bankacılık sisteminin 2001 krizinden sonra yapılan reformlar sayesinde büyük bir gelişim gösterdiğini ifade ederek, "Gerek güçlü sermaye yapısı gerekse teknolojik alt yapısıyla birçok gelişmiş ülkenin gıpta ile baktığı bir bankacılık sistemine sahibiz. Küresel krizden bu yana gelişmekte olan ülkelere akan sermaye Türkiye’de de ağırlıklı olarak bankacılık sektörü üzerinden ekonomiye katkı sağladı. Yüksek büyümeyi ve yatırımlarımızı bu finansman destekledi. Bu hızlı sermaye girişi büyüme ve yatırımların yanında birtakım finansal risklerin de birikmesine neden oldu. Dış borcumuz hızlı arttı ve reel sektör bugün artan finansman maliyetleri ve borç yükü altında zorlanıyor. TL’nin hızlı değer kaybettiği her dönem bilançolara ek yük biniyor ve reel sektörün yatırım yapma ve istihdam yaratma kapasitesi düşüyor" dedi.
Türkiye'nin potansiyelinin yüksek olduğunu kaydeden TÜSİAD Başkanı, "Son yıllarda ister siyasi ister ekonomik karşılaştığımız pek çok şok karşısında önemli bir direncimiz olduğunu kanıtladık. Bu direncin kaynağında, insan kaynağımız, sağduyulu ve güçlü bir bankacılık sektörümüz ve en kötü belirsizlik ortamında dahi ayakta kalmayı başarabilen güçlü bir reel sektörümüz var. Bugün sorunlarımız küçümsenecek boyutlarda değil ama çözemeyeceğimiz hiçbir sorun da yok. Yeter ki gerçekçi ve kalıcı çözümler üzerinde hep beraber ortak akıl üzerine ile çalışalım" diye konuştu.
'EN ACİL İHTİYAÇ BİRİKEN RİSKLERİ AZALTMAK'
Türkiye'nin en acil ihtiyacının biriken riskleri azaltmak olduğunu kaydeden Kaslowski, "Bankacılık sektöründe sorunlu olma potansiyeli olan kredilerin belirlenmesi, sınıflandırılması ve duruma özel çözümler üretilmesi gerekiyor. Bu kredileri bankaların bilançolarının dışına çıkaracak mekanizmaların tasarlanması bankacılık sektörümüzün ekonomiye taze kredi sağlayabilmesi açısından son derece önemli. Bu mekanizmaların işler hale gelmesi önemli bir fon kaynağı gerektirecektir. Bu fonun ne kadar büyüklükte olduğu ancak tüm bankacılık sektöründe uygulanacak analiz ve tespitlerle mümkün olabilir" dedi.
Getirilecek çözümlerin ekonomik aktörler üzerinde yaratacağı “ahlaki tehlike (moral hazard)” boyutunun da tartışılması gerektiğini vurgulayan TÜSİAD Başkanı, "Yanlış kararlar verenler ne kadar maliyet ödeyecek? Eğer hiç maliyet ödemezlerse bu ilerde de yanlış kararlar vermelerini teşvik etmez mi? Büyük bir maliyet ödemek zorunda kalırlarsa bu bankacılık sistemimizde ne kadarlık bir ek yük yaratır? Bu soruların çok dikkatli değerlendirilmesi gerekiyor" ifadesini kullandı.
Simone Kaslowski, özel sektör borç sorunuyla karşı karşıya kalan tek ülkenin Türkiye olmadığını kaydetti. Kaslowski, "Birçok ülke farklı boyut ve koşullarda bu sorunu yaşadı ve çözdü. Bizim de başarmamızın önünde hiçbir engel yok. Ama bunun ilk koşulu yapılan yanlışları kabul etmek ve bir daha tekrarlamamak için gerekli dersleri çıkarmak. Bu büyük sınamalara ve sorunlara karşı durabilmek için devletimizin alacağı önlemleri ve atacağı somut adımları bekliyoruz ve destekliyoruz" diye konuştu.
Finansal sistemde riskleri azaltmak ve yenilerinin oluşmasını engellemek için makro düzeyde de tedbirlerin alınmasının gerekliliğine işaret eden Kaslowski, "Finansal istikrarın ilk koşulu düşük ve stabil bir enflasyon oranını sağlamaktır. Son dönemde enflasyonun döviz kuru artışından beslendiğini görüyoruz. Artan dolarizasyonu engellemek için yapmamız gereken enflasyonu en kısa sürede düşürmektir. Bu doğrultuda adımlar atabilirsek oluşacak güven dalgası ile bugünkü zorluklardan kurtulmamız hızlanacak ve kolaylaşacaktır" dedi.
TÜSİAD Başkanı Kaslowski'nin konuşmasında öne çıkan diğer başlıklar ise şu şekilde;
- Attığımız her doğru politika adımı sadece kısa vadede değil orta ve uzun vadede de olumlu etki yaratacaktır.
- Verimliliği ve rekabet gücünü artıracak reformlar bizim için en öncelikli alanlardır. Bunların başında eğitim, işgücü, dijital uyum ve vergi reformları geliyor.
- Yakın zamanda Milli Eğitim Bakanımız 2023 vizyonunu takiben önemli bir reform adımını açıkladı. Eğitim alanında atılacak adımların ve niteliksel gelişmenin verimliliğe ve ekonomik büyümeye çok büyük katkısı olacaktır.
- Eğitim, bir ülkenin geleceğine yapılan en kıymetli yatırımdır. Özellikle sosyoekonomik risk altındaki çocukları hedefleyen analizler, erken çocukluk eğitimi programına yapılan harcamanın, eğitimsel, ekonomik, sağlığa ve sosyal çıktılara yönelik katkılarıyla beraber, çocuk başına yılda yüzde 13.7 oranında yatırım geri dönüşü sağlayacağını ortaya koyuyor.
'EĞİTİM REFORMU EKONOMİK BÜYÜME İÇİN ÇOK ÖNEMLİ'
- Büyümeyi sağlamak için kredi büyüme hızını artırmaya çalışıp, borcumuzu ve kırılganlıklarımızı artırmak yerine, kalıcı reformlar üzerinden gittiğimizde cari açık ve bunun finansmanı sorunlarını da çözmüş olacağız.
- Türkiye’nin en büyük ticari ortağı olan Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği anlaşmasının revize edilmesi ve yeni serbest ticaret anlaşmalarıyla desteklenmesi durumunda, Türkiye’nin büyümesinin yıllık iki puana yakın artacağı, AB ile olan ihracatımızın yüzde 25 artıracağı, toplam ihracatımızın ise yüzde 15 artacağı tahmin ediliyor.
- Gümrük Birliği revizyonu, AB yönelimini güçlendirecek, tam üyelik perspektifini canlandıracaktır. Avrupa Birliği perspektifini canlandırmamız, ülkemize dünyanın tüm bölgelerinden yatırım ve finansman girişlerini tekrar artıracaktır. Bugün karşı karşıya olduğumuz pek çok sorunu aşmak kolaylaşacaktır.