Suriyeliler için çözüm ne?
Yılbaşı gecesi Özgür Suriye Ordusu bayraklı bir grup Suriyelinin Taksim'de "kutlama" yapması ile başlayan tartışmalar sürüyor. Konu, Habertürk yazarlarının da önemli gündem maddesi...
Habertürk yazarları Fatih Altaylı, Murat Bardakçı, Nagehan Alçı ve Nihal Bengisu Karaca'nın yazıları...
"GÖÇMEN DALGALARIYLA BÜYÜYECEĞİZ"
Nagehan Alçı, "Tehlikeli sularda yüzüyorsunuz" uyarısıyla başladığı yazısında "Dünya tarihine bakın. Her zaman göçmenler o ülkeye büyük bir dinamizm ve zenginlik kazandırmıştır" dedi ve Apple'ın unutulmaz yöneticisi Steve Jobs'u örnek gösterdi.
Nagehan Alçı, imparatorluk mirasıçısı bir ülke olduğumuzu ve çoğu yurttaşın aile kökenlerinin Türkiye dışında olduğunu hatırlatarak, "Sosyal medyada duyulacak üç-beş alkış uğruna yazarlar ayrımcılık tuzağına düşmemeli. Biz zaten göçmen ülkesiyiz. Yeni göçmen dalgalarıyla daha da büyüyecek ve zenginleşeceğiz" diye yazdı.
"ALMANYA'NIN KALKINMASINDAKİ GİBİ"
Murat Bardakçı da yazısında "Sisteme dahil etmenin çareleri üzerinde ciddî şekilde durmamız gerekir" diyerek şunları yazdı:
"1960’ların Almanyası’nı hatırlayın! Dünya savaşından perişan vaziyette çıkmış olan memleket bölünmüş, Batı Almanya büyük bir kalkınma hamlesi başlatmıştı ama Almanlar bazı işlerden ısrarla kaçınıyor, bunları başkalarının yapmasını istiyorlardı.
Alman kalkınmasındaki işgücü açığını yabancı işçiler, özellikle de biz doldurduk!
Türkiye’de bugünün şartları o zamanın Almanya’sı ile aynı olmasa da bir benzerlik var ve ara mesleklerde, özellikle de değişik zanaatlerde artık geniş bir işgücü açığı mevcut. İşsizlik oranı gerçi düşük değil ama birçok mesleğe burun kıvırıyoruz, zanaatkârlık gün geçtikçe kayboluyor, esnafın çırak bulması imkânsız gibi oldu ve gençliğimiz basit değil, havalı kariyer peşinde…
Türkiye’deki Suriyeliler, Almanya’nın kalkınmasında bizim oynadığımız rolün buradaki benzeri için biçilmiş kaftan gibidirler! Onlardan ekonomik istifadenin yanısıra milyonlarcasının bundan böyle zaten burada kalacaklarını peşinen kabul ederek uyum sağlamalarının yolları üzerinde çalıştığımız takdirde son günlerin tehlikeli tartışması kendiliğinden ortadan kalkar."
FATİH ALTAYLI'DAN 4 SORU
"4 milyon Yunan gelse ne derdiniz" sorusuna yanıt arayan Fatih Altaylı yazısında şu sorunlara dikkat çekti:
1. Bu gelen mültecilerin güvenlik soruşturmaları yapıldı mı? Gelenlerden bir bölümünün Türkiye’yi karıştırma amacını yıllardır gizlemeyen Esad’ın adamları olup olmadığını biliyor muyuz?
2. Gelen Suriyeliler, mülteci değil “Geçici koruma statüsü” altında Türkiye’deler. Bu statü ile Türkiye’nin içinde istedikleri gibi yer değiştirmeleri, kafalarına göre ikamet seçmelerine göz yumulması doğru bir yaklaşım mıdır?
3. 5901 sayılı yasaya göre Geçici Koruma Altında Türkiye’de bulunanlar Türk vatandaşı olamazlar. Bu yasaya rağmen kaç Suriyeliye vatandaşlık verildi biliyor muyuz?
4. Dünyada hiçbir ülkenin kabul etmediği kadar adı mülteci olarak koyulmuş olmasa da mülteciyi kabul eden ülke olarak bu gelen misafirlerin takibini yapabiliyor muyuz?
"SURİYELİLERİN MAKUS TALİHİ"
Nihal Bengisu Karaca, "Ne yaparlarsa yapsınlar, adları: Bu Suriyeliler" başlıklı yazısında "Suriyelilerin makus talihi şudur ki, ülkelerinde kalıp başına varil bombaları atan Esad’a karşı savaşa girişenleri ‘terörist’ damgası yedi. Başına inen varil bombaları karşısında dehşete düşüp normal insan refleksi gösterip kaçanları ‘korkak’ damgası yedi. Türkiye’ye gelip adetini töresini devam ettirenlere ‘Ay işte oryantasyon sorunları var, sonuçta bir Ortadoğulu’ denildi" diyerek cevabını "Hayır" olarak verdiği şu soruları sordu:
"Türkiye’nin bir göçmen politikası var mı?
Türkiye’ye sığınan Suriye’lilere doğru bir entegrasyon planı uygulandı mı?
Türkiyeliler ve Türkiye’ye sığınan Suriyeliler birbirleri hakkında tamamen müsterih mi?"